Hayal kuruyorum
Önce, benden bir Allah-Tanrı yazısı isteyen pek çok okuyucu ve dostuma haber vereyim. Ben bu yazıyı yazdım, fakat uzun bir inceleme oldu. Onun için yazıyı şu siteye koydum: misak.millidusunce.com
Bugünlerde herkes iki konuyu yazıyor: Reza Zarrab, pardon Hakan Atilla davası ve Man Adası'ndaki devlete giden dolarlar. Ben de herkesin yazdığı bir konuda yazmayı -farklı bir taraf söz konusu olmadıkça veya farklı bir üslup geliştirmedikçe- pek sevmiyorum. Ancak Tuncay Mollaveisoğlu'nun 29.11.2017 tarihli Yeniçağ'daki yazısında geçen bir bilgiyi aktarmak istiyorum:
"Ayan'ın adı iddialara göre ABD'de görülen Reza Zarrab davasında da geçiyor. ABD'de Zarrab davasını takip eden gazeteci Tolga Tanış, Sıtkı Ayan'ın, kara para transferinde İran şirketi Mapna ile dolaylı ortaklığı olduğunu kaleme almıştı. Ayan, 17 Aralık operasyonundan bir gün önce, Cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci yatırım teşviki alan ve o dönem 11.5 milyar liraya İran doğal gazını Almanya'ya taşıyacağını duyuran iş adamı..."
Sıtkı Ayan malum, Man Adası'ndaki şirketi kuran kişi. Mollaveisoğlu'nun yazmadığı bir noktayı da ben hatırlatayım. Tolga Tanış, Zarrab-Sıtkı Ayan ilişkisini Hürriyet gazetesinde, 27 Mart 2016'da yazmış. Daha sonra da Zarrab Davası'yla ilgili yazılar yazmaya devam etmiş. Ve... 2017 yılının başında da Tolga Tanış'ın Hürriyet gazetesiyle ilişkisi kesilmiş.
Ben bir şey demiyorum. Sadece arka arkaya gelen olayları aktardım.
Şimdi müsaadenizle kurduğum hayale geleyim. Bugünkü toplumda yaşarken galiba en iyi şey hayal kurmak. Fakat ne çare ki insan içinde yaşadığı toplumdan ve olaylardan kurtulamıyor. Onun için kurduğum hayal yine son dönemin olaylarıyla ilgili.
Hani İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir başta olmak üzere birçok il ve ilçenin belediye başkanları istifa etti ya.
Bir de AKP'nin birçok il ve ilçe başkanı istifa etti ya.
Etti mi ettirildi mi?
Eh, Melih Gökçek'in ifadesiyle emir demiri kesti, diyelim.
Hayalimi bu istifalar üzerine kurdum.
Bu başkanlarla birlikte çalışan yüzlerce insan var. Belediye meclis üyeleri, büyük şehirlerin ilçe belediye başkanları, AKP'nin il ve ilçe yönetim kurullarının üyeleri... Başkanlarıyla yıllarca birlikte çalıştılar. Onların etrafında pervane oldular, her dediklerine evet, dediler, en iyisini siz bilirsiniz, dediler.
Ben şöyle hayal etmek istiyordum. Bütün bu insanlar, başkanlarının istifası üzerine isyan ederler. En azından bir tavır koyarlar. Ve... Kendilerine teklif edilen başkanlık makamlarını reddederler. Hayal bu ya, "Ben istifa eden / ettirilen başkanımın yerine başkan olamam; bu benim dostluk, yoldaşlık (beraber yürümüştük ya bu yollarda) anlayışıma uymaz. Hem bugün benim başkanım istifa ettiriliyorsa yarın benim de istifa ettirilmeyeceğim ne malum..." gibi sözler duymak istemiştim.
Sonra hayallerimi genişlettim. İnsan bir defa hayal kurdu mu arkası gelmiyor.
Hani bir yerlerden ödüller veriliyor ya...
İnsanlar bir yerlere davet ediliyor ya...
Birileri de o ödülleri, o davetleri reddetse.
Şimdi bir şey hatırlıyorum. Bir parti başkanı "Ben oraya gitmem." demişti. Sonra da "Bu devlet işidir." diye düşünüp gitmişti. Daha sonra birilerinin ağzından şu sözler dökülmeye başladı: "Gelmem diyordunuz, ne oldu? Tıpış tıpış geldiniz?"
Şimdi siz söyleyin aziz okuyucular. Ne kadar uçuk olursa olsun, ben hayal kurmakta haksız mıyım?