Havale geçiren çocuğa ne yapılmalı?

Havale geçiren çocuğa ne yapılmalı?

Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. İhsan Kafadar, küçük yaş grubundaki çocuklarda daha sık görülen, 'havale geçirmek' konusunda ailelere önemli bilgiler verdi. İşte o çok hayati bilgiler…

Enfeksiyon uzmanları, 2 yıllık pandemi boyunca sık görülmeyen virüs veya bakterilerin yeniden aktif hale geçmesi nedeniyle, bu kışın enfeksiyonlar açısından çok daha zor geçeceğini belirtirken, nöroloji uzmanları çocuklarda yüksek ateşe bağlı ortaya çıkabilen ve halk arasında havale ya da nöbet geçirme olarak bilinen 'febril konvülziyon' konusunda uyarılarda bulundu.
Prof. İhsan Kafadar, çoğu ailenin yüksek ateş nedeniyle nöbet geçiren çocuklara nasıl müdahale edeceğini bilmediğini söyleyerek, hayati önem taşıyan bilgiler verdi.
Kış yaklaşırken özellikle çocuklar arasında, influenza veya diğer virüs salgınlarına bağlı üst solunum yolu veya ishal gibi yüksek ateşle seyreden enfeksiyonların, daha sert geçtiği ve uzun sürdüğü tespiti yapılıyor. Kafadar, "Çocuğun ağzını zorla açmaya çalışan aileler oluyor. Bu çok yanlış. Bu yüzden parmağı kopan ya da eklem fonksiyonlarını kaybeden anne babalarımız oldu. Çocukta ise diş kırıklarına, dil yaralanmalarına neden olabiliyor. Çocuğun nöbeti bitene kadar müdahale edilmemeli, kasılmaları nedeniyle etrafındaki cisimlerden zarar görmesi engellenmeli, çocuk gevşemeye başladığında ağzı açılıp, dili dışarıya çıkarılabilir" diye konuştu.

HAVALENİN NEDENLERİ

Prof. Kafadar, halk arasında daha çok havale olarak bilinen, tıp dilinde 'febril konvülziyon' adı verilen nöbet tipinin, çocuk acillerde çok sık görüldüğünü açıklayarak şunları söyledi:

"Ateşli konvülziyonlar, nöbet tipleri içinde tüm çocukların yüzde 5'inde görülüyor. En sık neden, virütik olaylar. Bunlar da genelde üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle, tonsillit (bademcik), farenjit, orta kulak iltihabı, akut gastroenterit yani ishal gibi tablolara yol açabiliyor. Çünkü yazın da çok sık karşımıza çıkan ishaller ateşli havalelere neden olabiliyor. Ateşli havale 3 ay ila 5 yaş ya da 6 ay ila 6 yaş arası çocuklarda daha sık görülüyor. Özellikle yeni doğan döneminde hiç nöbet hikayesi olmayan, daha önce ateşsiz nöbet geçirmemiş çocuklarda görebildiğimiz, en önemlisi de beyin zarı ve beyin iltihabına (menenjit) bağlı olmayan nöbet türü"

NÖBET NE KADAR SÜRER?

Vakaların yüzde 70'inde havalenin, ateşin çıktığı ilk gün görüldüğüne dikkat çeken Kafadar, "Sık görüldüğü için önemli. En önemli konu özellikle annenin, ki çocuğun yanında genellikle anne oluyor böyle bir durumda, nasıl davranması gerektiğini bilmesi. O sırada ne yapmak gerekir? En zor olanı, bir annenin böyle bir durumda kesinlikle sakinliğini koruması gerekiyor. Daha sonra da çocuğun, etrafındaki zarar verecek şeylerden uzaklaştırılması. Yani çocuk nöbet geçirirken camın üstüne düşebiliyor, ateşin, sobanın yanına düşebiliyor. İkincisi de çocuğun kasılmalarının olduğu nöbet anında ağzını, ellerini ya da ayaklarını açmaya çalışmamak. Soğan, sarımsak, kolonya gibi şeyler koklatmamak. Çünkü çocuk nöbet geçirdiğinde vücudu kasılırken dili de kasılır, dilinin boğazına kaçması nöbet esnasında pek mümkün değildir. O anda saate bakabilmek de çok önemli. Çünkü daha sonraki tedavileri düzenleyebilmemizde, nöbetin ne kadar sürdüğünü bilmemiz çok fayda sağlıyor" şeklinde konuştu.

ÇOCUĞUN AĞZINI AÇMAK DOĞRU MU?

Ailelerin nöbet geçiren çocukların ağızlarını zorla açmasının yaralanmalara neden olabileceğini belirten Kafadar, şu uyarılarda bulundu:

"Nöbet geçiren çocuğun ağzını zorla açmaya çalışmak çocukta diş kırıkları, dil yaralanmalarına neden olabiliyor. Bu, çok büyük bir hata. Çocuk gevşemeye başladıktan sonra, yan yatırıp ağzını açarak dilini çıkarmak gerekli. Kasılma anında bunu denemeyin, çocuğa zarar verirsiniz, kendinize zarar verirsiniz. Parmağı kopan, eklem fonksiyonlarını kaybeden anne babalarımız oldu. Dişleri kırılan, dili zarar gören çocuklarımız oldu. "

Bir diğer hatanın da sirkeli su ile ateşin düşürülmeye çalışılması olduğunu ifade eden Prof. Dr. İhsan Kafadar, "Ateşin hızlı yükselmesi veya inmesi de nöbete neden olabilen bir etken. Sirkeli su yaptığınız zaman, ateşi hızla düşürdüğünüzü zannedebilirsiniz ama, aynı hızla da yukarı çıkabilir. Yani yararlı olabileceğini düşünürken, tam tersine zarar da verebilirsiniz" şeklinde konuştu.

ILIK SUYUN YARARLARI

Ateş nedeniyle nöbet geçiren çocuğu banyoya götürmek yerine çocuğun yanına bir kova ile (ılık) su getirip bir süngerle boyundan aşağısının yıkanması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Kafadar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu nöbeti durdurmayabilir ama, çocuğu rahatlatır. Çocuk gevşemeye başladıktan sonra da yana doğru çevirmek en doğru harekettir. Çünkü nöbet sonrası bazı çocuklarda kusma sonucu bunun ciğerlere kaçması olabiliyor. Çocuk gevşedikten sonra yana çevirerek bunun önüne geçilebilir. Ağzını da bu aşamada açıp dili dışarı çıkarılabilir. Çocuk, nöbet esnasında çok hızlı nefes alıp verdiği için ağzından köpükler çıkabilir. Bu, endişeye yol açmamalı. Çünkü çocuğun vücudunun kasılması ve titremesine bağlı olarak ağzından hızlı nefes alıp vermesi nedeniyle tükürüğü köpürür. Nöbet sonrası ağız yolundan değil, makat yolundan fitil şeklinde ateş düşürücü vermek daha uygun olacaktır."

ÇOCUKTA SONRADAN EPİLEPSİ GÖRÜLEBİLİYOR


Çocukların neredeyse yüzde 74-75'inde ateşli nöbetlerin büyük bir kısmının ilk 3-3,5 dakikada bittiğini söyleyen Prof. Dr. Kafadar, "3,5 dakikada bitmeyenler ise bizim için daha sıkıntılı durumlara işaret olabilir. Ateşli havale geçiren çocuklara ileriye dönük baktığımızda, yüzde 1 ila 2'sinde epilepsi gelişebiliyor. Ama bu, her havale geçiren çocuğun ileride epilepsi hastası olacağı anlamına gelmiyor. Çocuğun zaten böyle bir yatkınlığı varsa, ateşli havale bunun başlangıç dönemi olarak kabul edilir. Eğer bir çocuğun ailesinde epilepsi hikayesi varsa, 3 ay 5 yaş arası dışında bir yaştayken ateşli havale geçiriyorsa veya bir çocuk çok düşük vücut ısılarında da nöbet geçiriyorsa, takip edilmesi gerekir" diye konuştu.

DHA

İlgili Haberler