İktidara yakınlığı ile bilinen ve "havuz medyası" olarak adlandırılan medya kesimi, yayın ve yazarlarının yaklaşımı kadar, yaptıkları u dönüşleri ile de sık sık tartışma konusu oluyor. Havuz medyasının çizgisinin AKP iktidarının siyaset ve söylem değişikliğine paralel şekilde sürekli değişiklik göstermesi, ortaya adeta "tarihi dönüşler tablosu" çıkarıyor.
İşte o dönüşlerden bazıları;
ÖMER TURAN
Daha önce muhalefete karşı iddia ve suçlamaları ile bilinen Ömer Turan, 31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında değiştirdiği siyasi pozisyonu ile dikkatleri üzerine çekiyor. Turan, iktidara yakın olduğu dönemde sergilediği Atatürk, Cumhuriyet ve milliyetçilik karşıtı pozisyonunu da değiştirdi.
HİLAL KAPLAN
AKP - FETÖ birlikteliğinin bitmesi ve çözüm sürecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle buzdolabına kaldırılmasının ardından FETÖ ve PKK aleyhinde yazılar ve paylaşımlara başlayan ve muhalefeti de bu yapılarla ilişkilendiren Sabah yazarı Hilal Kaplan, çözüm süreci sırasında bölücü örgüt yandaşlarının çizgisinde yazılar yazıyor ve TSK'yı hedef alıyordu. 17-25 Aralık öncesinde ise, FETÖ'ye sahip çıkan bir noktada olan Kaplan, iktidar medyasında u dönüşü en çok dikkat çeken isimlerden.
CEMİLE BAYRAKTAR
İktidar medyasında yazan ve havuz medyasında yer alan TV'lerin ekranlarına da çıkan Cemile Bayraktar, Gezi Parkı olayları sırasında yaşandığı iddia edilen, sonradan ise yalan olduğu ortaya çıkan Kabataş iddiasını en çok savunan isimlerden biriydi. Çözüm sürecini savunmasıyla da bilinen Bayraktar, Alparslan Türkeş için, "Türkeş ise ırk temelli faşizmi mesken edinmiştir" derken, Tuğrul Türkeş'in seçim hükümetinde yer almayı kabul ettiği gerekçesiyle ihraç edilmesinin ardından kaleme aldığı yazısında ise, "Profil fotoğrafımı Tuğrul Türkeş yapasım var... Mirası çalınmış bir devlet adamı" diye yazdı.
AKİF BEKİ
Başbakanlığı döneminde Erdoğan'ın basın danışmanlığını yapan Akif Beki de, iktidar cenahının medyasında radikal dönüş yaşayan isimlerden bir tanesi. Daha önce iktidarın politikalarını savunan pozisyonu ile bilinen Beki, Karar gazetesindeki yazılarında Erdoğan ve iktidar partisine yönelik dikkat çeken eleştirilerde bulunuyor.
KEMAL ÖZTÜRK
AKP iktidarının ilk yıllarından itibaren başbakan danışmanlığı ve Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü gibi görevlerde bulunan Kemal Öztürk, YSK'nın İstanbul seçimini yenileme kararının ardından, Ekrem İmamoğlu'nun "Başkanlığı elinden alınmış mağdur bir siyasetçi olarak, daha da önemli bir siyasi figür haline gelmesini" irdeleyeceğini duyurmuştu. Ancak bu yazısı yayımlanmayınca beş yıldır yazdığı Yeni şafak'tan ayrıldı. Ayrılık sonrası Öztürk, AKP iktidarına yönelik sosyal medya üzerinden yaptığı eleştiriler ile dikkat çekiyor.
ÖZLEM ALBAYRAK
İktidar medyasında uzun süredir AKP'yi savunan yazıları ile bilinen Özlem Albayrak, İstanbul seçiminin yenilenmesi gerektiğine dair iddiaları en çok savunanlardan biriydi. Seçimden sonra "AK Parti için büyü bozuldu demenin tam vaktidir" diyen Albayrak'ın geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak'ta bir yazısının yayımlanmaması nedeniyle havuz medyasının yazarları arasında kavga çıktı. Ersoy Dede, Albayrak İBB personeli olduğunu iddia etti.
AHMET TAŞGETİREN
Yeni Şafak ve Star gazetelerinde yazarken AKP'nin basın camiasındaki önde gelen savuncularından olarak bilinen ve çözüm sürecinin akil adamlarından olan Ahmet Taşgeitren, şimdilerde yazdığı Karar gazetesinde ise AKP'ye yönelik eleştirileri ile biliniyor. Daha önce AKP'ye yönelik eleştirilere köşesinden cevaplar veren Taşgetiren'in, “12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat döneminde yazdım, kendimi bu zamandaki kadar kısıtlı bir duygu içinde görmedim" sözleri geniş ilgi görmüş ve iktidar yanlılarının sert tepkisine yol açmıştı.
FUAT UĞUR
FETÖ'nün Taraf gazetesinde Ergenekon- Balyoz kumpaslarını tezgahlayan ekipte yer alan Fuat Uğur, AKP - FETÖ kavgası başladıktan sonra AKP'nin yanına geçenlerden olmuştu. Uğur daha sonra iktidara yakın medyada FETÖ aleyhine en çok bağıran isimlerden biri haline geldi.