Gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir

Gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir

Kamu-Sen'e bağlı sendika temsilcileri ve üyeleri Adıyaman Demokrasi Parkı'nda toplanarak, hükumetin memur ve memur emeklilerine yönelik maaş zammı teklifini protesto ettiler.

Abdurrahman AKÇAL-Adıyaman/YENİÇAĞ

Kamu-Sen Adıyaman İl Temsilcisi Nejdet İrfan Tokur protesto sırasında bir basın açıklaması yaptı.

Tokur açıklamasında, "Kamu çalışanlarının maaşları yıl içinde enflasyon kadar bile artmıyor; sonradan verilen enflasyon farkı ise hiçbir yaraya merhem olmuyor." dedi.

"Yıllardan beri ''Hakkınız ödenmez'' diyerek alkışlanıyoruz;  şimdi ise hakkımızın ödenmesini istiyoruz. Biz artık sırtımızın sıvazlanmasını değil, cüzdanımıza insanca yaşamaya yetecek kadar para konulmasını istiyoruz." diyen Kamu-Sen Adıyaman İl Temsilcisi Tokur''un açıklamasının tamamı şöyle:

"Ne yazık ki son yıllarda ülkemizde felaketlerin ardı arkası kesilmemekte, biri biterken diğeri başlamaktadır.

Geçtiğimiz yılın başında hayatımıza giren salgın; depremler, orman yangınları, sel felaketleri, kazalar nedeniyle adeta bir kâbus yaşamakta, sayısız vatandaşımızı ve kamu görevlimizi bu afetlere kurban vermekteyiz.

Bu vesile ile başta geçtiğimiz günlerde yaşadığımız sel felaketi olmak üzere bütün salgın ve afetlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyor, bir an önce bütün felaketlerin son bulmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.

Ülkemizde türlü olumsuzluklar yaşanırken Devletimiz maddi-manevi bütün yaraları sarmak için var gücüyle mücadele ediyor.
UMKE’siyle, AFAD’ıyla, dalgıçlarıyla, itfaiyesiyle, sağlıkçısıyla, ormancısıyla, eğitimcisiyle, elektrik, doğalgaz, su, altyapı hizmetleriyle, postacısı, zabıtası ve güvenlik görevlisiyle halkımızın imdadına koşuyor.

Kamu görevlilerimiz yalnızca olağan dönemlerde değil özellikle olağanüstü dönemlerde Devletimizin görünen yüzü, şefkat eli olarak hayati bir görev yürütüyor.
Bu kapsamda değerlendirdiğimizde gerçekten de kamu çalışanlarımızın ifa ettikleri hizmetlerin değerinin ve öneminin parasal bir karşılığı bulunmuyor.

Yaşanan felaketlerde bir kere daha gördük ki, kamu hizmeti kutsal bir görev ve onu layıkıyla yerine getiren fedakâr çalışanlar sayesinde bugün ülkemizin dört bir yanında hayat normal seyrinde ilerleyebiliyor.

Son dönemde ekonomideki gelişmeler de hepimizin malumu…
Bilhassa 2012 yılından beri gerek zorunlu harcama kalemlerindeki artışlar gerekse döviz, altın, konut gibi kalemlere gelen zamlar, maaşlara yapılan zamların kat be kat üzerinde seyrediyor, hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor. 

Kamu çalışanlarının maaşları yıl içinde enflasyon kadar bile artmıyor; sonradan verilen enflasyon farkı ise hiçbir yaraya merhem olmuyor.

Aynı işveren toplumun çeşitli kesimlerini desteklerken afetle, salgınla, felaketle boğuşan memurlarımız bir de ekonominin cenderesi altında eziliyor.

6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, işte böyle bir ortamda başladı.

Türkiye Kamu-Sen olarak kamu görevlilerimizin kazanımlarını artırmak ve olumsuz gidişata son verebilmek adına ortak taleple gittik. Bugün gelinen noktada ülkemiz nüfusunun yaklaşık 4’te 1’inin 2022 ve 2023 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafı da teklifini sundu. 

Kamu İşveren Heyeti, memur ve memur emeklilerine 2022 için %5+6; 2023 yılı için ise %6+6 maaş artışı öngörüyor. 

Bu teklif, bizim istediğimizin yarısı bile değildir, dolayısıyla kabul edilmesi de mümkün değildir. 

Halihazırda yıllık resmi enflasyon %18,95 seviyesindedir. Muhtemelen 2021 yılı enflasyonu %20 dolayında gerçekleşecektir.
Bütün uluslararası kuruluşlar 2022 yılında Türkiye’de yıllık enflasyonun en iyimser tahminle %15 olacağını düşünmektedir.
Yani önümüzdeki iki yıllık süre içinde enflasyon toplamda en az %35-40 dolayında gerçekleşecektir. 
Yapılan teklif ise bu gerçekleri karşılamaktan uzaktır.

Bugüne kadar kamu görevlilerinin yaşadığı sorunların temelinde maaş artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi gelmektedir.

Hayallere göre zam verip gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir.

Bu nedenle Hükümet, ivedilikle teklifini yenilemek zorundadır. Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenler mutlaka değerlendirilmelidir. Sayın Bakan teklifinde sözleşmeli çalışanlarımızın sorunlarının çözüleceğini, 3600 ek gösterge talebimizin kabul edildiğini ve refah payı ile ilgili bir gelişme yaşanabileceğini ifade etmiştir.
Bunlar son derece olumlu olmakla birlikte, bu tekliflerin altı doldurulmalı, rakamlar netleştirilmelidir. 

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için Hükümete açık çağrıda bulunuyoruz.

Bu teklifte toplu sözleşmelerin başında Kamu İşveren tarafına sunduğumuz,
-Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı kabul edilebilir bir oransal artış;
-Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için seyyanen zam;
-Ülke ekonomisindeki büyümeden kamu görevlilerine de pay verilmesi;
-Reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi;
-Kamuda yalnızca memurlara verilmeyen Bayram İkramiyesinin, memurlara da verilmesi;
-3600 ek gösterge uygulamasının tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi;
-Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi;
-Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması;
- Aile yardımı, çocuk parası, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal yardım kalemlerinin çalışanın ihtiyacını karşılayacak şekilde yükseltilmesi gibi konuların mutlak surette yer alması gerekmektedir.

Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur.

Biz, hakkımız olmayan hiçbir konuyu ve meblağı masaya taşımıyoruz. Hakkımızdan aşağısına da rıza gösterecek değiliz.

Yıllardan beri “Hakkınız ödenmez” diyerek alkışlanıyoruz;  şimdi ise hakkımızın ödenmesini istiyoruz. 

Biz artık sırtımızın sıvazlanmasını değil, cüzdanımıza insanca yaşamaya yetecek kadar para konulmasını istiyoruz.

Sayın Bakanın “Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün gerçekleşmesini; 
Sözleşmeli personelin haklarının memurlarla eşitleneceği, 3600 ek gösterge teklifimizin kabul edildiği, refah payı uygulamasının değerlendirileceği sözlerinin adının konmasını bekliyoruz. 

Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, reel kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden ve artan milli gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz. 
Taleplerimiz, makuldür ve istenirse karşılanabilir. 

Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere tüm Türk Milletinin daha güzel bir Türkiye’de, yaşanabilir bir ücretle, refah içinde yaşaması içindir.

Yapılacak revize teklif, siyasi iradenin bu yöndeki niyetini ortaya koyacaktır.
25 milyon vatandaşımız, Hükümetten yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir teklif beklemektedir."