Örnek olarak ise Harvard’da görev yaparken YÖK’ün kendisinden ilkokul diploması istemesini gösteriyor. Yıldız Holding, geçtiğimiz hafta Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Merkezi’ne toplam 24 milyon dolar gibi rekor oranda bir bağış yaptı. Türkiye’den dünya çapında bir bilim kurumuna yapılan en büyük bağış olma özelliği taşıyan bu bağışla Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı 10 yıl boyunca Sabri Ülker’in adıyla anılacak. Bu bölümün başında bulunan ve bu süreçte önemli rol oynayan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ile Boston’daki ziyaretimiz sırasında sohbet imkanımız oluyor. Akademik camiaya uzak çevre Gökhan Hotamışlıgil ismini ilk kez 2013’teki Vehbi Koç Vakfı ödül töreninde duymuştu. Harvard’daki çalışmaları sırasında, ’diyabete yol açan gen’keşfini yapan Hotamışlıgil ve ekibi yeni bir tedavi yaklaşımının da önünü açtı. Hotamışlıgil, 2007’de Amerikan Diyabet Vakfı’ndan olağanüstü bilimsel başarı ödülünü alan ilk Türk araştırmacı olarak da öne çıkan bir isim.
’İLKOKUL DİPLOMAMI SORDULAR’
“Türkiye’de bilimin gelişememesinin nedeni ekonomik değil” diyen Hotamışlıgil, başından geçen ilginç bir olayı şöyle anlattı: “Türkiye’de bilimsel ekosistem oluşmuyor. Çünkü üniversite içinde bir hiyerarşinin parçası olarak çalışıyorlar. Örneğin YÖK, bir özel üniversitenin mütevelli heyetine girmek için beni 6 ay inceledi. Bir düşünün, ilkokul diplomamı bile istediler. Harvard’a gelmişsin, Prof. olmuşsun, ara ki bulasın... Yani bürokrasi, hiyerarşi bu durumda...” Laboratuvardaki çalışmaların sokaktaki insana nasıl dokunacağını Hotamışlıgil şunları söyledi: “Yaşam süresi ile sağlıklı yaşam süresi arasındaki oranı dengeye oturtmak üzerinde çalışıyoruz. Kan basıncındaki küçük bir değişiklik bile 10 yıl ömrü uzatmak anlamına geliyor.”