Hani sandık her şeydi...

Melih Gökçek konusuna girmiş ve şu başlığı atmıştım; "Melih Gökçek'i tanıyorsam.."

Direneceği ya da en azından belli konularda pazarlık yapacağı belliydi..

Ankara'nın önemli kara kutularından biridir Melih Gökçek.. Ve bana göre, gücünü de o 'kutudan' alır..

O ayak sürdükçe, AKP'den gelen sesler yükseldi..

Cumhurbaşkanı "İstifa etmezlerse bedeli ağır olur" dedi..

Demokrasilerde kurulabilecek en tehlikeli, en uygunsuz, en ben merkezci cümlelerden biri bu..

Yıllarca tüm oyunlara, olumsuzluklara, yıkılmalara, dökülmelere rağmen Türk Milleti ve demokrasinin aracı kurumlar, AKP iktidarını 'Millî irade' tarifiyle kabullendi..

Mühürsüz pusulaları bile içine attı..

Sürekli 'Millî irade' vurgusu yapan bir iktidarın bugün geldiği nokta içler acısı..

Melih Gökçek ve diğer AKP'li belediye başkanları ile ilgili fikirlerim belli.. Ancak, seçimle gelmiş başkanlar, bir kişinin siyasi hesapları uğruna böyle bir taleple sıkıştırılamaz..

Ne demek "İstifa etmezlerse bedeli ağır olur.." Dövecek misiniz? Kabahatleri varsa niye hesabını sormuyorsunuz da, bunu bir tehdit aracı olarak kullanıyorsunuz?

Hele bakın Bekir Bozdağ'ın sözlerine;

-Cumhurbaşkanımız açıkladı. Eğer siz halkın değişim talebini karşılamazsanız, vatandaş sizi sandıkta değiştirir. Vatandaşın bir iradesi var, biz bu iradeyi görüyoruz..

Buyur burdan yak.. Rüyaya mı yattınız? Halkın talebi olduğunu nasıl anladınız? Kim söyledi?

Doğru, halkın, AKP ve belediyeleri ile ilgili talepleri var.. "Ancak siz ne zamandan beri, AKP'nin karşısındaki insanların taleplerini önemser oldunuz?" diyeceğim de, demokratik bir talebi karşılamayı amaçlamadıklarını bildiğimden, bir gülme geliyor..

Açıktır ki, halkın talebi değil, 'iktidarımıza mal olabilir' diyen iç sesinizdir, bu operasyonun sebebi..

Bana sorarsanız çoktaaaan gitmelilerdi.. Ancak demokratik kültüre sahip her birey gibi ben de bu süreçlerin ya sandıkla ya da lüzumu halinde hesap sorulmak üzere, yargı yoluyla, adil mahkemelerde halledilmesi gerektiğine inanıyorum..

***

Bu satırların yazarı der ki;

-AKP'li belediyelerin büyük bölümünde tezgahlar dönüyor.. Bu saltanat, bu yağma artık bitmeli..

Ama bunun yolu, "İktidarımı tehlikeye atıyorlar, dur önce ben onları atayım" değildir..

Kişiler üzerinden değil, demokratik değerler üzerinden konuşuyorum..

Bana kalsa hiçbirine oy vermem.. Ama yine bana kalsa, böylesine diktatoryal bir ruh haline, kurban da vermem..

***

Perinçek boşa girmez topa...

***

Aleksandr Dugin.. Avrasyacılığın ideologlarından.. 15 Temmuz'dan bir süre önce Ankara'ya gelmişti..

Kalkışmadan sonra Rusya'daki bir televizyon programında dedi ki;

-Ankara'da belediye başkanına ve bazı AKP'lilere, orduda bir grubun darbe hazırlığında olduğunu söyledim..

Arada kaynadı Dugin'in bu sözleri.. Aslında kaynadı mı emin değilim.. Belki de anlayan anladı, "Bu konuda çok şey biliyoruz.. Gerekirse.." mesajı verdi.. Bilemem.. Bu satırların yazarı, kalkışmadan birkaç gün sonra şöyle bir not düşmüştü;

-Avrasyacılık rüzgârına dikkat..

Ve dikkat buyurun, bu dönemin en mutlu insanları Avrasyacılar..

Avrasyacılığa nereden baktığınıza bağlı.. Kapsadığı alanı düşündüğümde, atalarımın bambaşka bir bakış açısı ve tarifi var; bildiğin 'Turan'.

Bana göre Avrasyacılık, o muhteşem tufanı elimizden almayı amaçlayan bir uydurma strateji, ideoloji, her neyse..

***

Uzatmayayım, dün bir baktık Doğu Perinçek çıktı sahneye, "Dugin darbe hazırlığını Melih Gökçek'e söylemişti" dedi..

Tam da Melih Gökçek'in AKP ile kafa kafaya geldiği günlerde.. Üzerinden 15 ay geçtikten sonra, yeniden..

AKP'ye omuz verir gibi.. Melih Gökçek de gidip hükûmete söyledi mi söylemedi mi, orası yok.. "Gökçek darbeyi önceden biliyordu" da kalarak yaratılan muallak, tam da AKP ekmeğine yağ..

İtiraf edeyim, ben keyifle izliyorum.. Daha keyifli günlerin geldiğini de görüyorum..

AKP'ye çaktırmadan verilen bu omuzun ardından, tam da ertesi günü Perinçek'in gazetesi Aydınlık'ın manşeti ne biliyor musunuz; "Yeni bir dünya kuruluyor"

Manşet altında tam da Avrasyacılığın hayata geçiyor olduğuna dair ipuçları var..

O yüzden diyorum bazı arkadaşlara, "Devleti biz yönetiyoruz rüyasından uyanın artık.." Devletin kimler tarafından yönlendirildiğini görmemek için saf olmak lazım..

Gökçek mevzuunda destek.. Ertesi gün "Ne güzel bu Avrasyacılık" mesajları..

***

Ama ben asıl neresiyle ilgileniyorum biliyor musunuz?

Rusya ve Putin için çok kıymetli olan Aleksandr Dugin gibi bir adam, neden Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ile böylesi bir mahrem diyaloğa girer?

Ne almıştır? Ya da ne vermiştir?

Vallahi de billahi de hazırlayın çekirdekleri..

***

Günün Sözü

Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin... Cemal Süreya

Yazarın Diğer Yazıları