Habertürk’te yer alan bilgilere göre, Özellikle İstanbul''da bir haftadır hava kirliliğinin yoğun olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, son 24 saatteki hava kirliliğine dikkat çekti.
BU İLÇELERE DİKKAT
Doç. Dr. Aykaç, "Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hava kalitesi istasyonlarının verilerine bakıldığında İstanbul’da son 1 haftadır, Adalar dışında hemen hemen tüm istasyonlarda kirlilik boyutundaki artışın önemlidir. Ayrıca son 24 saate bakıldığında Esenyurt, Kadıköy, Kağıthane, Mecidiyeköy''de PM10 açısından DSÖ’nün izin verdiği 24 saatlik eşik değerin (45μg/m3) 4 katı kadardır" dedi.
KİRLİLİK, SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLEYECEK DÜZEYLERE ULAŞTI
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Bayram, havaların soğuması ve kalorifer ile sobaların yanmasıyla hava kirliliğinin daha da artmaya başladığını söyledi.
Prof. Dr. Bayram, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verilerine (http://sim.csb.gov.tr/SERVICES/airquality) bakıldığında, hava kalitesinin birçok merkezde bozulduğu ve sağlığı olumsuz etkileyebilecek düzeylere çıktığı görülmektedir. İstanbul’da başta Esenyurt, Kağıthane ve Göztepe olmak üzere birçok semtte (bölgede) hava kirliliği özellikle kronik hastalığı olanlar, yaşlı ve çocuklar gibi hassas gruplar olmak üzere insan sağlığını olumsuz etkileyecek düzeylere çıkmıştır. Başta partiküler madde (PM10) ve azot dioksit (NO2) gibi hava kirleticilerin düzeyinde artışlar söz konusudur.
HAVA KİRLİLİĞİ KANSEROJEN OLARAK TANIMLANDI
Kirleticilerin ana kaynağı başta petrol ürünleri, özellikle dizel yakıtı, olmak üzere kömür gibi fosil yakıtların araçlarda, evlerde ısınma amaçlı ve endüstride yakılması sonucu açığa çıkmaktadır. Büyük kentlerde yoğun trafik nedeniyle en büyük kaynağı araç egzoz emisyonları, özellikle de dizel egzoz emisyonları oluşturmaktadır. Hava kirleticilerinin sağlık etkileri uzun yıllardır araştırma konusu olup, hava kirliliğindeki artışla başta akciğer (astım, KOAH gibi) ve kalp hastalıkları olmak üzere kronik hastalıklara bağlı ölüm arasında yakın ilişki gösterilmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalar hava kirliliğini kanserojen (kanser yapıcı) olarak tanımlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü''nün (DSÖ) de aralarında bulunduğu ilgili kuruluşların oluşturduğu “Breathlife” (https://breathelife2030.org/city_data/istanbul/) adlı oluşumun verilerine göre Türkiye’de yılda 33,657 kişi hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını kaybetmektedir" dedi.
KİRLİLİKTEN BÖYLE KORUNUN
Prof. Dr. Bayram, "Hava kirliliğinin bir diğer etkisinin de başta solunum ve kalp hastalıkları olmak üzere kronik hastalıklara bağlı hastane başvuruları, hastalıkların alevlenmesi, ilaç kullanımı ve bu hastalıkların görülme oranında artış olduğu gösterilmiştir. Hücre düzeyinde yapılan çalışmalar, hava kirleticilerin hücresel hasara, hastalıkların gelişiminden sorumlu mekanizmaların tetiklenmesine ve kanser yapıcı genlerin aktivasyonuna yol açtığını göstermiştir" şeklinde konuştu.
- Hava kirliliğinden korunmanın yollarını anlatan Prof. Dr. Bayram, şu önerilerde bulundu:
- Hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde özellikle yaşlı, çocuk ve kronik hastalığı olan hassas grupların iç ortamda kalmaları uygun olur.
- Hastaların şikayetleri artıyorsa, doktorlarına başvurmalı, gerekiyorsa tedavileri yeniden düzenlenmelidir.
- Kaloriferlerin yoğun olarak yakıldığı, sabah ve akşam saatlerinde pencereler kapalı tutulmalı, gerekiyorsa evler gün ortası saatlerde havalandırılmalıdır.
- Açık havada yürüyüş ve sportif faaliyetler havanın nispeten temiz olduğu yeşil alan ve parklarda gün ortası saatlerde yapılmalı, trafiğin yoğun olduğu yerlerden kaçınılmalıdır.