Hava harekâtı ve sorular
Pazar gününün ilk saatleri.
Saat:001.
Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları kamera çekimlerinin eşliğinde yani adeta canlı-yayınla havalanıyor ve PKK ’nın K. Irak’daki üssü bombalanıyor.
Terörist karargahı yerle bir.
Zayiatın olup olmadığı ise meçhul.
Tablo normal çünkü böyle bir bombalamanın yapılacağını artık bırakın Kandil’deki eşkıya, uzaydaki yaratıklar bile biliyordu.
PKK da böyle bir saldırı ihtimalini kesin gördüğünden çetesini köylere dağıtmıştı. Bu haftalardır konuşuluyordu.
Hayır bunları harekatı küçümsemek için yazıyor değilim.
Tersine böyle bir operasyon zevahiri yani vaziyeti kurtarmak için gerekliydi.
Aylardır, sınırı geçtik, geçeceğiz diyen koca bir ülke ve büyük ordusunun caydırıcılığı için yapılan bu harekat aslında olmazsa olmazdı.
Ancak...
Mes’elenin çözümü bağlamında bu operasyonun bir faydası olur mu doğrusu ondan emin değiliz.
Hadise eğer bu boyutta kalırsa yapılan bu bombalamaların sadece imaj yararı olacaktır ki oda şeklidir.
Öyle çünkü dünya’nın hiç bir yerinde hiç bir egemen ülke güvenliğin başkalarına havale etmez.
Bizdeki manzara yüzde yüz budur.
ABD ne kadarına izin veriyorsa, Türkiye o kadarını yapıyor.
Böyle bir fotoğrafta da bazı ataklar yapsanız bile bunların şekli yani imaj için olduğu tartışılamaz.
Neymiş efendim istihbarat paylaşımıymış!
Bütün egemen ülkelerin güvenliğini için kendi istihbaratları olur. İstihbaratınız yoksa egemen değilsiniz demektir.
İstihbarat da sadece havadan gözetlemek yani uydudan fotoğraf çekmekle elde edilmez.
Türkiye gibi bir ülkenin K.Irak’da istihbarat imkanı vardır ve bunu bizzatihi Barzani söylemektedir.
Hadise istihbarat hikayesi ile yukarıda söylediğimiz gibi ABD’nin yüzde yüz güdümüne girilmesidir.
Bugün göreceksiniz AKP ve Cemaat Matbuatı yapılan bu bombalamayı manşetlere taşıyacaktır.
Dahası Başbakan ve AKP kadroları cakasını atacaktır.
Öyle çünkü onların derdi üzüm yemek değildir.
Onlar kendi iktidarlarına zeval gelmesin diye ülke güvenliği dahil hiçbir şeyi umursamazlar.
Yapılması gereken böyle şekli imaj bombalamaları değil, onbinlerce askerle K.Irak’a girmek ve orada tampon bir hat çekmektir.
Eğer bu yapılamaz ise Kerkük kürtlere verilecek ve K.Irak’ta Bağımsız Kürdistan adında bir cazibe merkezi yaratılacaktır. Bunun anlamı da Türkiye’nin filili bölünmesine ilk adımdır.
AKP bunları belki pek umursamaz da umursaması gerekenler örneğin TSK umursamalıdır.
Bir başka şey, TSK şu K.Irak operasyonu olayında bile insiyatif alabilme noktasında imajı bayağı bir zedelenmiştir.
Komutanları farkında mıdır bilmiyorum ama Nisan’dan bugüne TSK artık Emniyet Müdürlüğü gibi algılanma sürecindedir.. Bu fotoğraf da Türkiye’nin bekası için dehşet bir gelişmedir.
Bravo RTÜK
Hatırlarsanız RTÜK bu sütunda sık sık eleştirilir ancak bu tutumumuz bizim onlarla kan davalı olduğumuz anlamına gelmez. Nasıl eleştiriyorsak yeri geldi mi alkışlamasını da biliriz. RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın bazı eğlence programlarındaki bayağılığa aldığı tavır takdire değerdir. Kimse hikaye anlatmasın, Türkiye’de eğlence ve kadın programlarında iş zivanadan çıkıyor. Olmadık rezillikler sergileniyor. Bu doğrultuda istisnasız her gün mesajlar alıyorum. Dolayısı ile RTÜK’ün onların başında caydırıcılık yaratması olmazsa olmazdır. Diyecekler ki yayın özgürlüğü!..
Geçiniz.. Dünyanın hiçbir yerinde rezilliklere özgürlük verilmez.. Bunun adı olsa olsa özgürlük istismarıdır. Dolayısı ile RTÜK’ün bu yönde attığı ve atacağı her adımı sonuna kadar destekliyoruz.. Bir başka şey de RTÜK’ün reyting olayına el atması ve gerçek izlenilirliği kamuoyuna yansıtmasıdır... TV ve reyting olayını bilen biri olarak var olan reyting ölçümlerinin tamamen ticari ve toplumu yönlendirmeye matuf olduğunu iyi biliyorum..
Sayın Akman lütfen bu soruna bir çözüm bulun..
Murat Başesgioğlu’nun telefonu
Spordan sorumlu Bakan Murat Başesgioğlu önceki gün gazetemizde yayınlanan bir haber için aradı ve şu açıklamayı yaptı: “Sabahattincığım bugün gazetenizin sürmanşetinde bir haber var ve benim, Futbol Federasyonu için bir aylık ömürleri kaldı dediğimi yazıyor. Bu doğru değil. Ben kesinlikle böyle bir söz söylemedim ve söylemem. Belli ki hesabı olan birileri o toplantıda konuşulanları Yeniçağ’a farklı anlattı. Hayır diğerleri yazsa önemsemem de, Yeniçağ benim çok ciddi bulduğum, çizgisi olan bir gazete. Bunu lütfen düzeltir misin...” Ben de peki deyip sözlerini aynen yansıtacağımı söyledim... Murat Bey’in telefonuna olan hassasiyetim onu uzun yıllar tanımam ve adam gibi adamlığına defalarca şahit olmamdır.. Geçmişte fikir ve ideal birlikteliğimiz da olan Sevgili Başesgioğlu gibi bir isim hala AKP’de nasıl durur, doğrusu onu kendime hiç izah edemem.
Bahçeli’nin solu ve yaptıkları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok değil bir hafta önce, Meclis’te PKK mı var? mealindeki soruya hatırlayın nasıl cevap vermişti: “Meclis’te bizim solumuzda oturuyorlar...” Bahçeli’nin TBMM’nin açıldığı ilk gün ellerini sıktığı DTP’liler için öyle bir imada bulunması pek çok kişi ve çevreyi şaşırtmıştı. Bazıları Devlet Bey’deki bu tutum değişikliğine iyi niyetle şu yorumu getirmişti: Bahçeli DTP’lilerin ilk gün ellerini sıkarak onlara fırsat sundu ama sonradan gördüklerine , Meclis’te solumuzdalar diyerek isyan etti ve tavır aldı... Derken üç gün önce bir başka sahne: Bütçe görüşmeleri bitiminde Bahçeli DTP sıralarına giderek mensuplarının tek tek ellerini sıktı... Haydaaa... Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Öyle ya , önce itham edeceksin, ardından ellerini sıkmak için yanlarına gideceksin. Bu olacak şey midir? Bir şey ya vardır, ya da yoktur. Ya hedef alma ya da sözlerinin arkasında durarak ona göre davran.. Söyler misiniz Bahçeli’nin bu halini nasıl yorumlamak gerekiyor?