HDP suçüstü yakalandı!
Ankara'daki hunhar, alçak ve insanlık düşmanı terörist saldırıya karşı TBMM'de grubu bulanan partiler ortak bir bildiri kaleme almışlar. Bildiri bu alçak saldırıyı terör olarak niteliyor... 'Türkiye'nin terör kalleşliğine boyun eğmeyeceğini, bu alçaklıkların üstesinden gelecek kudret ve iradeye sahip olduğuna' vurgu yapıyordu. Bu bildiri AKP, CHP ve MHP tarafından imzalanmıştır.
HDP kendisinden beklendiği gibi 'teröre karşı ortak duruş' bildirisine imza atmamıştır. Sözde gerekçe olarak da Suruç, Gar ve Sultanahmet'te gerçekleştirilen terörist saldırılarının bildiride yer almamasını göstermiştir. HDP gerçekte bildirinin amacını sulandırmaya çalışmış, başaramayınca da imza koymamıştır.
Aslında HDP'nin bildiriyi imzalamamasının nedeni gerçekte terör örgütü PKK-YPG'nin yan kuruluşu olmasındandır. Kendi adamlarının gerçekleştirdiği kitle katliamına karşı duruş açıklamasını HDP'den beklemek akla aykırı bir durumdur.
HDP'nin terör karşısında duruşu bellidir. 6-7 Ekim olaylarındaki rolü de orta yerdedir. Hâlâ bir takım insanların HDP'den teröre karşı duruş beklemesi akıl almaz bir gafillik örneğidir.
HDP; devletin birliğini, milletin bütünlüğünü bozmayı ideoloji edinmiş nefret, kin ve intikam duygularıyla hareket eden PKK'nın siyasi uzantısıdır. Nitekim geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır Çınar'da PKK, Emniyet Müdürlüğü ve polis lojmanına yönelik olarak PKK bombalı ve roketatarlı bir saldırı yapmıştı. Bu saldırıda 1'i polis 2'si çocuk 6 kişi hayatını kaybetmiş 39 kişi de yaralanmıştı. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın danışmanı bu katliam üzerine "bahar erken geldi... cemreler düşüyor sanki" şeklinde tweet atmıştı.
HDP gerçekte 'sırtını YPG'ye dayadığını' söyleyeninden, 'kaleşnikofları size döndürülmesini biliriz' diyenine; 'Öcalan'ın heykelini dikmek' isteyeninden 'PKK sizi tükürüğü ile boğar' tehdidinde bulunanları içeren siyasi kamuflajlı terör örgütüdür.
HDP Van Milletvekili, teröristlerin kazdıkları hendekleri ve döşedikleri bombaları ortadan kaldırma çalışmalarını "Kürdistan'da faşizmin bayrağını sallandırmak" olarak nitelendiriyor. Yüksekdağ ise Cizre'nin terörist haydutlardan temizlenmesini içine sindirememekte ve şöyle demektedir, "Operasyonları başarıyla tamamladığını iddia eden iktidar, başarı diye vahşetle övünüyor."
Türkiye'yi düşman, Türk bayrağını faşizmin bayrağı olarak nitelendirilen bir hainlikle Türkiye karşı karşıyadır.
KCK'ya bakmak gerekir!
YPG, PYD =PKK denklemi tam anlamıyla bir gerçekliktir. Bu gerçeklik yalnız son gelişmelerle ortaya çıkmış da değildir. KCK sözleşmesi incelendiğinde yapılanmasının terör örgütlerinin bir bütünlük içinde hiyerarşik olarak konumlandırıldığı görülür. Yalnız eylemci PKK'lıların değil siyasi PKK'lıların da KCK yapılanması içinde yerleri belirlenmiştir.
Bu bağlamda terör konusu ele alınırken yalnız başına PYD-PKK'ya HDP'ye değil aysbergin suyun altındaki KCK yapılanmasına bakmak lazımdır.
KCK sözleşmesinde son karar verici olan Öcalan'ın vesayeti ve denetimi altında olan yukarıdan aşağıya doğru örgütlenen bir yapılanma söz konusudur. Bu yapılanmanın amacı, "İran'da, Türkiye'de, Suriye'de ve Irak'ta oluşacak birer Kürt yapılanmasıyla, tüm Kürtlerin bir araya gelerek kendi federasyonlarını, birleşerek de üst konfederalizmini oluşturmalarını" sağlamaktır.
KCK bağlamında Kürt Sorunu, "bir Kürt ulusu yaratmak suretiyle çözülecektir." Tüm Kürtler KCK için, direnmekle, savunulmasına aktif olarak katılmakla, mücadele etmekle yükümlü; örgütlenme, vergi verme ve yurt dışında ise gelip katılmakla da görevlidirler.
PKK ise KCK sisteminin ideolojik ve silahlı gücüdür. Herkes, PKK yapılanmasına bağlıdır ve PKK'nın ideolojik ve ahlaki ölçütlerini esas alır. HDP ise bu sistemin içinde, tıpkı gizli özne gibi görünmeden, sanki bu ilişkilerle bir bağı yokmuş gibi davranan, T.C. ile irtibattaki görevli rolündedir.
HDP'nin terörü lanetlememesi terörle özdeşleşmiş olmasındandır. HDP bir kez daha suçüstü yakalanmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise olanı biteni görmezlikten gelmektedir!