Rusya’nın sabaha karşı Ukrayna’ya operasyon emri vermesinin ardından birçok noktaya saldırı başlarken piyasalar da hareketlendi. Dolar, Euro, Sterlin ve altın yükselişe geçerken, borsa güne sert düşüşle başladı.
Ekonomist Meriç Köyatası yaşanan gelişmeleri YouTube kanalında değerlendirdi. Rusya-Ukrayna gerilimi ile piyasaların karıştığını belirten Köyatası, gelişmeleri diğer ekonomistlerden farklı değerlendirdiğini ifade etti.
"Günlük ya da kısa vadeli değişimlerin yanı sıra esas belirleyici olan ama uykuda duran yapısal sorunların büyüklüğünü her fırsatta anlatmaya çalışıyorum..." diyen Köyatası''nın açıklamaları şöyle:
"Savaş, günlük piyasa hareketlerinin yanı sıra, sözünü ettiğim yapısal sorunların da kendini hissettirmesine neden olacak.
Savaş, insanlık için hiç istenmeyen bir durum. Savaşın savunulacak hiçbir tarafı yok ama maalesef savaşlar göz göre göre geliyor.
Giderek küreselleşen dünyada küçük bölgesel savaşlar bile, tüm dünya ekonomisini etkileyen sonuçlara yol açıyor. Bahsettiğimiz savaş ise küçük bir bölgesel savaş olmaktan çok öte. Hatta NATO genel sekreterine göre yüzyılın en büyük savaşlarından birinin eşiğindeyiz. Umarım NATO genel sekreteri boş tehditte bulunuyordur. Yoksa bu işin sonu çok feci olur.
Söz konusu savaş Türkiye’nin yakın ekonomik ilişki içinde olduğu iki kuzey komşusu arasında ise savaştan en çok etkilenecek ülkelerin başında gelmemiz de çok doğal… Bunların üstüne Montrö anlaşmasını ciddiye almayan bir yönetim, ki sadece yönetim ciddiye almasa iyi… Millet ittifakından Meral Akşener bile Montrö Anlaşması’nın önemini hatırlatan ve şu anda yargılanan emekli amiraller için zevzeklik etmişler demişti hatırlayın… Ehh kelam Kılıçdaroğlu da, 28 Şubat sözde mağduriyetine sığınıp devletten dışlanan akil adamları yalnız bıraktı. Türkiye’de siyasette ve bürokraside özellikle dış işleri ve orduda işinin ehli uzman ya kalmadı ya da iyice azaldı. Devlette devlet adamı kalmadı. ABD güdümünde bir ülkeyiz. Böyle bir ortamda Türkiye’nin bu savaştan en çok etkilenen ülke olması kaçınılmaz… Neyse biz işin askeri ve siyasal değerlendirmelerini uzmanlarına bırakalım ve tekrar ekonomiye dönelim.
Rusya’nın, Ukrayna’nın doğusundaki özerk bölgeleri tanıması ve asker göndermesinin ardından bu sabah da Ukrayna’nın hava alanları ile limanlarına saldırıya geçmesi, piyasaları karmaşık hale getirdi. Dövizde, altında, petrol ve diğer madenlerde artışlar meydana geldi. İki gündür, gerek bu kanalda çektiğim videoda, gerek sevgili kardeşim Selçuk Geçer’le yaptığım programda vurgulamıştım. Bu savaş hali, hem piyasaları yukarı doğru ittirecek hem de başta petrol ve tahıl olmak üzere fiyatların tırmanmasına yol açacak. Petrol şu anda 105 dolar. Kısa sürede 120’ye gelmesi bekleniyor. Bizde neredeyse haftada bir akaryakıt ürünlerine gelen zamlar daha da ağırlaşacak. Enflasyona ve başta tarım ürünleri olmak üzere birçok sektöre olumsuz etki yapacak.
"BİR GÜNDE YÜZDE 4 CİVARINDA ARTIŞ"
Döviz piyasalarındaki artışı değerlendirirken ayakları yere basan değerlendirme yapalım. Dolar 14.44 seviyesinde. Altın 913 liraya fırladı. Bunlar savaşın tetiklemeleri. Henüz geleceği yerler değil. Benim esas korktuğum ve sık sık dile getirdiğim şey şu idi. Türkiye’de para piyasaları özellikle döviz piyasası, merkez bankasının borç aldığı para ile ve arka kapı müdahalesi ile baskılanıyordu. Dolar, bir günde 13.80’den 14.40 seviyesine geldi. Bir günde yüzde 4 civarında artış... Bir de yılbaşından bu yana artışına bakalım… Yılbaşından da 13. 44 idi. yılbaşından bu yana artış yüzde 7.5 seviyesinde.
Her zaman söylüyorum. Söylemeye devam edeceğim. Döviz kuru ile enflasyon arasındaki ilişki çok sağlam bir ilişkidir. İstediğiniz kadar döviz kuruna arka kapıdan dolar satarak müdahale edin ya da faizi artırın, bir şekilde döviz kuru uyur ama sonra kış uykusundan uyanan ayı gibi silkinir ve aradaki farkı kapatır. Şuanda biz döviz piyasalarında savaşın etkisini henüz hissetmiyoruz. Şu anda savaş nedeniyle, kış uykusuna yatan ayı uyanmaya başlıyor. Bakın yılbaşından bu yana dolar yüzde 7.5 arttı dedim. Neredeyse iki aylık artış. peki ocak ayında enflasyon ne oldu?...
TÜİK’e göre bile yüzde 11. Ana gruba göre yüzde 15. Ve ocak ayında döviz artmadı. Şubat enflasyonu bir haftaya kadar açıklanacak. o da yüzde 8 – 10 seviyelerinde çıkacak büyük ihtimalle. Bu savaş, piyasada kurların kendisini düzeltmesi için bir başlangıç. Sonrası daha da felaket. Çünkü Türkiye kendi gerçekleriyle yüzleşecek. Para piyasaları aktörlerinin pek de görmek istemediği ve dile getirmediği gerçekler hissedilmeye başlanacak.
Her zaman dediğimizi tekrar edelim.
Türkiye’nin yapısal sorunları çok büyük. 453 milyar dolar dış borcumuz var. Dünyada likidite bolluğu olmasına rağmen, Türkiye güvenilir ülke olma özelliğini kaybetti. Tefeci faizi ile bile borç bulamıyor. Türkiye’nin dış ticaret açığı 50 milyar dolara yakın. Cari açığımız 15 milyar dolar ile 30 milyar dolar arasında değişiyor. Ekonominin çalışabilmesi için ithalat yapmamız gerekiyor. Enerji ithalatında Rusya’ya bağımlıyız. Aldığımız doğal gazin yüzde 10’unu İran’dan alıyorduk. İran 10 gün doğalgazı kesti sanayiye elektrik veremedik. Rusya’dan aldığımız doğal gaz ihtilacımızın yüzde 35 civarı ve Türkiye bu olayda bir tarafta NATO bir tarafta Rus doğalgazı arasında sıkışıp kaldı. En utanç verici durum ise. Hem Rusya’dan hem Ukrayna’dan buğday arpa, yem bitkileri, ay çiçek yağı ithal ediyoruz.
"TÜM BÜTÇE GELİRLERİNİN İKİ KATI"
Ve daha daha kötüsü… Eskilerin kefen parası dediği merkez bankası ihtiyat akçelerini hazineye verdik. Onlar da kim bilir nereye harcadı. Merkez Bankası döviz rezervleri eksi bakiyede. Hazine’de para yok. Merkezi yönetim borç stoğu 2 trilyon 9 milyar liraya ulaştı. Tüm bütçe gelirlerinin iki katı… Ve bu iç borcun üçte ikisi de döviz cinsinden.
Orduda aklı başında kurmay subay, dışişlerinde aklı başında diplomat sayısı epey azaldı.
Döviz piyasalarını değerlendirirken sadece para piyasalarında egemen olan bankalara ve fon yöneticilerine değil, ekonominin bütününe bakanlar her zaman doğru tahminde bulunur. Her şeyi istikrarlı olan ülkelerde sadece piyasa göstergelerine bakmak normaldir ama Türkiye gibi ülkeleri de, ekonominin yapısı ile devleti yöneten kadroyu değerlendirmek gerekir. Beş parası kalmayan ve üstüne üstlük borç batağındaki Türkiye’nin bu savaş ortamında döviz piyasaları, enerji piyasaları ve gıda piyasalarında işi çok zor. Döviz kuruna arka kapı satışları ile suni müdahale edilmişti ve yay fazla gerilmişti. Bedeli ağır olacak dedik ama dinletemedik. Savaş hali ile ok iyice gerilmiş yaydan fırlamak üzere. Savaş ve gerginlik, kısa vadede sakinleşse bile enflasyonda ve döviz piyasalarında kuvvetli artışlara hazır olun. Video kanalıma abone olursanız memnun olurum."