Hey gidi Hürriyet hey!
Bir arkadaşım, Hürriyet'in geçtiğimiz günlerde yayınladığı "Kıbrıs'ın hayalet havalimanı" haberinin linkini gönderdi. Haberden ziyade gazetenin haberi yaparken kullandığı dildi dikkat çekmek istediği.
Aynen şöyle haberin giriş cümlesi:
- 1974'teki "Barış" harekatı sırasında iki toplum arasında büyük çatışmalara sahne olan Lefkoşa Uluslararası Havalimanı...
"Yas"a saygımdan fazlasını yazmayacağım;
Sadece, hey gidi Hürriyet hey!
***
"Yunanistan'da Mağarada Yaşayan Türkler"den...
"Yunan Demokrasisi Batı Trakya Türklerini Silindir Gibi Eziyor" dan...
"Kıbrıs Cumhurbaşkanı Çeteci papaz faaliyette"den...
"Amerika, Çıkarmamızı Yine Önledi"den...
"Kıbrıs İçin Her Türlü Fedakârlığı Göze Aldık"tan...
"Mehmetçik Kıbrıs'ta" manşetli coşku dolu yıldırım baskılardan
"Kıbrıs -tırnak içinde Barış- Harekatı"na ha...
Vay be...
Nereden nereye...
Çetin Emeç, iyi ki bugünleri görmedi!
***
Başları sağ olsun, şu acılı günleri atlattıktan sonra Demirören ailesine de sormak isterim;
Onlar da "Kıbrıs -tırnak içinde- "Barış" Harekatı" olduğunu mu düşünüyorlar?
Onlara göre işgalci mi Mehmetçik adada?
Yoksa sızma mı var Hürriyet'in Kuzey Kıbrıs konusundaki köklü mirasına!
Bu ifade işgüzarlık sonucu mu, yanlışlık mı yoksa bilinçli bir politik tercihinin yansıması mı?
Terörle yaftacıları önce bana, sonra aynaya baksın
İYİ Parti AR-GE'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Milletvekili adayı Şenol Bal "sahayı gör" dedi, Hamamönü'ndeki seçmen ziyaretlerine davet etti, gittim gördüm; ayrıntısını yarın yazacağım.
İftardan sahura uzanan çalışmada Bal'ın yanında, İYİ Parti'nin Güneydoğu gazisi milletvekili adayı Hüseyin Özlük de vardı. Mayın patlaması sonucu iki gözünü, el parmaklarından dördünü, işitme duyusunun yarısını kaybeden Özlük aynı zamanda İYİ Parti'nin kurucular kurulunda.
Seçim çalışmasında görev alan partililerin aktardığına göre hayli duygusal anlar yaşanıyormuş Özlük'ün katıldığı programlarda... Özlük de doğruluyor:
- Bugün Etlik Parkı'nda bir yaşlı amcamız beni görünce ağlamaya başladı, zor teselli ettik...
Biz de böyle bir toplumuz işte;
Normal olan yaşlı amcanın Özlük'ü teselli etmesi, "Sen bu ülke uğruna elini, gözünü kaybettin ama gönlünü ferah tut, biz de bu ülkeyi kurda kuşa yem etmeyeceğiz, oyumuzla kalkan olacağız, koruyacağız" demesi olurdu ama neyse!..
***
Karşımdaki bir terörle mücadele gazisi olunca; İYİ Parti'ye dönük terörle yaftalama çabasını soruyorum doğal olarak. Cevabı kısa, öz:
- İYİ Parti'yi teröristlerle yan yana gelmekle suçlayanlar gelsinler bana bir baksınlar. PKK'ya açılım yapanlar, Barzani'yi bayraklarla karşılayanlar, Diyarbakır'da "Megri Megri" söyleyenler, Habur'da çadır mahkemesi kurup teröristler istiyor diye Atatürk portresini indirenler, pişman olmadıkları kaldı masummuş gibi kılacak uygulama yapanlar kimin terörle yan yana, iş birliği içinde olduğunu görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar!
***
Şener "bam bam bam"lasın artık
Sözcü'den Özlem Gürses soruyor:
- Söylemeyecek misiniz şu Amerika ziyaretinin ayrıntılarını?
CHP'nin Konya'dan milletvekili adayı gösterdiği Millî Görüş kökenli, AKP'nin de kurucularından olan Abdüllatif Şener cevap veriyor:
- Söyledim. 2000 Mayıs'ında 4 kişi Amerika'ya gitti, Tayyip Erdoğan, Turhan Çömez, Ahmet Ergün ve Ali İbiş. Biri milletvekilliği yaptı zaten, Ali İbiş. Öbürü de Belediye döneminde Tayyip Erdoğan'ın en yakınıydı, Ahmet Ergün, hatta kasası olduğu iddiaları vardı. Şimdi neredeler, inanın ben de bilmiyorum. Sayın Erdoğan'ın şöyle bir adeti vardır, kendisine çok yakın olanları siyasette yanına almaz, ayırır.
Diyaloğun devamı şöyle:
- Amerika ziyaretinde Pensilvanya'ya gittiler mi gitmediler mi?
Israr ediyorsunuz madem, bir kademe ilerisini de söyleyeyim size, tweet de atacağım zaten, birlikte ABD'ye gittiklerinde Ahmet Ergün'le beraber Pensilvanya'ya gittiler ve Fethullah Gülen ile görüştüler. Tayyip Erdoğan'ın ilk Pensilvanya ziyaretinde yanında Ahmet Ergün vardı.
- Turhan Çömez var mıymış Pensilvanya'da?
O bölümlerini de sonra anlatacağım!
***
Niye şimdi değil!
Neden sonra?
Abdüllatif Şener iyi adam, dürüst adam, namuslu siyasetçi tamam da nedir bu "arkası yarın" çeker gibi, bu kadar kritik bir konudaki bilgiyi bile taksit taksit paylaşmak Allah aşkına...
Varsa bir bildiğiniz -ki belli ki var- açıklayın, millet bilsin öğrensin!
Neyi bekliyorsunuz?
Neden bekliyorsunuz?
Hani "taktik maktik yok, bam, bam, bam"dı!