Heykellerin altında kalan ülkeler
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
***
Kazakistan''ın ilk Cumhurbaşkanı, "Elbaşı" Nursultan Nazarbayev''in, güdümlü vandallar tarafından yıkılan heykeline bakarken, istemsizce döküldü yukarıdaki dizeler dilimden.
Tarihin, hiç uzak olmayan başka bir sayfasında, başka bir toplum, "diktatör" saydığı başka bir liderden "kurtuluşunu" aynı sembolik eylemle duyurmuştu dünyaya!
"Yaşasın"dı; Irak''a, tam da, Kazakistan''da, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev''i kendileriyle pazarlık masasına oturmaya zorlayanların talep ettiği "demokrasi"den gelecekti! "Özgürlük" gelecekti.
Barış, huzur, refah; bir yabancı devletin askerleri eliyle adeta bir yeryüzü cennetine dönecekti ülkeleri!
Kundak bebekleri, tecavüzlerinin çocuklarını doğururken can veren kadınlar, sokakları dolduran cesetleri köpeklerce parçalanan nice işgal kurbanı; "şehit" kabul edildiklerinden, herhalde ancak ebedi alemdeki mekanları "cennet" olabildi!
Bölünüp, parçalandılar.
Yıllarca bir "kimyasal battaniye"yle örtüldükten sonra bugün bile hâlâ sakat doğuyor çocuklar; bugün bile su diye ölüm akıtıyor musluklar…
Ortadoğu''da yaşıyor olmak az zormuş gibi, şimdi bir de Ortadoğu''nun ortaçağını yaşıyorlar!
Velhasıl Irak, Irak vatandaşlarının, 19 yıl önce gözleri dönmüş halde saldırıp, "umutla(!)" yıktıkları Saddam heykelinin altında kaldı.
Dilerim Kazakistan da yaşamaz aynı akıbeti; Nazarbayev''in yıkılan heykelinin altında kalmak olmaz; "bağımsızlığı" taşıyamamanın bedeli!
***
Türkiye''nin Kazakistan''ı en iyi bilen isimleriyle konuştum dün; akademisyen, asker, tarihçi, araştırmacı…
Saatlerce…
Ve inanır mısınız, bir kişi de anmadı "LPG fiyatlarına zam" meselesini; zira asgari muhakeme kabiliyetine sahip herkesin tahmin edebildiği gibi mevzu ne zamlar, ne maaşlar, ne geçim sıkıntısı hatta ne de "demokrasiye özlem" değildi.
Keza, takdir edersiniz ki, şimdi demokrasisi eleştirilen Kazakistan, 70 yıl Rus hakimiyetinde de "temsili Norveç" gibi yaşamış değildi!
***
Konuştuğum, Kazakistan''dan da birinci ağızdan haber alma kabiliyetine sahip kişiler arasında yaşananları Yugoslavya''daki, Ukrayna''daki, Gürcistan''daki, Tunus''taki, Libya, Mısır, hatta İran, hatta Kırgızistan''daki "renkli devrim" filmlerinin tekrarı olarak yorumlayanlar da vardı, başından sonuna bir "Rus oyunu/planı" olduğunu savunanlar da.
Türk Devletleri Teşkilatı''yla birlikte beliren bütünleşme ihtimaline vurulan hançer sayanlar da var, Nazarbayev rejimini bütün kadro ve misyonuyla silmeyi amaçladığına inananlar da…
Kazakistan dışında yaşayan Kazakistanlı zenginlerin himayesindeki gruplardan tutun da, Kazakistan devleti içindeki "lobi"lere kadar her şeyi değerlendirdik.
İhtimal dahilinde olan senaryolardan hangisi gerçek olmuş olursa olsun değişmeyen Rus askerinin, "Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü" kılıfıyla Kazakistan''a girdiği gerçeği!
***
İddia o ki, "Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü"yle ilgili olarak ,"Biz bu örgütü böyle günler için kurmadık mı? Şimdi kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız? Bu bir Rus müdahalesi değil, içinde Tacikistan da var, Kırgızistan da var…" vesair gibi telkinlerde, Kazakistan yönetimi, "Devletin bekaası için tek çarenin bu" olduğuna ikna edildi.
***
Dediğim gibi;
İster, jeo-stratejik önemini anlatmaya gerek bile olmayan Kazakistan''ı ABD''ye kaptırmamak için olsun…
İster, başından beri ilmek ilmek dokuduğu ve ülkeyi kendi desteğine muhtaç hale getirdiği planın parçası olarak…
Rus askeri an itibarıyla Kazakistan''da.
***
Kazakistan''ın sürüklendiği ister BOP''a batan emperyal emellerin BAP''la diriltilmesi için ABD''nin Büyük Satranç Tahtası''nda kurulmuş bir oyun olsun, ister Rus ruleti olsun;
İyi emperyalist yoktur.
Türk Dünyası "her türlü emperyalizme karşı" duracak güçte olmalıdır.
Bunun yolu da, iki gündür aklı başında herkesin dikkat çektiği üzere ortak bir askeri teşkilatlanmaya sahip olmaktan geçer.
Bu manada;
Türk Devletleri Teşkilatı''nın Kazakistan''ın yardım çağrısında bulunmasına ihtiyacı var mı?
Türk Devletleri Teşkilatı''nın dönem başkanı olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karabağ''daki işbirliğini genişletecek ortak bir askeri güç oluşturmak teklifinde bulunamaz mı?
Yarın Kazakistan''ın "Türkçe" olan resmi dilini değiştirmek durumunda kalacağı, Türk devletinin Kırım''ın ilhakını tanımaya zorlanacağı bir konjonktür, en az Karabağ''ın işgali kadar yakmaz mı canımızı?