Hasbihâl...
Sen bu filmi görmüştün...
***
"Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklâli"ni kurtarabilmek için, tam da buna kast eden emperyalist başından medet umar halimizi görünce, böyle diyorsun bugün muhtemelen:
- Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar!
- Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.
- Hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!
- Emperyalizm ölüme mahkûmdur.
Haklısın da...
Öyle küçük, öyle aşağı görüyorlar ki kendilerini; "efendi"siz yaşayabileceklerine inanmıyorlar!
- Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır...
***
Seni bizden saklıyorlar. Hatıralarını yok ediyorlar. Unutalım istiyorlar; aklımıza düşme bir daha... Karalıyorlar hatta; sen ne yaptıysan fenaydı sanalım istiyorlar. Bak bugün "usulen" de olsa getirmek zorunda kaldılar; hazır huzurundayız, anlatsana biraz, fısıldasana kulağımıza:
Sen nasıl başardın?
- Ben, 1919 yılı Mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.
Korkmadın mı?
- Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur... Uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcudur...
"Millî egemenlik" mi; bir vesayet rejimi kurduğunu söylüyorlar oysa bize...
- Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir; halkın devletidir. Mazi kurumları ise bir şahıs devleti idi, şahıslar devleti idi.
Cumhuriyet de sade "askerin" devleti imiş ama; elitlerinmiş...
- Cumhuriyet, ahlâkî fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık, korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil ve rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.
Cumhuriyet nesilleri nasıldı ki?
- Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür...
Biz çok "kandırıldık", "aldatıldık"; Sen de 100 yıllık itibarını kurtarmak için böyle söylüyorsun belki...
- Ben manevî miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır... Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz. Felaket ve saadet getirsin, iyi ve fena olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız...
Hep saadetimize çalışıyor iddiasındalar; nasıl anlayabiliriz ki memleketi idare edenlerin niyetini?
- Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükümetten gaye nedir?" bunu düşünmek lazımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır.
Fena da olsa diyemiyoruz ki; koruyamıyorlar ama ölmekten yakınmayalım diye korkutuyorlar...
- İleri hükümetçiliğin şiarı, halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir.
Korkuyorum biliyor musun; içerisi hain, dışarısı düşman dolu... Türkiye Cumhuriyeti'ni sen kurdun ama bizler yaşatamayacağız galiba... Her gün kaybediyoruz; insanımızı kaybediyoruz, sadakatimizi kaybediyoruz, inancımızı kaybediyoruz...
- Ölmek isteyen bir milleti hiçbir kuvvet kurtaramaz. Türk milleti ölmek istemez; o, daima yaşayacaktır... Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lazım olanı yapmaya hazırız...
Gitmeliyim. Dilek balonları uçuracağız birazdan; ben seni yeniden görmeyi dileyeceğim...
- Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir...
***
Mermerden bir "put"a tapınmak için akın ediyoruz sanıyorlar huzuruna... Ama anlat sen Ata'm; kulağımız sende... Verdiğin, vereceğin her bir nasihat; kutlu bir görevdir bize...