"Hayır"lı Konvoy...
Bugün affınıza sığınarak uzatacağım biraz...
***
Semih Çetin...
Emekli Tümamiral.
Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı'ydı; "Balyoz" kumpasına uğradı. Ki kendisi, "kumpas"tan ziyade "emperyalist darbe" demeyi tercih ediyor hakkın, hukukun, askerlik onurunun, silah arkadaşlığının, ordu-millet duygusunun katledildiği o sürece...
Tutuklandı.
Aylar-yıllarca Hasdal'da kaldı. Kızı Gökçe'yi gelinliğiyle oradan; hapishaneden uğurladı "damat evi"ne!
"Balyoz Şeref Madalyası" aldı;
18 yıl!
"Allah'a bir can borcumuz, verecek de bir canımız" var diyor; daha nesini alacak zaten faniler!
***
Ali Türkşen...
Uzun uzun yazmaya gerek yok aslında; "Kardak'ta kahraman, Hasdal'da esir" demek kafi.
Deniz Kurmay Albay'dı.
Kardak'a Türk bayrağını diken SAT timinin komutanıydı.
Önce Poyrazköy, ardından Balyoz kumpasına uğradı. 3.5 yıl cezaevinde kaldı. 16 yıl hapse çarptırıldı.
Sonra...
Sonrasını biliyorsunuz "pardon" deyip salındı!
***
Ahmet Yavuz...
Emekli Tümgeneral...
Tutuklandığında Harp Akademileri Kurmay Başkanı'ydı.
Onu da kendisini özdeşleştirdiği sözcüklerle tanıtmak en doğrusu galiba:
"Cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, adalet, sevgi, saygı, vicdan, nezaket, bilim, ahlak, disiplin..."
Balyoz kumpasından 18 yıla çarptırıldı.
15 Temmuz alçaklığına karşı ilk andan itibaren fiilen "direniş"in içinde yer aldı!
***
Mehmet Ali Çelebi...
Kara Pilot Teğmen...
Tutuklanan ilk muvazzaf askerdi; kumpasın "sarı öküz"ü yani.
İddiaya göre Hizbut Tahrir örgütüyle ilişkiliydi. Sonradan ortaya çıktı; bu ilişkinin iddia edilmesine sebep "cep telefonu rehberi" polis tarafından yüklenmişti!
Yine de 16.5 yıl hapse mahkûm edildi!
41 ay cezaevinde tutulduktan sonra delillerin sahteliği nedeniyle salıverildi.
Siyasete girdi; şimdi CHP Parti Meclisi Üyesi.
***
Atilla Kezek...
Emekli Koramiral...
Yargıtay'ın Balyoz kararına tepki olarak 9 Ekim 2013'te, öyle çerez bir mevkiden değil Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı'ndan istifa etti. "Geleceğin Deniz Kuvvetleri Kuvvet Komutanı" olarak gösterilirken hem de!
Özetle;
Satılık değil doğruları. Milleti uğruna fedayı becerebilenler cephesinde; ki kolay değildir.
***
Ahmet Tatar...
O şimdiye kadar yazdıklarımdan farklı.
19 Aralık 2009'da "Hiç suçum yok, hukuksuzluğa, karanlığa karşı ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum" diyerek intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi.
Mezhebinden meşrebine; ailecek uğradıkları bütün hakaretleri de sırtlanarak, o günden bu yana hayatını önce kumpası açığa çıkarmaya, sonra kumpasçıların layık oldukları akıbete uğratılmasına adadı;
Ve sanırım hedefe az kaldı!
***
Bora Serdar...
Deniz Kurmay Albay'dı...
Onun "madalya"sının okkası 18 yıl...
Fikret Güneş...
Emekli Tümamiral'di...
Hakkında 16 yıla hükmedildi...
Mektuplarından tanımıştım onları; her biri vicdan destanı.
***
Nasuh Mahruki...
"Kar Leoparı".
"Everest'e tırmanan ilk Türk."
Ecdad muhipleri için ara bilgi:
Şehit Kaptan-ı Derya Ali Paşa'nın 6. kuşak torunu kendisi.
Sayısız insanın "can borcu" olan AKUT'un kurucusu ve onursal başkanı.
***
(Fotoğraflarda tanıyabildiklerimi yazdım; unuttuğum varsa peşinen özür dilerim.)
İşte bu isimler bir konvoy oluşturdular; Anıtkabir'den yola çıktılar, benzinleri nereye kadar yeterse oraya kadar memleketi geziyorlar. Neden "Hayır" dediklerini, neden "hayır" demek gerektiğini anlatıyorlar. Kırıkkale'ye uğradılar, dün Kastamonu'daydılar, yarın Konya'da olacaklar, 7 Mart'ta Burdur, 8 Mart'ta Isparta'dalar...
Ve şaka değil, sahiden "depo durumu" belirleyecek başka illere de erip eremeyeceklerini; çünkü emekli maaşlarıyla karşılıyorlar bütün masrafları. Yardım kabul etmiyorlar.
Onlar gibi düşünürsünüz-düşünmezsiniz ayrı konu ama hiçbir şey değilse "inandıkları yolda" ellerini taşın altına koydukları için, uğradıkları onca zulümden, yaşadıkları onca kayıptan sonra yeni bedeller ödemeyi göze alabildikleri için saygıya değerler.
Sizden ricam...
Yolları sizin şehrinize, ilçenize, köyünüze de düşerse kulak verin söylediklerine.
"FETÖ" olduğu iddia edilen yapıyı "kandırılanlarından", "PKK" belasını da "müzakerecilerinden" çok daha iyi biliyorlardır mutlaka...
Ve mutlaka, bu kokuşmuş örgütlerin yeniden ihya edilebileceği bir hamlenin içinde yer almıyorlardır...
Yine de "Hayır"sa;
Vardır herhalde bir bildikleri; "nedir" diye sorun onlara, anlatsınlar...