Gazeteci-yazar Murat Yetkin, “Ankara’da siyaset kulisinde konuşulan yeni senaryo AK Parti ve MHP’nin önümüzdeki TBMM seçimlerine ayrı ayrı girmesi üzerine kurulu. Buna göre, Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP kendi adayını çıkarmayarak yine AK Parti adayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı destekleyecek.
YetkinReport’a bilgi veren siyasi kaynaklar Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürmek konusunda anlaştıkları beyanlarının altındaki etkenlerden birinin de bu olduğunu belirtti.” diye yazdı.
Yetkin bugünkü yazısında , “Bu senaryo MHP açısından Meclis’teki varlığını kanıtlama anlamını taşıyor. Bahçeli, barajın yüzde 7’ye düşürülmesi düşüncesinin MHP’nin yüzde 10 oy desteğinden emin olmamasına bağlanmasına karşı çıkmıştı. Ancak yüzde 7 barajının MHP’nin kendisini daha rahat hissetmesini sağlayacağı da görülüyor. Tabii bu durum sadece MHP değil, HDP ve İyi Parti gibi yüzde 10 barajı civarındaki partileri de rahatlatacak, Meclis’in çok partili kurulmasına imkân verecek.
Milletvekili seçimlerine ayrı ayrı girme senaryosu AK Parti’nin de işine geliyor. Bu hesapları üç başlık altında toplamak mümkün. Millet İttifakı''nı İyi Parti üzerinden dağıtmak, Kürt seçmenin oylarını çekmek ve yüzde 7’ye yakın duramayan partilerin seçmenini kendisine çekmek.” değerlendirmesini yaptı.
Yetkin yazısında şunları söyledi:
"Millet İttifakını dağıtmak:
AK Parti cephesinde milletvekili seçimlerine MHP ile girmemenin İYİ Parti ile yeni kanallar açabileceği doğrultusunda bir kanı mevcut. AK Parti kurmayları İYİ Parti’nin de kendisini kanıtlamak için milletvekili seçimine ayrı girmek isteyebileceği ihtimali üzerinde duruyor. Bunun da İYİ lideri Meral Akşener’in şu ana dek değişmeyen “Cumhurbaşkanı adayını Millet İttifakıyla birlikte belirleyeceğiz” tutumunu taban baskısına maruz bırakabileceği düşünülüyor. Akşener’in İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adayı olmaması konusundaki eğilimine destek vermesi de bir etken. Fikret Bila’nın yazdığı gibi İmamoğlu şimdiye dek adaylığını açıklama “tuzağına düşmedi”. Ancak ittifakın bozulma görüntüsünün bu tabloyu da değiştirebileceği ihtimali göz önünde tutuluyor.
Kürt seçmeni kazanmak:
AK Parti, MHP ile seçim ittifakının Kürt seçmende, hatta kendi Kürt seçmeninde ters teptiğini 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’da gördü. Oysa MHP ile ittifaka kadar Kürt seçmenin yarıdan fazlasının HDP değil, AK Parti’ye oy verdiğine inanılıyordu. Bunlar dindar ve muhafazakâr Kürt seçmenlerdi. Kulis bilgileri MHP’nin de bu gerçeği gördüğü ve Cumhur İttifakının yaşaması adına seçimlere ayrı giren AK Partinin yeniden Kürt seçmenden oy alabileceğine ikna olduğu yönünde. Deniz Zeyrek, CHP’nin HDP ile yan yana görüntü vermekten çekinmesini de bu görünüme katıyor. Helin Alp’e konuşan HDP eş başkanı Mithat Sancar ise “kurucu meclis” gereğinden söz ederek adeta AK Parti’den gelecek işaretlere açık olduklarını ilan ediyor. Burada önemli bir soru, Kürt seçmenin Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine MHP ile davranacak olan AK Parti’nin sırf milletvekili seçimine MHP’yle girmiyor diye güvenip güvenmeyeceği. Önemli bir sorun.
Yüzde 7 altını cezbetmek:
Bir de Saadet Partisinden BBP’ye, Gelecek ve Deva’dan Demokrat Partiye dek mevcut kamuoyu yoklamalarında yüzde 7’ye yaklaşamayan partiler bulunuyor. Bu partilerin Cumhur ya da Millet ittifaklarıyla seçime girmeleri halinde TBMM’ye az da olsa milletvekili gönderme şansları mevcut. Oysa kendi başlarına girmeleri halinde şansları zayıf. AK Parti çevrelerinde seçime ayrı girilmesinin bu partilerin seçmen tabanını AK Parti’ye yönlendirebileceği, hatta beklemeye geçen seçmeni de yeniden saflara katabileceği hesabı yapılıyor.
Evdeki hesap çarşıya uyar mı? O ayrı mesele.
Bunlar erken seçim işareti mi?
Aslına bakılırsa tam tersine. Seçim yasasında baraj ve seçim bölgeleri değişikliği AK Parti tarafından (MHP desteğiyle) Ekim’de TBMM yasama yılının başlaması ardından gündeme getirilirse, bu Cumhur İttifakının bu yeni yasayla seçime gitmek istediğini gösterecek. Anayasa’nın 67’inci maddesine göre seçim yasasındaki değişiklikler bir yıl uygulanamıyor. Bu da 2022 son baharından önce erken seçim olmayacağını akla getiriyor. Tekrar edelim, barajı yüzde 7’nin altına indiren yasayla seçime gidilmek isteniyorsa.
O arada, eğer Erdoğan ve Bahçeli üzerinde anlaşırlarsa, Erdoğan’ın 2022 ilk aylarında gündeme getireceğini söylediği yeni Anayasa var.
Acaba seçim yasalarındaki o değişiklikler ardından Erdoğan, Anayasa değişikliği sürecine muhalefetten HDP’yi de katmak ister mi? Böylece Anayasayı halkoyuna sunmak için gerekli 24 milletvekili açığını kapatmayı düşünür mü? Ve HDP’nin tamamen kapatılıp bütün yönetici ve vekillerinin siyasetten yasaklanmasını isteyen MHP bu duruma ne der? Bunlar şimdilik senaryo dahi değil, yalnızca sorular. Ama dedik ya: evdeki hesabın çarşıya uyup uymayacağı ayrı mesele."