…Fatma Sazan...
82 yaşında..
Bir kavgayı ayırmak istemiş...
Elinde bastonla araya girince, hâkim elindeki bastonu silahtan sayıp cezasını vermiş.
(…)
Öteki ise...
Adamın biri eline almış silahı, pişmiş kelle gibi sırıtıp poz veriyor...
Silah dediysem, öyle çakaralmaz falan değil... Ağır bir makineli tüfek gibi... Belli ki Rambo falan sanıyor kendini... Bir sanat kurumunu cayır cayır yakıyor... İçinde insan olsa gözünü kırpmadan onu da yakacak...
* * *
Elinde benzin bidonu ile suçüstü kameraya yakalanmış...
İtiraf etmiş...
İşlediği cürmü, utanmadan arlanmadan "Vatan duygularıyla yaptım" diye savunuyor.
Hâkim Bey de herhalde aynı "vatan duygularıyla" serbest bırakıyor...
Bak arkadaş...
Bu ülkede maganda, "vatan sevgisi" falan diye bir eline silahı, öteki eline benzin bidonunu alıp yola koyulursa... Hepimiz kalırız bu "vatan kurtaran şabanların" kundakladığı ülkenin altında...
Ertuğrul Özkök Hürriyet
***
Milletvekiline ne gerek var
-------
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün "Gerekirse idam için de bir referandum yaparız… Meclisten çıkmıyorsa millete gideriz, millet idam diyorsa mesele bitmiştir" dedi.
Bu durumda bütün önemli kararlar bundan sonra "eğer Meclis'ten çıkmıyorsa" referandum yoluyla halledilecek.
Oysa aslında T.B Millet Meclisi zaten "millet" demektir. O Meclis'te şu anda 550 milletvekili var. Bu sayı 600'e çıkarılmak isteniyor.
Eğer 550-600 milletvekilinin çoğunluğu bir konuda "hayır" diyorsa bunun hiçbir anlamı olmayacak ve parlamento işlevsiz olarak kenarda mı tutulacak?
Böyle ise o takdirde bu kadar çok sayıda ve emekli milletvekili maaşları dahil ülkeye ağır maddi yük getiren milletvekiline ne gerek var?
Güngör Mengi Vatan
***
Yönetiyor taklidi yapmayın bari
-------
Cesur insan korkmayan insan değildir. Cesur insan, korktuğu halde "doğru bildiğinden" şaşmayan insandır.
Doğru bildiği yolda yürümek isteyen milyonlarca insanı, "bizimkiler silahlandı korkusu" ile sindirme projesi üretildi.
Silahlıyız ha…
Seni yok ederiz ha…
Bizim saflarımıza gel! Ne diyorsak onu yap!
(…) Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum da vardı. Yeni anayasanın "halk ile devlet ilişkisini sağlam temeller üzerine oturtmak" için hazırlandığını anlatan konuşmasında sözü 15 Temmuz kalkışmasına getirdi ve "o gün 51 şehrimizde 30 milyon vatandaş sokağa döküldü, 30 milyonun yüzde 10'unda silah vardı" dedi.
(…) Dinleyicilerden birkaç kişi Mehmet Uçum' a "30 milyon sokağa indi yüzde 10'u silahlıydı dediniz, bunlar polisin, askerin, jandarmanın dışında yeni bir güç mü?" diye sordular. Başdanışman, doyurucu bir cevap veremedi.
* * *
(…) Polis yok mu? Asker yok mu? MİT yok mu? Darbe yapmaya kalkışacak olanı pişman edecek devlet gücü yok mu? Darbe devlet gücünün içinden gelecekse onu önceden haber almaya ve önlemeye yönetim beceriniz yok mu? Bu da yoksa neden "yönetiyor taklidi yapmaya" devam ediyorsunuz?..
Necati Doğru Sözcü
***
Kenan Evren'e "hayır" derken bile
uğramamıştık hakaretin bu kadarına
-----
82 Anayasası referanduma götürülürken de "hayır" diyorduk ve dönemin güçlü adamı darbeci Kenan Evren tarafından "vatan haini" ilan ediliyorduk.
Devrin tek adamı sayılabilecek darbeci Kenan Evren "hayır kampanyalarının" ardında "dış güçlerin" bulunduğunu söylüyordu.
O dönemde "hayır" demek cesaret işi haline gelmişti.
O referandumun kaybedeni "biz hayırcılar" olmuştuk.
Darbeci Kenan Evren ve O'nun gibi düşünen "evetçiler" referandumda kahir ekseriyeti sağlamış ve yüzde 90'ların üzerinde destek bulmuşlardı.
Bunları niye mi hatırlatıyoruz?
Bugün yaşadıklarımız ile o gün yaşananlar arasında müthiş benzerlikler var da onun için hatırlatıyoruz.
Bugün de "hayır" dediğimiz için bizi "vatan haini" gibi görmek ve göstermek isteyenler var.
Bugün de "hayır" dediğimiz için arkamızda "dış güçlerin" olduğunu düşünenler var.
Bugünün o günlere göre artısı var, eksisi yok! Mesela o günlerde kimse "hayır" dediğimiz için cehenneme biletimizi kesmemişti ama bugün aramızda onu yapanlar da var.
Mesela o günlerde kimse "hayır" demenin darbecilerle yan yana gelmek olacağını iddia etmemişti ama bugün aramızda onu yapanlar bulunuyor.
(…)
Keşke bu tür kampanyalar böylesine kutuplaştırıcı ve insanları birbirine düşürücü üsluplardan bir arınabilse.
Ve kampanyaları sürdürenler "evet" ya da "hayır" demekle insanların "vatan haini" olmayacağını bir idrak edebilseler.
Zeki Ceyhan Milli Gazete