Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kollar ve bacaklar daha fazla açıkta kaldığı için, kurdeşen hastalarının ciltleri daha korumasız bir hale geliyor. Ürtiker, bir buçuk aydan uzun sürdüğünde kronik olarak adlandırılıyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, pek çok ürtiker türü bulunduğunu ve bunlar arasında günlük yaşamı en çok etkileyenin dermografik ürtiker olduğunu söyledi. Dermografik ürtikerde, hastaların alışveriş poşetleri taşırken bile ciltlerinde mekanik sürtünme nedeniyle şişlikler oluşabiliyor. Prof. Dr. Kutlubay, bu hastalığın ağda ve epilasyon gibi işlemleri engellediğini ve hastaların yaşam kalitesini düşürdüğü için alternatif çözümler aramalarına neden olduğunu belirtti.
"HASTALARI EN ÇOK BEZDİREN TÜR"
Ürtikerin saçın içinden, ayak tabanına kadar vücudun her yerini etkileyebildiğinisöyleyen Prof. Dr. Kutlubay, "Küçük küçük kabarıklıklardan tutun da 5-10 santimetreye varan çapta büyük ödemler meydana getirebilen, çok kaşıntılı, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen dermatolojik bir hastalık. Atopik yapı, alerjik bir cilt yapısının olması, temas eden şeylerin etkisi (yünlü giysiler vb) bunu tetikleyebiliyor. Ürtikerin bir takım cinsleri var. Bunlardan birine spontan ürtiker diyoruz ki bu da akut ve kronik olarak ikiye ayrılıyor. 6 haftadan daha kısa sürerse akut, daha uzun sürerse kronik ürtiker olarak tanımlıyoruz. Bir de fiziksel ürtiker dediğimiz bir kurdeşen grubu var. Bunda da sıcak ürtikeri, güneş ürtikeri, basınç ürtikeri, su (akuajenik) ürtiker ve dermografik ürtiker dediğimiz bir takım alt gruplar var. Bunların hepsi hastayı olumsuz yönde etkiliyor, yaşam kalitesini bozuyor ama ama dermografik ürtikerin etkisi bu anlamda çok daha fazla" ifadelerini kullandı.
"SIKI BİR GİYSİ BİLE YETİYOR"
Dermografik ürtikerde kişinin derisine bir cisim temas ettiğinde o bölgede temasa, travmaya bağlı deri içinde birtakım maddelerin deşarj olarak kabarma ve kızarıklık meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Kutlubay, "Hem de kaşıntı eşlik eder. Öyle ki çizildikten 1-2 dakika sonra hemen temas şeklinin aynısı deride kabarıklık olarak ortaya çıkar ve kaşınır, kızarır, hastayı canından bezdirir. Bu kaşıntı ve kızarıklıklar sadece travma yani çizilme etkilemiyor dermografizmi. Bununla beraber basınç ürtikerinde olduğu gibi, örneğin bir ağırlık taşıdığınızda (pazar poşeti gibi) ya da sıkı bir giyside bile aynı şey olabiliyor. Poşet taşımaya bağlı hastanın avuç içinde kabarmalar meydana gelebiliyor. Ya da örneğin deride bir kuruluk varsa ve yünlü bir giysi giyildiyse onun yaptığı kaşıntıya bağlı olarak da tırnaklanan yerde karşımıza çıkabiliyor. Sürtünme, tahriş gibi şeyler de bunu tetikleyebiliyor. Örneğin özellikle hanımlar, ağda vb yaptırdığında bunu başlatabiliyor. Bunlar tabii çeken için sıkıntı. Hastayı hayatından bezdiriyor ve hastaları değişik çareler aramaya itebiliyor." dedi.
"YAZ SICAKLARI TETİKLİYOR"
Yazın sıcakların artmasıyla beraber bu tarz dermografik ürtiker gibi hastalıkların görülme sıklığının da arttığına vurgulayan Prof. Dr. Kutlubay, "Kol ve bacaklar daha açıkta kalıyor. Böcek ısırığı, travma, tahriş, çalının bitkinin sürtünmesi vb gibi nedenlerle dermografizm kolayca ortaya çıkıyor. Hastalar çamur maskeleriyle, diş macunuyla tedavi etmeye kalkıyorlar. Bilmedikleri bir takım kremleri kullanıyorlar, deriyi daha da tahriş edebiliyor bunlar. Hatta hastalığı daha çok tetikleyebiliyor. Kortizona çok başvuruyor hastalarımız. Kortizonlu kremler ya da haplara, iğnelere başvuruyorlar kendi başlarına. Çok kısa bir süre rahatlama sağlasa da uzun süre kortizon kullanıldığında hem vücut hormon dengesi bozulabiliyor, endokrinolojik problemler ortaya çıkabiliyor ya da deride incelme, kılcal damarların genişlemesi gibi bir takım yan etkiler karşımıza çıkabiliyor. Oysa bizim de tedavilerimizde tercih ettiğimiz, üniversite hastanelerinde kullanılan raporla verdiğimiz birtakım iğnelerimiz var, kortizon içermiyor bunlar. Gerekirse hastaya ayda bir uygulayarak rahatlatıyor hatta tamamen tedavi de ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"KEMER KULLANIRKEN BİLE ZORLANIYORUM"
Okul öncesi öğretmeni Ayşe Genişel (30), ergenliğinden beri alerjik bir yapıya sahip olduğunu, ancak son birkaç aydır bu ürtikerle boğuştuğunu belirterek, "Kızarıklıklar beni rahatsız etmeye başladı. Son birkaç aydır da yoğun olarak yaşıyorum. Sıkı bir kıyafet giydiğimde, kemer bile etkiliyor, dar pantolon giyemiyorum. En ufak bir darbe aldığında cildimde yoğun kızarıklık başlıyor. Uzun bir süre de geçmiyor. Hatta bir kuaföre gidip yüz bölgemde herhangi bir epilasyon işlemi yaptırmam gerektiğinde bir saatten fazla beklemem gerekiyor. Hayat kalitemi oldukça düşürüyor maalesef" diye konuştu.