Hani onların yerinde olsanız dağa çıkardınız?
Dünya ‘pişkinlik tarihi’ herhalde bunu kaydedecektir... HDP’nin aldığı oylar yüzünden iktidarını kaybeden, suçu kendilerine karşı ‘organize hareket’ eden muhalefete atıyorlar...
Siyasetçisiyle, bürokratıyla ve havuzcusuyla bozulmuşlar... Daha önce Diyarbakır Belediye Başkanı tarafından kendisine ‘meşe dalı’ gönderilirken sesini çıkarmayan ama seçim sonuçları belli olduktan sonra HDP’nin bir ‘koç başı’ olduğunu keşfeden Bülent Arınç gibi hepsi... Muhalefet birleşmiş, buna lobiler ve paralel de eklenmiş, HDP’yi koç başı yaparak, hükûmetin kapısı kırılmış!..
Şaka gibi her şey... HDP’li “Affedersiniz, Türk’üm ama tedavi oluyorum” derken karı-koca ne de güzel gülüşüyorlardı öyle!.. AKP İstanbul İl Başkanı “AK Parti ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” diye Oslo fotoğrafının altına not düşerken aile saadeti ne de güzel görünüyordu!..
“Bu yol yol değil, ülke bütünlüğü tehlikede” diyenlerin alnına o necis tükürükleriyle ‘kandan beslenenler’ pulu yapıştırırken, demokratın önde gidenleriydi bunlar!.. “Bu süreç eskisinden çok daha fazlı kan dökülecek sürecin hazırlık safhasıdır” diye ikaz edenleri, Sevr paranoyasıyla, savaş lobilerinin adamı olmakla itham ederken pek ‘barışçıl’dı hepsi!..
Problem yoktu, açılım politikası sayesinde sadece terörü bitirmeyecek, Kuzey Irak’ı bile Türkiye’ye bağlayacaktık!.. Bunu ima ediyordu havuz canlıları ve inanmayanları ‘eski Türkiye’nin küçük düşünenleri’ olarak görüyorlardı...
* * *
“Kürtlerin yerinde ben de olsam dağa çıkardım” diyenler bunlar değilmiş gibi sayelerinde HDP’nin sandığın üzerine çıkmasına hem hayret edip hem de kızıyorlar... Sanki bunlar değildi, bölgedeki sıkıntının kaynağını sadece ‘güvenlikçi’ politikalarda bulup, ‘demokrasi’yle her şeyi çözecek olanlar? Sanki ‘baldıran zehri’ni kendi iradeleriyle değil de, muhalefetin zorlamasıyla içmişlerdi?
Hani Diyanet İşleri Başkanı’nı Diyarbakır’a götürüp, sözle açtığı ‘peygamber hırkası’yla kardeşlik tesis edilecek, helâlleşilecekti? Paça kaptırılınca yeniden ‘Zerdüşt’ diline sarılanlar, hani meseleyi İslâm kardeşliğiyle çözeceklerdi?
Oysa ne de gururla kaldırmışlardı “Ne mutlu Türk’üm yazılı” tabelaları ve andımızı... Bunları kaldırdığımızda birliğimizin ve beraberliğimizin üzerine nazarlardan esirgesin diye ‘kardeşlik kurşunu’ dökülmüş olacaktı... “PKK silah bırakıyor, bıraktı, bırakacak” diye bir halk yalana boğulurken, Diyarbakır’daki o Nevruz’u, kalleşliğin kazandığı o görüntüleri ‘kardeşlik kazandı’ manşetleriyle verenler kimlerdi?
Terör örgütünün propaganda silahını dilleriyle yağlayanlar, şimdi çok kızgınlar ve sözde iş birliği yapmış muhalefeti suçluyorlar... Oysa her şeyi kendi elleriyle yaptılar... Oslo’da teröristlerle, fotoğrafın tamamlanması için Güneydoğu’da da teröristlerin türkücüleriyle el ele tutuşup, gözyaşı döktüler...
* * *
Selam gönderirken Kobani’ye ne güzeldi her şey değil mi? Ya da Vali’niz çözüm sürecindeki katkılarından dolayı Apo’ya teşekkür ederken... Yalnız kalmamalıydı Habur fotoğrafı... Yanına Türkiye sınırlarının içinden silah ve peşmerge geçirilirken, her yerleşim biriminde ‘ulus inşa’ eden fotoğraflar eklenmeliydi...
Bu topraklardaki ayrılıkçı problemi tahlil ederken faturayı Kemalist politikalara fatura etmek ne kolaydı... Nasıl olsa bu fitnenin Atatürk’ün doğumundan bile önceye uzandığını kurcalayacak kafanın önemi yoktu... “Biz geldik, ret, inkâr ve asimilasyon politikalarını kaldırdık” sözünün sahipleri buna bir de “Seyit Rıza evlad-ı resuldür” ilavesi yapınca yani ‘tarihimizle yüzleşince’ bütün meseleyi çözecekti ya!
Şimdi HDP’nin serpilmesinden, Kars’tan Şanlıurfa’ya kadar olan bölgede çizdiği yaydan, muhalefeti sorumlu tutanlar demeçlerini ve yazılarını münasip bir yerde toplasınlar bakalım... Kimmiş bu durumun sorumlusu?
Terör örgütü yolları günlerce keserken küçültmeye çalışan, bölgedeki asayişin PKK kontrolüne geçmesini ‘paralelin abartması’ olarak sunan, terörist mezarlıklarına dikilen heykelleri ‘fiberglastan’ diyerek aklınca bir şeyleri gizleyen, bayrak yakanları ‘çocuk’ diye haberleştiren ‘organize yapı’, bu durumun tek ama tek sorumlusudur... Arşiv ortada... Bu hesabı sorumlu olan herkes verecektir...