Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

HDP ile AKP’nin sahte söylemleri!

Yandaşlara sağlanan imtiyazlar, inşa edilen parti bürokrasisi, kötü yönetim ve utanmazca savunulan yolsuzluklar yüzünden halkın AKP’den sıdkı sıyrılmıştır. Yapılan kamuoyu araştırmaları AKP’nin tek başına iktidar olma şansını kaybettiğini göstermektedir. AKP’nin kurmayları, tek başına iktidar olmalarının tek yolunun HDP’nin baraj altında kalmasından geçtiğini anlamışlardır. Bu nedenle AKP’nin üst yönetimi ve yandaş medyası var gücüyle HDP’nin PKK terörüyle olan ilişkilerini gündeme getirmiştir.

Erdoğan/Davutoğlu’nun bu bağlamda HDP’yi hedef alan konuşmaları, seçim propagandası olup seçim sonuçlandığında seçim meydanlarında kalacak sözlerdir. Zira AKP’nin hem seçim hem de çözüm sürecinde bir numaralı partneri BDP’dir. AKP, on iki yıllık iktidarı boyunca BDP ile kurduğu sıcak ilişkileri hiçbir muhalif siyasi partiyle kurmamıştır!

Hatırlayalım zamanın Başbakanı Erdoğan, PKK’lılarla yolda buluşup, kucaklaşan BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili olarak şunları söylemişti: “Biz bunlara haddini bildirmezsek Allah da halk da bizi affetmez. Teröristle sarmaş dolaş olacaksın sonra demokrasi mücadelesi veriyorum diyeceksin...”

Peki teröristlerle kucaklaşan BDP’lilere AKP iktidarı haddini bildirdi mi? Hayır! Demek ki AKP yetkilileri kendi ifadeleriyle Allah karşısında da halk karşısında da affedilmez bir suç işlemişlerdir. Cenab-ı Allah, taahhüdünü yerine getirmeyen AKP’li yetkililerin aklını başlarından almıştır. Sıra halka gelmiştir, halk da oylarıyla AKP’ye verdiği yetkiyi yani iktidarı geri alacaktır.

Diğer yandan HDP ve Demirtaş, 6/7 Ekim olayları için “acil eylem çağrısı”nda bulunmuş ve “Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı bütün halkımızı sokağa çağırıyoruz” demişti. Sonuçta HDP’nin çağrısına cevap verenler 49 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Sokaklarda insanları katleden eylemler, Öcalan’ın talimatı, PKK ve HDP’nin eş güdümü sonucu gerçekleşmiştir.

Yasalar karşısında HDP’den AKP hesap sormamıştır, soramamıştır. Bu da yetmiyormuş gibi AKP iktidarı, HDP’nin terörist başıyla ve Kandil’le koordineli bir biçimde faaliyet göstermesine göz yummuştur. Dahası AKP, Dolmabahçe’de HDP’nin hapishanedeki terörist başı Öcalan’dan gelen on maddelik dayatmayı milletin gözleri önünde okutmuştur.

Bu durumda AKP’nin HDP’nin eylem, söylem ve tavırlarından şikâyetçi olmasının inandırıcı hiç bir yanı yoktur. AKP tribüne oynamaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’ye “Silahla siyaset demokratik parlamenter sistemin yolu değildir” diyor. Elhak doğrudur. Ancak HDP’yi HDP yapan iki unsur vardır; Birincisi PKK’nın silahlı baskısı, ikincisi de AKP’nin HDP zihniyetini meşru muhatap olarak almış olmasıdır.

Başbakan Davutoğlu da yarı utangaç bir eda ile ‘Silahlar bırakılacak mı bırakılmayacak mı? Bize çıkıp söylemeleri lazım... 8 Haziran’dan sonrası kimi muhatap alacağımızı gözden geçireceğiz’ diyor.

Ancak PKK’yı silah bırakmadan muhatap alan da, Dolmabahçe’de masa kuran da, İmralı’yı su yoluna çeviren de Davutoğlu’nun zihniyetidir.

Selahattin Demirtaş ise, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, HDP var oldukça... sen başkan olamayacaksın... seni başkan yaptırmayacağız” diyor. Halbuki Öcalan, sızan tutanaklarda ‘Erdoğan’ın başkanlığını kabul ettiğini söylüyor.’ Demirtaş sanki güdümsüz, bağımsız ve iradesi olan bir kişiymiş gibi bunları söylüyor. Gerçekte Demirtaş’ın varlığı İmralı’daki zatın iki dudağı arasındadır.

Zira yüzde on barajıyla HDP’yi seçime sokturan Öcalan’dır. Hiç olmadığı kadar HDP Öcalan’ın partisidir. Öcalan’ın talimatı, izni ve onayı olmadan Demirtaş’ın irade beyanı dahi söz konusu değildir. Demirtaş da, Karayılan/Bayık da “irademiz Öcalan’dır” demektedir.

Öcalan, ‘Erdoğan Başkan olacak’-ki başka çaresi yoktur- diyecek, Demirtaş da kayıtsız şartsız biat edecektir. Vakıa budur.

Buna karşın hem HDP hem de AKP utanmazca halka karşı oyun oynuyor. Türk halkı oyunu bozmak için oyunu kendi aleyhine kullanmamalıdır!

Yazarın Diğer Yazıları