‘Hazırcevap İnsanlar’
Dil haznemiz zayıfladı, kelimelerimiz tükendi. Hazır cevaplarıyla ilgi çekmiş, herkesi tebessüm ettiren çevrenizde olsun, tanınan insanlar arasında olsun, kaç isim gösterebiliyorsunuz?
Edebiyatçı Metin Özdemir “Hazırcevap İnsanlar”ı yazdı. (Altınordu Yayınları, 365 s.)
Metin Özdemir, “Dilimizin sınırları; bilgimizin, birikimimizin, hayal gücümüzün dolayısıyla ifade gücümüzün de sınırlarıdır. Sahip olduğumuz söz varlığı kişiden kişiye değişse de genel anlamda bunu ‘kelime hazinesi’ olarak nitelendiririz. Bu hazineyi etkili kullanarak konuşmak, sıradan bir davranış değildir.” diyor, sonra “söz” ve “tehlike” arasında bağ kuruyor:
“Hedefine ulaşmayan bir söz, bumerang etkisi yaratarak kimi zaman sonuçları itibariyle bir felâkete de dönüşebilir. Konuşmadan önce bir anlamda bizim esirimiz olan sözcükler, ağzımızdan çıktıktan sonra bizi esir alır. ‘Keşke şunu söyleseydim/söylemeseydim...’ düşüncesi içimizi âdeta kemirirken, yaşanmış ve bitmiş bir konuşma anını defalarca iç dünyamızda yeniden yaşamaya başlarız.”
Metin Özdemir, hazırcevap olmanın, herkese laf yetiştirmek ya da söylenen her söze bir cevap bulmak olmadığının altını çiziyor ve kıvrak zekâya işaret ediyor, muhatabı nükteli sözlerin susturduğunu hatırlatıyor:
“Hazırcevap insanlar; nerede ve ne zaman, ne söyleyeceğini bilen insanlardır. Zamana damgasını vuran hazırcevap konuşmaları incelediğimizde, böyle bir yeteneğe sahip olan insanların en temel özelliklerinin, kelime hazinelerinin zenginliği, pratik zekâları ve nüktedanlıkları olduğunu görürüz.”
***
Dünyadan ve Türkiye’den hazırcevap-nüktedan 294 isimden örnekler “Hazırcevap İnsanlar”da yer alıyor.
Metin Özdemir, kitabının “Ön Söz”ünde tarihte yer bulmuş hazırcevap anekdotların zaman içinde değişmiş olabileceğine işaret ediyor:
“Hazırcevap insanlar, her dönemde devlet büyükleri nezdinde itibar görmüş ve halkın sevgisini kazanmıştır. Onlara gösterilen bu ilginin doğal bir sonucu olarak zaman içerisinde bazı hazırcevap anekdotların özgün yapısı değişmiş, dolayısıyla onların doğruluk derecesini sorgulamamız gerekmiştir. Kitabın hazırlanışında bu konuya mümkün olduğu kadar dikkat edilmiş, örnek anekdot seçiminde oldukça titiz davranılmıştır. İçinde küfür barındıran hazırcevaplara da kitapta yer verilmemiştir.”
Sonra düşündürücü nükteleriyle sık hatırlatılan Neyzen Tevfik örneğine işaret ediyor:
“Üstat Neyzen Tevfik’in dostlarından Cevdet Tont’un anlattığına göre:
Bir gün Neyzen Tevfik, arkadaşı Cevdet Tont'la Beşiktaş İskelesinde gezinirken Üsküdar'a dolmuş seferi yapan kayıkçılardan birisi, sandalını iskelenin ucuna yanaştırmış müşteri çağırıyor:
- Hadi Üsküdar'a dolmuş! Hadi Üsküdar'a biiiir!
Kayıkçı hem bağırıyor, hem de Neyzen Tevfik’i tanımış olmalı ki ara sıra onlara doğru bakıyor. Gene “dolmuş bir-ikii” diye bağırınca, Neyzen Tevfik adama yaklaşarak sormuş:
- Evlat, Karacaahmet'e çıkıyor musun?
Kayıkçı, önce başını çevirip taa karşı yakanın tepelerinde görünen meşhur Karacaahmet Mezarlığının servilerine bakar ve sonra der ki:
-Vallahi Neyzen Baba! Biz iskele camisinin önüne kadar götürürüz. Ondan ötesine imamın dolmuşu çalışır.
Neyzen, kayıkçının bu hazırcevabı karşısında arkadaşı Cevdet Tont’a der ki:
-Bak Cevdet! Türk milletinin cevherinde asalet var, adalet var, alicenaplık var.
Şefkat, merhamet... Şu var, bu var. Ama nükte de var. İşte şu cahil kayıkçı bile nasibini almış o cevherden...”
***
Yusuf Has Hacib’ten alıntı şu epigraf kitabın mahiyetini ortaya koyuyor:
“Ne yumruktan ne kırbaçtan iz kalır. İnsan ölür arkasında söz kalır.”
Türk ve İslâm âleminden ve dünyadan, hazırcevaplarından örnekler verilen isimlerin bazılarını hatırlatacağız:
Keçecizade Mehmet Fuat Paşa, İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Yahya Kemal Beyatlı, Abdülhak Hamit Tarhan, Mehmet Akif Ersoy, Keçecizade İzzet Molla, Süleyman Nazif, Namık Kemal, Fıtnat Hanım, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, İmam-ı Azam Ebu Hanife, Bağdatlı Ruhî, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Şeyh Şamil, Recaizade Mahmut Ekrem, Mustafa Kemal Atatürk, Arif Nihat Asya, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Rasim, Süleyman Demirel, Osman Yüksel Serdengeçti, Osman Bölükbaşı, Ahmet Vefik Paşa, Reşat Nuri Güntekin, Ebu Yusuf, Can Yücel, Sultan Alparslan, Ali Fuat Başgil, Aziz Nesin, Nazım Hikmet, İsmail Dümbüllü...
***
Winston Churchill, Bernard Shaw, Abraham Lincoln, Aleksandre Dumas Pere, John Wilkes, Georges Clemenceau, Voltaire, Sokrates, Benjamin Disraeli, Mark Twain, Napolyon Bonapart, Oscar Wilde, Honore de Balzac, Tristan Bernard, Pablo Picasso, James Augustine Aloysius Joyce, Ronald Reagan, John Fitzgerald Kennedy, Dante Alighieri...
***
Hazırcevaplardan iki örnek:
Mustafa Kemal Atatürk’ten:
İbrahim Çallı, Atatürk'ün portresini yapmak ister. Atatürk, zamanı olmadığı için ressamlar karşısında poz vermekten hoşlanmazmış. Çallı’ya sormuş:
- Çallı, sen gözündeki Atatürk'ü mü, yoksa gönlündeki Atatürk'ü mü çizeceksin? Çallı “Elbette gönlümdeki Atatürk'ü Paşam!” deyince Atatürk demiş ki:
- O zaman bana ihtiyacın yok demektir, sen gönlündeki Atatürk'ü çiz!
***
İngilizlerin başbakanlarından Winston Churchill’den:
Bir seçim kampanyasında seçmenlerden biri Churchill’e yaklaşarak hiddetle der ki:
“Size oy vermek mi? Şeytana veririm daha iyi.”
Churchill hemen cevap verir:
-Haklısınız ama arkadaşınız aday değil. Şimdi oyunuzu benden yana sayabilir miyim?
***
Şu zamanda tebessüme o kadar çok ihtiyacımız var ki... Metin Özdemir’in, büyük emekle ortaya koyduğu “Hazırcevap İnsanlar”ı bize o fırsatı veriyor.
Okumak lâzım.