Hem devlette hem de siyasette taşlar yerinden oynayacak
Kurulduğundan beri her seçimde üzerine koyan AKP, ilk defa bir önceki oranının altında kaldı... Bu seçimin en somut sonucu bu ve HDP’nin barajı aşması oldu... CHP’nin beklenenin altında kalması ve oylarından önemli bir kesimi HDP’ye kaptırmış olması önemliydi... MHP açısından bakıldığında, bir önceki genel seçimin üzerine çıkılmış, son mahallî seçime göre beklenen sıçrama yapılamamış görünüyor...
Ülkede yaşanan bunca yolsuzluğa ve bölünme tehlikesine rağmen iktidar partisinin oylarında çok daha ciddi düşmeler beklenirken, bu beklentinin gerçekleşmemiş olması artık klasikleşmiş ‘muhalefet trajedisi’ni ortaya koyuyor... Düşünün ki, iktidardan memnun olmayan seçmenlerin bir kısmı için AKP’den kurtulmanın tek yöntemi olarak ‘HDP’ye baraj aşırmak’ benimsenmiş...
Belki daha sonra il il rakamlar üzerinden çok daha ciddi analizler yapacağız... Ama şunu söylemeden geçemiyoruz; HDP barajı aşamasa, 2002’den beri süren tek başına iktidar, bir dört yıl daha kazanacaktı... Mevcut muhalefet, ülkeyi 13 yılda bölünmenin eşiğine götüren iktidarın tekerine çomak sokamadığı gibi, bir 4 yıl daha kazanmasına seyirci kalacaktı...
Daha önce de ifade etmiştik, ülkenin son 5 yılda yaşadığı olumsuz dönüşüme bir bakalım ve aynı güçle gelmeleri durumunda önümüzdeki 4 yılda neler olabileceğine dair bir projeksiyon tutalım... Tahmin yapmaya midesi yeten var mı?
Tahminin aksini söylese de şahsî temenninin HDP’nin barajı aşamaması şeklindeydi... Bunun yurt içinde ve yurt dışında doğurabileceği komplikasyonlar elbette sıkıntı verecekti ve verecek... Olumlu düşünebileceğimiz tek yön ise, anayasayı istediği zaman askıya alabilen, parlamenter sistemi ‘bekleme odası’na hapsedebilen, hukuksuzluğu ‘carî hukuk’ hâline getiren bir anlayışın farklı bir evreye geçmiş olması...
Öncelikle iktidarın her seçimi zafere dönüştüren ‘tılsım’ı bozuldu... Bundan sonrası, ibre aşağı doğru seyredecektir... Artık koalisyonlar konuşulacak, iktidar alanı, Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasından çıkmaya başlayacaktır...
Koalisyon korkusu vere vere kampanya yürüten iktidar partisinin bütün bir yönetim alanını ‘tek başına’ kontrol şansı kalmadı... Ya koalisyon olacak ya da koalisyondan sonuç alınamaz veya alınmazsa erken seçim seçeneği gündeme gelecek...
Erdoğan ve partisi ‘denetlenemeyen bir iktidar’ oluşturmuştu... Ne yasama denetleyebiliyordu, ne yargı, ne de medya... Geriye sadece din ve vicdan denetimi kalmıştı, onun da ne hâle geldiğini görmüştük... Koalisyon, ‘ortakların birbirini denetlemesi’ gibi bir sonuca yol açabilir...
Seçim öncesi yapılan karşılıklı ağır saldırılar koalisyon ihtimalini zorlaştırmış görünse de her partinin kullanabileceği ‘kutsal gerekçeler’i burada devreye girebilir ve olmaz zannedilen koalisyonlar gerçekleşebilir...
Şunu artık daha kesin bir dille ifade edebiliriz... Bir dönemin kapanma süreci başlamıştır... Ne yazık ki, millî varlığın ağır tehdit altında olduğu bir dönemde ‘millî varlığın en büyük savunucuları’nın oy artışıyla değil, millî varlığa kasteden yapının barajı geçmesiyle bu sürecin kapanma ihtimali belirginleşiyor...
Acı ama gerçek: Ülke bütünlüğünün ağır taarruz altında olduğu bir iklimde yapılan bir seçimin tek galibi var ve o da HDP... Diğer muhalefet partileri halkı yine ikna edemediler... Yine arkalarına alamadılar... Ve belki kendi kendilerini aldatabilecekleri ‘teselliler’ üretebilecekleri bir şeyler yakalamış olsalar da partililerinin gururla taşıyacağı bir skoru tabelaya yansıtamadılar...
Bugünden itibaren çok başka şeyler konuşacağız... Artık bürokratlar üzerinde mutlak denetimini ve tek başına iktidar gücünü kaybetmiş bir AKP, oyunu son derece kurnazca oynayan bir HDP ve bütün olgun şartlara rağmen çakılı kalan CHP ve MHP gerçeğiyle karşı karşıyayız...
Taşlar yerinden oynayacak, oynamak zorunda; hem devlette, hem siyasette... Sadece bu yaz değil, bir kaç yıl çok sıcak geçeceğe benziyor... Ne bu iktidar bu ülkeyi bir adım daha ileriye götürebilir, ne de mağlubiyetleri seriye bağlayan muhalefet...
Büyük bir muhasebe ve muhakeme gerekiyor... En büyük risk, rutine bağlanmış siyasetin devamı... Artık kimsenin kredisi yok...