Hiç yaşamamış gibi bir anda adadan kayboldular! Kayıp 3 bekçinin gizemi çözülemiyor

Hiç yaşamamış gibi bir anda adadan kayboldular! Kayıp 3 bekçinin gizemi çözülemiyor

Flannan Adası'ndaki deniz fenerinde görevli üç bekçi bundan 122 yıl önce sanki daha önce hiç yaşamamış gibi bir anda ortadan kayboldu. Bekçilerin başına gelenlerle ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Bunların bir kısmı 'yok artık' dedirtecek türden. İşte gizemi yıllardır çözülemeyen olay...

26 Aralık 1900''de küçük bir gemi, Flannan Adalarından biri olan Eilean Mor''daki 3 deniz feneri görevlisini kontrol etmek amacıyla adaya doğru yola çıkıyor.

Ana karadan görülebilen Eilean Mor''daki deniz feneri görevlileri, birkaç gündür rapor sunmuyor ve tam anlamıyla hayat belirtisi göstermiyordu.

Bunun üzerine yedek bekçi Joseph Moore, kaptan James Harvey ve diğer mürettebat, adada görevli olan Thomas Marshall, James Ducat ve Donald McArthur''u bulmaya gidiyor.

Normal zamanlarda ada iskelesine bir gemi yanaşınca görevliler derhal iskeleye gitmek zorunda olsa da gemiyi kimse karşılamaz. Bunun üzerine işaret fişeği atan ve siren çalan gemi, sesini kimseye duyuramaz ve bunun üzerine Joseph Moore feneri kontrol etmek üzere gemiden iner.

Deniz fenerinin kapısının kilitli olmadığını fark eden Moore, daha sonra yağmurluklardan ikisinin kayıp olduğunu görür. Bu da demek oluyordur ki görevlilerden biri buz gibi havada hiçbir önlem almadan dışarı çıkmıştır.

Moore, fenerin mutfağına ilerlediğinde yarım bırakılmış bir yemek, ters dönmüş bir sandalye ve durmuş bir saat görür, fakat 3 deniz feneri bekçisini de bulamaz.

Bunun üzerine Moore, gemiye döner ve olanları kaptan Harvey''e aktarır. Harvey, bunun üzerine genel merkeze olay hakkında bir telgraf çeker.

''Flannan Adaları''nda trajik bir kaza yaşanmış. Üç bekçi adadan kaybolmuşlar. Bugün öğlen adaya vardığımızda ada üzerinde hiçbir yaşam belirtisi yoktu.

Bulgular bir hafta kadar önce bir kaza yaşanmış olabileceğine işaret ediyor. Kayalıklardan düşmüş veya vinci emniyete almak isterken boğulmuş olabilirler.

Gece oluyor artık. Onlar için yapabileceğimiz bir şey yok. Moore, Macdonald, Buoymaster ve iki mürettebatı sizler düzenlemeleri yapana kadar feneri çalışır durumda tutmaları için adada bıraktım. Sizden haber gelene kadar oban''a dönmeyeceğim. Belki yerinizde değilsinizdir diye aynı telgrafı Muirhead''e de gönderdim. Sizden telgraf gelir belki diye kapanana kadar telgrafın başında olacağım.''

Kaptan Harvey ve mürettebatı adada beklerken, birkaç gün sonra kaybolan üç bekçiyi bizzat bu işin başına getiren Robert Muirhead, olay yerini incelemeye gelir.

Moore''un rapor ettiklerinin üzerine pek bir şey bulamayan Muirhead, daha sonra deniz feneri kayıtlarını fark eder. 3 kayıp bekçinin kaybolmadan önce aldığı notları içeren kayıtlar son derece garip bulgular içeriyordu.

12 Aralık günü ikinci yardımcı Thomas Marshall, tuttuğu kayıtlarda şunları yazmış...

''20 yıldır görmediğim kadar sert bir rüzgar var. Baş bekçi James Ducat sessizleşti ve üçüncü yardımcı McArthur ağlıyor.

13 Aralık kayıtlarında ise fırtınanın hala devam ettiği ve üç adamın fırtınanın dinmesi için dua ettiği yazıyordu. Son kayıt 15 Aralık tarihine aitti ve kayıtta fırtınanın dindiği yazıyordu. 

''Fırtına dindi. Deniz sakin. Tanrı her şeye hakimdir.''

Buradaki garip olan şey ise ana karadan bile görülebilen Eilean Mor adasında, 12-13-14 Aralık tarihleri arasında rapor edilmiş herhangi bir fırtına kaydedilmemişti.

Üstelik bu tarihlerde hava son derece yumuşaktı. Bunun yanı sıra yıllar boyunca denizlerde çalışmış bu üç sert mizaçlı adamın denizden 150 feet yükseklikte ve son derece güvende oldukları bir deniz fenerinde olmalarına rağmen fırtınanın dinmesi için dua edip, ağlamaları hiç normal gözükmüyordu.

Muirhead, iskelenin aşağısına doğru ilerlediğinde ise normalde malzeme sandığında olması gereken halat iplerini bulur. Bekçilerin, devrilen sandıktan sonra ipleri almak için iskelenin aşağısına koştuğunu ve denize düştüklerini düşünse de şimdiye kadar cesetleri çoktan karaya vurmalıydı.

Sonuç olarak bakıldığında bekçilerin Eilean Mor adasından bir anda yok olmaları asla bir şeye bağlanamadı. Bazıları yabancı işgalcilerin bekçileri esir aldığını düşünse de bazıları durumu paranormal bir vaka olarak düşünüyordu.

Hatta deniz fenerinden daha sonra görev yapan bekçiler, esen rüzgarda tuhaf sesler duyduklarını söylüyor.

120 yıldır çözülemeyen bu vaka, hala sırrını koruyor.

İlgili Haberler