AKP İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi''nce İstanbul''un 39 ilçesinde düzenlenmesi planlanan “Ekonomi Buluşmaları” toplantısı, Maltepe''de yapılan buluşma ile devam etti.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Gürcan''ın sunum yaptığı toplantıya, AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Gıyaseddin Gergin, AK Parti Maltepe ilçe temsilcileri ile kamu bankalarının bölge yöneticileri, iş insanları ve sanayiciler katıldı.
Gürcan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye''de bir ekonomik kriz yaşanmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Tamam, bir fiyat dalgalanması, fiyat hareketlenmesi oldu geçtiğimiz yıldan şimdiye kadar... Pandemi ve tedarik zincirindeki sıkıntıdan dolayı tüm dünyada bir fiyatlanma oldu. Emtialar, tüm dünyada dolar bazında da fiyatlandı, plastik, pamuk, demir gibi emtialar da çok ciddi fiyatlanma aldı. Enerji, Rusya-Ukrayna savaşından sonra fiyatlanma aldı. Türkiye''de de aynı şekilde bir fiyat hareketliliği var ama bir kriz ortamı yok. Şu ortamda bile bizim işsizlik oranımız her geçen gün düşüyor. O yüzden kriz dediğinizde, kapanan fabrikalar, kapanan iş yerleri ve kapanan firmalar akla gelir. Çok şükür, Türkiye sanayisinde kapanma yok. Herkes yatırımını artırarak ihracatını artırmaya çalışıyor. O yüzden ben bu bakış açısıyla değerlendirmenin daha doğru olacağına inanıyorum. Türkiye''de bir fiyatlanma oldu ama kriz olmadı.”
Gürcan, düşük faiz politikasıyla iş dünyasının önünü açmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Bugün binlerce iş yeri yeni yatırımlar yapmak için yeni gayretlerde bulunuyor. İnşallah, yatırım potansiyelimizi yükselterek dünya ihracatında söz sahibi olan bir ülke haline geleceğiz.” dedi.
“FAİZLER DÜŞÜK OLMALI”
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Gürcan, gelişmiş ekonomilerde büyümenin zayıfladığına, parasal sıkılaşma tedbirlerinin arttığına dikkati çekerek, Türkiye''nin ise son 8 çeyrektir güçlü ve dengeli büyümeye devam ettiğini söyledi.
Yatırımın güçlenmesi, iş insanlarının daha da verimli olabilmesi için faizlerin düşük tutulması gerektiğini vurgulayan Gürcan, şunları kaydetti:
“Eğer faiz artışı olsaydı şirketlerin artan finansman giderlerini, karlılığın ve öz sermayenin erimesini, şirket kapanmalarını ve diğer şirketlere ve bankalara borçlarını ödeyememelerini, iflaslarla işten çıkmalarını çok rahatlıkla, bundan önceki gördüğümüz krizlerde olduğu gibi, burada da görebilirdik. Yine aynı şekilde bankaların kaynak maliyetlerindeki artışı, şirket kapamalarından dolayı kredilerini geri alamamalarını, sorunlu kredilerdeki artışı, kredi verme iştahındaki azalmayı da görecektik. Birey ve toplumda istihdam olanaklarının azalmasını, işsizliğin arttığını görecektik. Finansman borçlarını ödeyememe, iş yerlerinin kapanmasından dolayı işsizliğin artışını ve gelir dağılımındaki bozulmayı, toplumsal huzurun da bozulduğunu görebilirdik.”
Dünyada enflasyonun hızlı bir biçimde artışını sürdürdüğünü ve enflasyonun küresel bir sorun haline geldiğini belirten Gürcan, Türkiye''de de artış kaydeden enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi noktasında attıkları adımları anlattı.