Doğu Endonezya’daki bir ada olan Flores’te, “hobbit” boyutundaki insanların, doğal ortamını devasa bir kuşla paylaştığı ortaya çıktı. Bir metreden daha uzun olan Buz Devri leylek Leptoptilos robustus, 60.000 yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış olan 90 cm’lik Homo floresiensis’in üzerinde uçuyordu.
Arkeofili''den aktarılan bilgilere göre; Paleontologlar daha önce bu büyük kuşun izole bir ada ekosisteminde yaşamaya adapte olmuş uçamayan bir tür olduğunu düşünmüşlerdi. Fakat Royal Society Open Science dergisinde sunulan kanat kemikleri de dahil olmak üzere yeni analiz edilen fosiller sayesinde oluşturulan hikaye değiştirdi. Bu leylekler devasa boyutuna rağmen, 3,6 metrelik kanat açıklığı ile kuşların yukarıdan süzülmesine olanak sağladı.
Bu yeni farkındalık, paleontologları daha önce L. robustus’un anatomisi ve davranışı hakkında düşündüklerini gözden geçirmeye sevk etmişti. Yeni çalışma sayesinde kuşun muhtemelen küçük avları avlamak yerine, bugünkü Sahra altı Afrika’nın marabu leyleklerinin yaptığı gibi, otobur leşlerine güvendiği bilinen diğer tarih öncesi, uçan leylekler gibi bir leşçi olduğunu iddia etti. Flores leyleğinin leşleri tercih etmesi, hayvanın neden soyu tükendiğini açıklar boyuttaydı.
Büyük kuşlara ek olarak bahsi geçen ada, fillerin soyu tükenmiş yakın akrabası olan ve sadece bir metre boyunda büyüyen bir Stegodon türünü de barındırıyordu. Yeni çalışmanın baş yazarı Bergen Üniversitesi paleontologu Hanneke Meijer, “Dev leylekler, diyetlerinin büyük bir kısmı için onlara güveniyordu.” açıklamalarında bulundu. Meijer, Stegodon’un kemiklerinin, kuşların girmeye cesaret edemeyeceği bir mağarada kuş kemiklerinin yanında olduğuna dikkat çekti.
Stegodon ortadan kaybolduğunda, Meijer ve meslektaşları, L. robustus’un da ortadan kaybolduğunu ileri sürdü. Adadaki Komodo ejderleri gibi besin kaynağı olarak memelilere dayanan diğer hayvanlar başka yerlerde hayatta kalmayı başarmıştı. Fakat bu kuş türünün neslinin tükenmesi, Flores’te Buz Devri’nin sonlarına yakın bir ısınma döneminin tetiklediği döneme denk geldi. Meijer konuyla ilgili, “Bizim hipotezimiz, Stegodon’un soyu tükendiğinde tüm ekosistemin çöktüğü yönünde” dedi.
Paleontologlar, Liang Bua mağarasında bulunan kanat parçaları da dahil olmak üzere 21 kemik sayesinde dev Flores leyleğinin bu yeni görüntüsünü oluşturabildil. Bu kayalık barınak, Stegodon gibi hayvanların sıcaktan kaçmak ve bir şeyler içmek için bulduğu yerlerden biri olabilirdi fakat etoburlar, kolay bir yemek kapmak için durumdan faydalanmış odu.
ADA''DA GERÇEKLEŞEN EVRİM
Adalar, evrim için yoğun doğal laboratuvarlar yer alıyordu. Göreceli izolasyon, organizmaların Dünya kıtalarının daha geniş alanlarındakilerden çok farklı şekillerde uyum sağlamasına yol açmıştı. Örneğin, ada kuralı olarak adlandırılan bir olguya göre, büyük türler genellikle daha sınırlı kaynaklarla geçinmek için küçülürken, kemirgenler ve kertenkeleler gibi genellikle küçük hayvanlar eşi görülmemiş boyutlara ulaşmaktaydı.
2010 yılında ilk tanımlandığında, Flores leyleğinin bu modelin bir parçası olduğu düşünüldü.
Dev kuşun ilk örneklerinden bazılarını inceleyen Meijer, “Kariyerim doğrultusunda L. robustus algımın çok değiştiğini düşünüyorum.” dedi. Orijinal kemik setinin büyük ve tuhaf olduğunu, görünüşe göre ada yaşamının yaratıkları beklenmedik şekillerde değiştirdiği fikrine uygun olduğunu söylüyor.
Ancak hayvanın kanat kemiklerinin keşfi farklı bir tablo ortaya koydu.
GÖKYÜZÜNDE BİR DEV KUŞ
Liang Bua mağarası, Homo floresiensis ve Homo sapiens kalıntıları, her iki tür tarafından kullanılan taş aletler ve hayvan kemikleri koleksiyonu da dahil olmak üzere paleontolojik ve arkeolojik örneklerden oluşan bir hazineyi koruduğunu düşünüyor.
L. robustus’un kemikleri ilk olarak 2004 yılında keşfedildi, ancak uzmanların hayvandan daha fazla kalıntı toplaması ve kataloglaması uzun yıllar boyunca kaldı. Meijer ve meslektaşları, yeni çalışmalarında hayvanın daha eksiksiz bir resmini oluşturmak için tüm parçalarını bir araya getirmiş oldu.
Flores leyleği uçamıyor olsaydı, kuşun kanat kemikleri daha küçük olurdu ve artık uçuş için kullanılmadıklarını gösteren anatomik işaretler gösterebilirdi. Paleontologlar, 66 milyon yıl sonra dinozorların neslinin tükenmesinden sonra evrimleşen soyu tükenmiş, etobur “terör kuşları”, emus ve akrabaları ve diğer çeşitli kara kuşları arasında bunu defalarca gözlemledi.