Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

HDP çağrısını PKK’ya yapsın!

PKK severler, barış söylemini diline pelesenk edinmiş teröristler ve gazeteci kimlikli terör hamileri “çözüm süreci” boyunca çatışmasızlıktan, silah yerine siyasetle sorunların çözülmesinden bahsettiler. Kamuoyuna yönelik olarak “silahla bu iş çözülmez!”, “otuz yıldır silahla çözülemedi”, “dağları taşları bombalayarak sonuç alınamaz” türünden açıklamalar yaptılar.

Tek başına iktidar olan AKP de otuz yıldır terörle mücadele adına her yolun denendiğini, denenmeyen “müzakere” yöntemini ve “çözüm süreci” adı altında deneyeceğini ilan etti. Süreç böylece başlatıldı. Sonuçta bu süreç PKK’nın elini kolunu serbest bıraktı. PKK da ülke içinde ve dışında bir devlet gibi örgütlendi, kurumsallaştı, etnik, mezhep ve ideolojik fay kırıklarının kılcal damarlara nüfuz etti.

Gerçekte “Çözüm Süreci” ni, silah bırakmak hele hele sınır dışına çıkmak bağlamında PKK asla ciddiye almadı. PKK her anlamda AKP’yi ve çözümcüleri oyaladı. Süreci mevzilerini tahkim etmekte, uluslararası alanda meşruiyetini pekiştirmekte ve halk üzerinde otoritesine yaygınlaştırmakta kullandı. AKP için “Çözüm Süreci” amaçtı, PKK için yalnızca bir araç!

Süreci ciddiye yalnızca AKP iktidarı, akil adamları ve sahibinin sesi olan medya unsurları ciddiye aldı. Silah bırakmak bir yana PKK süreç süresince korucu, devlet yanlısı aşiret mensubu, asker ve polisi katletmeye aynen devam etti. İktidar çözüm süreci zarar görür korkusuyla olanı biteni halktan sakladı!

PKK süreç sürerken milletin gözü önünde askeri mahalden şanlı bayrağı indirdi. Devlet gözetiminde Öcalan’ın mesajları Diyarbakır meydanında okundu. Diyarbakır-Bingöl karayolu PKK tarafından yirmi altı gün kapatıldı. PKK araç yaktı, dağa çocuk kaçırdı, yargı yaptı ve haraç aldı iktidar yetkilileri yakınmak ve olanları Öcalan’a şikâyet etmekten öteye bir adım atmadı.

PKK, eylem ve örgütlenmelerine karşı devlet tedbir almaya kalktığında ise derhal şiddeti devreye soktu. PKK, pazarda eşinin yanında askerin ensesine kurşun sıktı. Polisleri uykuda katletti. Kendisine hizmet için koşuşturan trafik polisine kahpece kurşunladı. Nöbet tutan, halkın güvenliği için devriye yapan askerleri şehit etti.

Sonunda KCK Başkanı ‘ateşkes ve Türkiye ile olan barış süreci sona ermiştir. HDP ve Abdullah Öcalan da PKK’nın silah bırakması konusunda karar veremez’açıklamasını yaptı. AKP hem muhatabıyla hem de gerçeklerle bağının koptuğunu gördü. Çözüm denilen sürecin bölgede devletin çöküş, çekiliş ve bitiş sürecine dönüştüğünü iktidar iş işten geçtikten sonra fark etti. Dört yıldır eli/kolu bağlanmış olan asker ve güvenlik güçleri harekete geçti.

Hava hareketleriyle PKK ciddi darbe yiyince derhal siyasetçi, akademisyen, gazeteci ya da sanatçı kılıklı PKK sever güruh harekete geçti: “Silahla, öldürerek sorun çözülmez... Silahlar bırakılmalı... Güvenlikçi politikalardan vaz geçilmeli” türünden bayat tezlerini dile getirmeye başladılar.

PKK’nın siyasi sesi, İmralı rehinesi, iradesiz HDP ise yaptığı açıklamadı, “Ülkeyi savaş ve şiddet sarmalından çıkarmak” tan söz ediyor. “Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılsın” diyor ve “müzakereleri derhal başlasın” istiyor.

Bu zevatlar insanları öldürenin, dağa adam kaldıranın, yol kesenin, silah kullananın, sokakları Kobani’ye çevirenin ve devleti tehdit edenin PKK olduğunu biliyor. Devletin savunmada olduğunu, kamu düzenini korumak için yapması gerekenleri yaptığının da farkındalar. Onlar bu söylemleriyle aslında devlete ’teröristlere dokunma, bırak öldürsünler, yolları kessinler, araçları yaksınlar, şantiyeleri bassınlar’demiş oluyor.

Savaş ve şiddet sarmalı PKK’nın imalatıdır. PKK’nın eylemleri, şiddeti ve karşı şiddeti doğuruyor. HDP ve bölücü güruh eğer gerçekten barış istiyorsa çağrısını PKK’ya yapmalı ve PKK’nın terör eylemlerine son vermesini ve silah bırakmasını sağlamalı ya da susmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları