Uzmanlara göre, "her an bir şey olacak" hissi, kaygı bozukluğunun yaygın bir semptomu olan aşırı endişe ve korku duygusunun bir parçası. Bu tür kaygılar, genellikle anksiyeteyi doğuran bilinçaltı korkulardan beslenir.
Psikiyatrist Dr. John Smith, "Bireylerin sürekli olarak olumsuz bir olayın beklentisi içinde olmaları, kaygı bozukluğunun klinik belirtisi. Bu durum, sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel semptomlara da yol açabilir. Anksiyeteyi yönetemeyen bir kişi, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, mide bulantısı gibi belirtiler yaşayabilir" şeklinde açıkladı.
Kaygı bozukluğu olan kişilerde, bu tür hislerin şiddetinin artması, psikolojik sağlığı ciddi şekilde bozabilir.
Klinik psikolog Dr. Emily Davis, "Kaygı bozukluğu yaşayan bir kişi, genellikle kendini tehlikede hisseder ve bu durum, günlük yaşantısının her alanına sirayet edebilir. Bu hisler, kişinin iş yaşamını, sosyal ilişkilerini ve genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler" dedi.
Kaygının temelinde beyin kimyasallarının ve işleyişinin rolü büyük. Yapılan araştırmalar, kaygının beyinde "tehdit" algısını güçlendiren amigdala adı verilen bölgenin aşırı aktif hale gelmesiyle ilişkili olduğunu gösterdi.
Nörolog Dr. Anne Clark, "Beyindeki amigdala, tehditleri algılayan ve vücuda 'tehlike' sinyali gönderen bir yapıdır. Eğer bu bölge fazla hassas hale gelirse, kişi her zaman bir tehdit algılar ve bu da kaygıyı tetikler" açıklamasında bulundu.
Beyindeki bu aşırı duyarlılık, kişinin çevresindeki her olayı potansiyel bir tehdit olarak değerlendirmesine yol açar. Bu da "her an bir şey olacak" hissine neden olabilir.
Kaygı bozukluğu, sadece zihinsel sağlık üzerinde değil, fiziksel sağlık üzerinde de ciddi etkiler oluşturabilir.
Kardiyolog Dr. Robert Wilson, "Uzun süreli stres, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler sorunlara yol açabilir. Kaygı nedeniyle kalp atışları hızlanabilir, bu da kalp üzerinde ekstra baskı oluşturur" diyor.
Ayrıca, kaygı, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve vücuda zarar veren iltihaplanmalara yol açabilir.
Bununla birlikte, sürekli kaygı içinde olmak, kaslarda gerginlik, baş ağrıları, uyku bozuklukları gibi ek sorunları da beraberinde getirebilir.
Fiziksel terapi uzmanı Dr. Sarah Thompson, "Kaygı bozukluğu, vücutta fiziksel rahatsızlıklar yaratır ve bu da kişilerin yaşam kalitesini düşürür. Kişilerin kasları sürekli olarak gerilir, bu da baş ağrıları ve kas ağrılarına neden olabilir" şeklinde açıkladı.
Kaygı bozukluğu tedavi edilebilir bir durum. Birçok uzman, psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliklerinin kaygı bozukluğunu yönetmek için etkili yollar olduğunu belirtti.
Dr. Emily Davis, "Bireylerin kaygıyı yönetebilmesi için genellikle bilişsel-davranışçı terapi (BDT) önerilir. BDT, bireylerin düşünce süreçlerini değiştirmelerini sağlayarak kaygıyı azaltabilir" diyor.
Ayrıca, mindfulness (bilinçli farkındalık) teknikleri ve gevşeme egzersizleri de kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturmak ve yeterli uyku almak, kaygıyı azaltan faktörler.
Dr. John Smith, "Egzersiz, endorfin salgılar ve bu da doğal bir stres giderici işlevi görür. Ayrıca, meditasyon ve derin nefes egzersizleri de vücudu sakinleştirir" açıklamasını yapıyor.
Her an bir şey olacak hissi, kaygı bozukluğunun bir belirtisi olabilir ve bu durum kişiyi zorlayabilir.
Ancak, doğru tedavi ve yönetim stratejileriyle bu hislerin üstesinden gelmek mümkün.
Uzmanlar, kaygıyı tetikleyen nedenlerin derinlemesine anlaşılması ve kişiye özel tedavi planlarının oluşturulması gerektiğini vurgulamakta. Eğer bu tür hislerle mücadele ediyorsanız, bir uzmandan destek alarak sağlıklı bir çözüm bulabilirsiniz.