"Her dönem oyunu artıran başkanım"

"Her dönem oyunu artıran başkanım"

MHP'den istifa sürecini ve İYİ Parti'ye geçiş gerekçesini Yeniçağ'a anlatan İYİ Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, kendisine AKP ve CHP'den de teklifler geldiğini ancak tercihinin İYİ Parti olduğunu belirtti.

Bünyamin ÖZTÜRK / Ankara

"Geçmişten bu yana inandığımız ve savunduğumuz değerleri sürdürmek düşüncesiyle İYİ Parti'yi tercih etmiş bulunuyorum" diye konuşan Kocamaz, sorulara şu yanıtları verdi:

-MHP'den istifa sürecine dair neler söylemek istersiniz?

"Milliyetçi Hareket Partisi tarafından Ankara'ya çağırıldığımda bana herhangi bir şey söylenmeden, hiçbir açıklama yapılmadan benim oradan ayrılmamdan hemen sonra aynı gün bir başkasına Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığının teklif edilmesi beni oldukça kırmış ve aşağılamıştır. Yaklaşık 50 yıldır camia içinde bulunduğum ve 25 yıldır belediye başkanı olarak temsil ettiğim Milliyetçi Hareket Partisi bu kararını nezaketen de olsa bana söyleyebilirdi. Tabi ki bu durum benim için çok aşağılayıcı ve rencide edici bir durum. Bu tutum, ne dava adamlığına, ne vefaya, ne ülkücülüğe, ne de yol arkadaşlığına yakışacak bir tutumdu. Dolayısıyla bu hareket sonrasında Milliyetçi Hareket Partisi yönetimine kırıldım. Bu olayın arkasından kalbimle ilgili bir operasyon geçirdim. Ne yazık ki MHP yönetiminden bir Allah'ın kulu dahi geçmiş olsun diye aramadı. Kendileri bana olması gerektiği gibi, yani '25 yıl görev yaptın, teşekkür ederiz ama bizim bir başka arkadaşa sözümüz var, bu sebeple sizi bu dönem aday yapmayacağız' deselerdi, ben teşekkür ederdim. Hatta kendim bizzat 24 Haziran seçimlerinden sonra kendilerine 'artık yerel seçim sathına giriliyor, Mersin'de farklı bir tercihiniz olursa bana önceden söyleyin, ben ona göre kendimi de, Mersin halkını da bu duruma hazırlıyayım' demiştim. Hatta 'farklı bir tercihiniz olursa, yeni aday ile birlikte çalışmalara da katılırım' diye teklif götürmüştüm. Ama benim bu teklifime rağmen böyle rencide edici bir olayla karşılaştım. Bu durumlar karşısında gördüğüm vefasızlık sebebiyle istifa ettim. Bunun üzerine Mersin genelinde her yöreden, her bölgeden, her kökenden ve her partiden insanların benim mutlaka yeniden aday olmam gerektiği şeklindeki talepleri hatta baskılarından dolayı, yeniden aday olacağımızı söyledik."

-MHP sizi neden tekrar belediye başkan adayı göstermedi. Bu konuya değinebilir misiniz?

"MHP'nin neden beni aday göstermediğini bilmiyorum. Ama keşke bunu daha önce söyleselerdi de, biz de varsa eğer hatamızı bilseydik. Şöyle bir gerçek var ki belediye başkanlığına sadece kendi partinizin oyuyla seçilemezsiniz. MHP'nin kendi oyları yeterli olsa her yerde belediye başkanı seçilirdi. Benim gibi her dönem oyunu artırarak gelen ikinci bir belediye başkanı da yok MHP de. Ben ilk dönem hariç; çünkü 1994'te o günün şartlarıyla Cenabı Allah nasip etti belediye başkanı olduk. 1994'ten önce MHP'nin oyu Mersin'de ve Tarsus'ta çok düşüktü. O dönemde çok az bir farkla belediye başkanı olduk. Ama bir sonraki seçimde biz oyumuzu yüzde 150 artırdık. Ve o seçimde MHP de Türkiye'de 127 milletvekili çıkardı. 5 tanesi de Mersin'dendi. Merak edenler seçim kurulundan sonuçları alır bakarlar. Benim belediye başkanı olarak oyum iki buçuk katına çıktı. 16 bin küsur oydan 40 bin 500'e çıktı. O dönem MHP 32 bin oy almıştı. Ben sadece şehirde almıştım bu oyu. Yine İl Genel Meclisinde alınan oy farklı belediye meclisinde alınan oylar 28 ile 32 bin arasında değişiyordu. Demek ki bir fark var. Biz her seçimde oyumuzu arttırdık. Son yapılan seçimlerde ise MHP'nin oyu yurtdışı oyları ile beraber 144 bin. 2014'te biz 332 bin oy almışız. 7 Haziran 2015'te MHP'nin oyu 256 bin. 1 Kasım 2015'e geldiğimiz de MHP'nin oyu 224 bin. Bu son 24 Haziran 2018 seçimlerinde de 138 bin. Dolayısıyla sizi seçen, size inanan ve oy verenler sadece MHP'li vatandaşlar değil. Bu 138 bin oy aday sıralamasının yanlış yapılmasından ve izlenen politikaları vatandaşımıza yeterince anlatamayıp, ikna ettirememesinden kaynaklanıyor. 

Mersin halkından kabul görmeyen, Mersin sokaklarında dolaşmayan, Mersin'i ve insanını tanımayan, Mersin'i bir yerlere getirmek için hiçbir düşüncesi, mücadelesi olmayan ve hepsinden önemlisi temsil kabiliyeti de yeterli olmayan adaylar gösterildiği için de bu sonuçlarla karşılaşıyorlar ama bedelini o kentin belediye başkanına ödetmeye çalışıyorlar. Madalyonu kendiler bir çevirseler, birazcık empati yapabilseler bunun böyle olmadığını görecekler. Belediye başkanları bu kadar oy alıyorsa, Burhanettin Kocamaz bu kadar oy alıyorsa biz genel seçimlerde neden aynı oyu alamıyoruz diye kendilerini çek etmeleri gerektiğini anlarlar. Ama her defasında aldığımız fazla oy bu insanları rahatsız etmekte. Bugün de mesela bizim yüzde yüz alacak göründüğümüz bir ortamda aday yapılmamamız insanların kafasında soru işareti bıraktı. Bizi bu tutumları ile şaibeli bir görüntüye sokmaya, zan altında bırakmaya çalıştılar. Ben bu konuda gerçekten yılladır mücadelesini verdiğim bir partide böylesine aşağılanmak suretiyle dışlanmayı, üzüntü verici bir durum olarak görüyor. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

"HEM AK PARTİ, HEM DE CHP'DEN TEKLİFLER GELDİ"

-Sizinle ilgili diğer partilerle de görüştü şeklinde iddialar ortaya atıldı. Bu durumun aslı nedir?

"Son zamanlarda bazı gazetelerde ve yayın organlarında yer alan haberlerde bazı partilere gidip 'illa beni aday yapın' demişim gibi bir ifade kullanılıyor ki bu tamamen yanlış ve iftiradan ibarettir. 25 yıl belediye başkanlığı yapmış bir kişi olarak benim bu kadar yıldan sonra herhangi bir partiye gidip 'beni aday yapın' demek gibi bir durumum ve tavrım olamaz. Zaten bu tavır da bana yakışmaz."

-Neden İyi Parti?

"Hem İYİ Parti, hem Ak Parti, hem de CHP'den şahsıma yönelik teklifler geldi. Ama biz bunları değerlendirelim dedik. Karar verme aşamasında bizzat teklif getirenler de oldu. Bizzat Ak Parti yetkililerinden teklif geldi. Daha sonra tekrar ittifak görüşmeleri başlayınca bu teklif askıya alındı. Tabi ilk günden itibaren İYİ Parti yöneticileri ve genel başkanı Sayın Meral Akşener olmak üzere ısrarla bizi partilerinde görmek istemeleri ve geçmişten bu yana inandığımız ve savunduğumuz değerleri sürdürmek düşüncesiyle İYİ Partiyi tercih etmiş bulunuyorum."

Mersinliler neden oy tercihlerini sizden yana kullansın?

"Çünkü Mersinliler biliyor ki, Mersin genelinde Cumhuriyet tarihinden bu yana bir türlü yapılamayan hizmetler yapıldı. Mersin'in en ücra köşesine bile görülmemiş hizmetler götürüldü. Tüm bu hizmetleri hayata geçirdiğimiz ve sözümüzde durduğumuz için bana güven duyuyorlar. Bizde onların hayatını kolaylaştırmak düşüncesiyle dağ demeden taş demeden 509 köyden mahalleye dönüşmüş yerleşim birimi, toplamda 810 mahalle, 13 ilçe, 15 bin 830 kilometrekarelik bir alanın her tarafına dokunduk. İnsanların hayatını kolaylaştırdık. Ve sadece fiziki hizmetlerle değil, sosyal belediyecilik anlamında da gönülleri kazandık. Mesela, artık Mersin'de çiftçiler ürettiği ürünleri tozlu yollardan değil asfalt yollardan şehre indiriyor. Üstelik getirdiği ürünü de Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle yetiştiriyor. İnsanlar Büyükşehir Belediyesi'nin hizmetlerini hayatın her alanında hissediyor. Türkiye'deki 30 büyükşehir Belediyesi içerisinde gerçekten bir farkındalık yarattık. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızın sevgisiyle ve dualarıyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla Mersinliler Burhanettin Kocamaz'dan daha tecrübeli bir hizmet adamını bir daha bulamazlar. Onun için bizi tercih edeceklerdir.

Biz Mersin genelinde bütün ilçelerimize eşit mesafelerde durduk. İnsanların soyuna, kökenine ve inancına bakmadık. Herkese eşit hizmet verdik. Biliyorsunuz Mersin son 50 yıl içerisinde nüfusu 30 katına çıkmış ve demografik yapısı çok karmaşık olan bir kent. Buna rağmen, bugün bir barış, huzur ve kardeşlik şehri. Elbette biz insanlarımızı hoşgörü ve barış içerisinde yaşamaları için bir araya getiriyor ve hizmetlerimizi bu doğrultuda gerçekleşiyoruz. Mersinliler Burhanettin Kocamaz'ı çok iyi tanıyor. Hem yaptığı hizmetlerle, dik duruşuyla, kararlılığıyla, belediyeyi beyt-ül mal olarak görmesiyle ve tüyü bitmedik yetimin hakkını kimseye peşkeş çekmediği için seviyor. Ben 20 yıl Tarsus'ta son 5 yıl Mersin'de görev yapıyorum. Her dönemde bize güvenenlerin sayısı biraz daha arttı. Her seçim döneminde oylarımız katladık. Bu kadar gönülden bu millete hizmet etmek isteyen ve gece gündüz çalışan bir kişiyi Mersinlilerin tercih etmemesi için herhangi bir neden yok."

"ÖMRÜM BOYUNCA HEP DİK DURDUM"

Türk milliyetçiliği kimsenin tek elinde değil dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

"Milliyetçilik ve ülkücülük kimsenin tekelinde değildir. Elbette ülkücülük ve Türk milliyetçiliği özel kavramlardır. Bu kavramları birileri sanki kendi patentli ürünüymüş gibi lanse ediyor, sadece bir partide bulunduğunuz sürece kullanılabilecek bir şeymiş gibi görüyor. Oysa bu ülkede vatanını, milletini, bayrağı seven, Türk milletine karşı hassasiyet taşıyan, kendini Türk hisseden, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkan herkes bu kavram ve ritüelleri kullanabilir. Birileri bizim bozkurt selamı vermemizden rahatsız oluyormuş. Sanki o ritüel sadece MHP içerisinde kullanılırmış gibi… Bozkurt işareti ilk defa bize Azerbaycan'dan geldi. Rahmetli Başbuğ'un Azerbaycan'ı ziyareti sırasında rahmetli Elçibey ve Azerbaycanlı soydaşlarımız onu bozkurt selamıyla karşıladılar. Bozkurt işareti sadece bir ülkedeki Türklerin değil, değişik Türk devletlerinde yaşayan soydaşlarımızın da ortak kullandığı bir semboldür. Biz Türk milliyetçiliğini her zaman başüstünde tutarız. Bugün Türk milliyetçiliği ile ilgili karşı söylemler içerenler olsa da Türk milliyetçileri her zaman bu ülkenin sigortasıdır. İllaki MHP çatısı altında olması da gerekmez. Şimdi benim bu söylemlerimden bile rahatsızlık duyacak zavallılar olacaktır. Ama tekrar ediyorum. Türk milliyetçiliği kimsenin babasının malı değildir. Kendisini Türk olarak gören, bu ülkeye gönülden bağlı, şanlı Ay Yıldızlı bayrağın altında yaşamaktan onur duyan, Türk milleti ile sevinen, onun acıları ile üzülen herkes Türk milliyetçisidir. Bu bizzat rahmetli Başbuğumuzun tanımıdır. Dolayısıyla kimse kendisine göre yeni tanımlarla MHP dışındaki Türk milliyetçilerini sanki bu ülkenin evlatları değilmiş gibi, bu ülkeye hassasiyet taşımıyormuş gibi değerlendiremez. Ben ömrüm boyunca hep dik durdum. Doğruları söyledim. Yanlışlara karşı hep set oldum. Bu dik duruşum bazılarının işine gelmemiş olabilir. Ama bundan sonrada mezara kadar dik durmaya devam edeceğim."