MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişiklik teklifinin TBMM'de kabul edilmesi üzerine yaptığı basın açıklamasında aynen şunları söylemiştir:
"Partimizi tutarsızlıkla suçlayanların, dün söylediklerimizle bugünkü ifade ve irademizin çeliştiğini ileri sürenlerin ne kadar yanıldıkları, ne denli art niyetli oldukları yakında tüm yönleriyle anlaşılacaktır… İftiharla söylemek isterim ki, bildik mahfiller aracılığıyla, sosyal medya başta olmak üzere, her zemin ve sahada telkin ve tahrik altına alınmaya çalışılan milletvekillerimiz dava adamlığının ve dik duruşun ne demek olduğunu dosta düşmana ispatlamışlardır."
Aşağıdaki satırlar MHP'nin seçim bildirgesinde mi, aslı yok yaylasındaki aslı yok bir partinin seçim bildirgesinde mi yer alıyor sayın Bahçeli? Bunlar sizin seçim bildirgenizdeki "ifadeler" değil mi?
"Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter millî devlet yapısını esas alan parlamenter sistemi, demokratik siyasi sistemin sürdürülebilmesi bakımından gerekli görüyor ve Türk milletine en uygun yönetim şekli olarak değerlendiriyoruz. Sistemin işleyişinden kaynaklanan sorunların yine parlamenter sistem içinde çözülmesini mümkün görüyoruz. Bu sebeple iktidarın kişiselleşmesi suretiyle temel hak ve özgürlükler bakımından tehlikeli bir otoriterleşmenin önünü açabilecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuruluş esaslarından kopararak devleti ve milleti farklı siyasi ve idari yapılanmalara götürecek altyapı oluşturmayı hedef alan, başta Başkanlık olmak üzere yarı başkanlık ve benzeri sistemleri uygun bulmuyoruz."
"Anayasa ihtiyacını toplumsal gereklilikler yerine devleti ve milleti parçalanmaya götürecek bir sistem değişikliğine endeksleyen bir siyasi yaklaşımı reddediyoruz."
Bu bildirge, yüz binlerce tirajlık gazetelerde, kaç adet bastı iseniz o kadar kitapçıkta, herkesin ulaşabileceği genel ağ (internet) sayfalarında duruyorken "dün söylediklerimizle bugünkü ifade ve irademizin çeliştiğini ileri sürenler" demek ne anlama geliyor? Bildirgenizde savunduğunuz "parlamenter sistem"den "cumhurbaşkanlığı sistemi"ne geçilmedi mi? "Başkanlık" yerine kullanılan "Cumhurbaşkanlığı" kelimesi sizi kurtarır mı? Evetçi AKP ve MHP milletvekilleri ısrarla "Bu değişiklik rejim değişikliği değil sistem değişikliğidir." demiyor mu? Yani parlamenter sistemden yeni bir sisteme geçilmedi mi?
Bu nasıl bir savunmadır Allah aşkına? Çelişki bu kadar açık iken, seçim bildirgeniz milyonlarca sayfada duruyor iken "dün söylediklerimizle bugünkü ifade ve irademiz" çelişmiyor, demek nasıl bir savunmadır? Bütün insanlar kör ve sağır mı? Akılsız mı? Hiç olmazsa "Dün bildirgemizde öyle dedik ama bugün şartlar değişti." filan deyin. Vallahi "kim akılsız", ben bir türlü anlayamıyorum.
Basın açıklamanızda "özellikle sosyal medya başta olmak üzere" diyerek sosyal medyayı suçlamanızı anlıyorum. Çünkü sosyal medyada AKP'yi, Başbakan ve sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "ihanet"e kadar varan ağır suçlamalarla suçlayan o kadar çok görüntü var ki! Çelişkilerinizi apaçık ortaya koyan, ağzınızdan çıkan sözleri milyonlarca insanın duymasını sağlayan bu görüntülerden çok rahatsız olduğunuz anlaşılıyor. Rahatsız olup sosyal medyadan şikâyet etmek yerine o görüntülerdeki sözlerinize sadık kalsaydınız daha iyi olmaz mıydı? Ne siz üzülürdünüz ne de biz? Kendimizi bildik bileli oy verdiğimiz MHP'nin Genel Başkanı dün ne söylediyse bugün de o yönde hareket etmiş, der, sevinirdik. Üstelik konu, öyle geçiştirilecek bir konu da değil. Sizin de bizim de ifade ettiğimiz gibi ülke için hayati bir konu. Biz, seçim bildirgenizde verdiğiniz sözlere inandık ve son seçimde de MHP'ye oy verdik. Ve "Ben, evet şahsım adına itiraf ediyorum, MHP milletvekillerini iki hafta önceki yazımla 'telkin altına' almaya çalıştım." Milletvekillerimizin bildirgede verdikleri söze uyup "dava adamlığının ve dik duruşun ne demek olduğunu dosta düşmana" göstermelerini istedim.
Siz ise bildirgede verilen söze aykırı oy kullanan milletvekillerinin "dik duruşun ne demek olduğunu dosta düşmana" ispatladığını ifade ediyorsunuz. Buna "harika bir dik duruş örneği" denmez de ne denir?
