Hesaplaşmadan olmuyorsa ''Cumhur İttifakı'' nasıl kuruldu?

Hesaplaşmadan helalleşme olmaz yaklaşımına çok da muhalif değilim.

Dileyen herkes, dilediği herkesle, bireysel suç, günah, ayıp, ihanet, kabahatleri vesair kapsamında helalleşebilir.

Ama…

Ucu, alışageldiğimiz klişeyle "devletin bekası"na; vatanın bölünmez bütünlüğü, milletin birliği, rejimin nitelikleri, kurucu değerlere uzanan hâl ve konularda hiçbir kişi, makam, mevki "millet/devlet adına helalleşme" hak ve yetkisine sahip değildir.

Buraya kadar eyvallah da…

"Hesaplaşmadan helalleşme olmaz" ise, bunun da, herhalde, sadece muhalefeti bağlayıcı olmaması gerekir/beklenir.

***

CHP''nin çıkacağını duyurduğu "Helalleşme" yolculuğuna "Hesaplaşmadan olmaz" şartı koşanlar;

"Çözüm süreci tek başına vatana ihanet suçudur" dedikten sonra…

"Yasayı değiştirdikleri için azade olduklarını zannediyorlar. Sorarım; 32 yıl sonra 12 Eylül''ü yapan zorbalar, generaller nasıl yargılandı?.. İmralı görüşmelerine katılanların hepsi yargılanacak" dedikten sonra…

"Cumhurbaşkanını vatana ihanetten yargılayacağız. Suçu sabittir" dedikten sonra; hatta medyanın bu vaatlerini öne çıkarmamasından yakındıktan sonra…

"Biz, 17 ve 25 Aralık''ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız" dedikten sonra…

"17-25''i harekete geçirir, Yüce Divan binasını temizletir, hâkimlere yeni elbiseler giydirir, Recep Tayyip Erdoğan''ı beklemelerini isteriz. Yüce Divan''a göndeririz…Cumhurbaşkanı çocukları, bakan çocukları yargılanacaklar" dedikten sonra…

Bunu "Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu üzerinden yapacaklarını" yani kafalarında "teknik hazırlığını" da planladıklarını ilan ettikten sonra…

"AKP-MHP koalisyonu olur ama şartlarımız var. Bunları yok sayamayız. AKP ile koalisyon kurmamızı istiyorlar. 17-25 Aralık yolsuzluk olaylarını nereye koyacağız. Meydanlarda ''hırsızlardan hesap soracağız'' dedik. ''Her bir oyun vicdani sorumluluğu var'' diye halka seslendik. ''Öteki dünyada hesabı sorulur'' dedik. Hırsızları nereye koyacağız? Bunu göz ardı edemeyiz. Ucu nereye dayanırsa dayansın oraya gider. TÜRGEV''e yapılan bağışları, verilen ayrıcalıkları ne yapacağız? Bilal''in içinde olduğu sıfırlanan paraların hesabını sormayacak mıyız? Bu sürecin bir tarafında Bilal var. Versin Bilal''i alsın iktidarı!" Dedikten sonra…

AK Parti''yle hesaplaştılar da mı helalleştiler ki; birbirlerine "muhabbet, hürmet, anlayış, güven" duyar hale gelebildiler?

Adı "koalisyon" değil de "ittifak" olunca, "helalleşmek için hesaplaşma" şartı ortadan kalkıyor mu?

***

İktidar yapınca, Cumhuriyet tarihinin en büyük ihanetlerinden biri olan 15 Temmuz''dan sonra söylenmiş bir "Aldatıldık, milletimiz affetsin" cümlesi kafi oluyor, "Hainlere ne istedilerse vermiş olmanın" vebali yok sayılabiliyorsa, muhalefete gelince niye kapı gibi şartname konuyor ki önüne?

"HELALLEŞMEK" DERKEN?

Yine bir, kavramlarının içinin boşaltılması suretiyle sapla samanın karıştırılması vakasıyla karşı karşıyayız sayın okurlar!

***

İtirazım, Kemal Bey''in kastı da dahil olmak üzere ama sadece onunla da sınırlı değil, siyasetin gelmiş geçmiş bütün "helalleşme" polemikleri için geçerli;

"Helalleşmek", özür dilemek, gönül almak gibi bir şey değildir.

"Helalleşmek", dün Kemal Bey''in dediği gibi "yüzleşmek" de değildir.

"Barışmak" da…

Zaten "barış"tan söz etmek için bir "savaş"ın varlığını kabul etmeniz gerekir ki, dün CHP Grup Toplantısı''nda sıralanan konu başlıklarından herhangi birinde, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti"ni vatandaşıyla "savaşan taraf" olarak konumlandırmanın doğurabileceği sonuçları telaffuz bile etmek istemem.

***

Murat "Helalleşmek" ise, bu, her şeyden önce "karşılıklı" bir eylemdir.

Bir tarafın "Hakkını helal et" demesiye helalleşilmez, diğer tarafın da "Helal olsun" demesi gerekir. (Varsa bir hakkı tabii!)

Bu "Helal olsun", "Hakkını, üzerinde hiçbir hak iddia etmeksizin birbirine bağışlamak" anlamına gelir!

Dolayısıyla, "tazminat" karşılığı helalleşilmez mesela!

Herhangi bir olaydan dolayı "tazminat ödemeyi" kabul ediyorsanız, "helalleşmiş" olmazsınız, "suç işlediğinizi kabul etmiş" olursunuz. Bunu "devlet" üzerinden yapmaya kalkarsanız da, onu "adilleştirmiş", "demokratlaştırmış", "hukukileştirmiş", "vicdanlılaştırmış" filan değil düpedüz "sanıklaştırmış" ve dahi "suçlu çıkarmış" olursunuz.

Bunlar bir dönem AK Parti''nin de balıklama atlayıp içinde boğulduğu tehlikeli sular!

***

Kaldı ki…

"Karşılıklı" dedim ya…

"Cumhuriyet''e isyan etmiş" herhangi bir kesimden "Cumhuriyet''le helalleşme" talebini duydunuz mu siz hiç bugüne kadar?

İftira atanlardan?

Kin duyanlardan?

İhanet edenlerden?

Helalleşme siyasetinin öteden beri düştüğü yanlış bu sorunun cevabıyla ilgilenmemesi:

Acaba "Helalleşmek" istediklerinin istediği de "helalleşmek" mi?

Yoksa bugüne kadar yaptıkları ne varsa meşrulaştıracak bedeli ödetmek mi kimilerinin tek derdi!

Yazarın Diğer Yazıları