Son günlerde temizlik ürünlerinden gıdaya kadar her alanda gelen zamlar gündemin en önemli konuları arasında. Yükselen kurlar, tarladaki verimsizlik, artan maliyetler, fırsatçılık, stokçuluk gibi sebeplerle fiyatların arttığı konuşulsa da, gelen zamlar hem tüketiciyi hem de üreticiyi etkiliyor. Hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren üreticiler de artan yem fiyatları nedeniyle zor günler geçiriyor. Yemin ana hammaddeleri arasında yer alan mısıra temmuzdan eylüle yüzde 25, arpaya yüzde 33, soya küspesine yüzde 43, yemlik buğdaya da yüzde 28 zam geldi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Bandırma’da yumurta tavukçuluğu yapan bir firmanın yöneticisi yükselen fiyatlar sonrasında yem almakta zorlandıklarını söyledi. Adana ve Konya’da hasat zamanı olmasına rağmen fiyatların bu denli yükselmesine anlam veremediklerini ifade eden yönetici, “Arpa, buğday, soya küspesi, ayçiçek küspesi gibi birçok yemin fiyatları yükseldi. Yakında yem alamayacağız. Bu da üretimi durdurma anlamına geliyor. Bir an önce bu yükselişlerin durması gerekiyor. Yumurta fiyatları tüketici tarafında zaten artmış durumda. Böyle devam ederse maliyetlerimiz arttığı için biz de fiyatları daha da yükseltmek durumunda kalacağız” dedi.
YEM HAMMADDESİ BULAMIYORUZ
Yem fiyatlarında yaşanan yükselişin yükselen döviz kurları ile ilgili olduğunun altını çizen Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, “Bu sene döviz tahminleri tutmadı. Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene fiyat belirlerken, dolar kuru tahminini yıl sonu için 4.7-5 TL bandında hesaplıyordu. Bu aşıldı. Böyle olunca da ilk defa hububat fiyatları yurtdışındaki fiyatların altında kaldı. 35 yıldır bu sektördeyim ilk kez böyle bir durum yaşandı. Yurtiçindeki fiyatlar da hemen yurtdışındaki ürünlerin fiyatlarına doğru çekildi. Arpa, buğday üreticiden mayıs, haziran ve temmuz aylarında borsalar ve aracılar tarafından toplandı. Söz konusu ürünlerin fiyatları piyasada yukarı tırmandırıldı. Mısırın şu anda hasat dönemi ton 850-900 liraya satılır diye hesaplanıyordu. Yine dolar kurundaki yükseliş sebebiyle fiyatlar yurtdışı ile eşitlendi. Üretici de, aracı da fiyat artacak diye ürün bile satmak istemiyor. Şu anda mısırın tonu 1200-1250 TL civarında. Yem sanayicisi, yem yapmak için hammadde bulamıyor. Mal satmayı bıraktılar” diye konuştu.
ÇİFTÇİ KAZANMIYOR
Yem üreticilerinin dünya piyasalarındaki mısır fiyatları ile yerli üreticiyi geçmişte terbiye ettiğini belirten Adana Seyhan Ziraat Odaları Birliği Başkanı Süleyman Girmen şunları söyledi, “Üreticide biraz da olsa fiyat yükselince yem üreticileri hemen ithalat sopasını çeker, yurtdışında daha uygun fiyata hammadde getirirdi. Şu anda bunu yapamıyorlar. 1200 TL’lik mısır fiyatı dendiğinde bu çiftçinin cebine giriyor diye anlaşılmamalı. Çiftçi en fazla ton başına 1000 TL alıyor. Geri kalan nakliye ve aracılara gidiyor. Fiyatlar konusunda yemciler kısmen de olsa haklı. Onlar da yüksek fiyata alınca yüksek fiyattan satmak istiyorlar. Bu işten en çok hayvancılık sektörü etkilenir. Zaten bıçak sırtı gidiyordu. En önemli girdi maliyetlerini de yem oluşturuyor. Yaşanan süreçte ne yemci, ne üretici ne de hayvancı memnun. Bir an önce siyasi otorite kontrolünde tüm paydaşlar bir araya gelmeli en az zararla bu işten çıkışın formülü aranmalıdır”
"TMO DEVREYE GİRMELİ"
Yükselen fiyatları engellemek için TMO’nun devreye girmesi gerektiğini dile getiren Ülkü Karakuş, “TMO’nun elinde sıfır gümrükle hammadde ithal etme yetkisi var. Karar da alındı aslında. Şu anda TMO’ya onay verilmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı. Yem üreticilerinin çiftçinin mal vermediği iddiasına da cevap veren Süleyman Girmen ise, “Mısır hasadı bitti. Burada ürünü stoklayabilecek çiftçinin oranı yüzde 10’u geçmez. Gerisi depocuların, büyük oyuncuların elinde. Yurtiçi fiyatlarının yurtdışı fiyatlarını yakalamasını bekliyorlar”dedi.