Karabiber, kırmızıbiber, nane, kimyon, kekik ve tarçın en bildiğimiz baharatların başında gelir. Oysaki bunların dışında onlarca baharat daha var. Kimi yöresel, kimi damak tadımıza uymuyor, kimine elimiz alışmadı. Hâlbuki özellikle kış aylarında kullandığımız baharat sayısı ve miktarını dört mevsim arttırmak geliyor. Özyaral, “Baharatın bir kısmı doğrudan antimikrobiyal etki gösterir. Ayni mikroplarla savaşır, enfeksiyonu önler. Temel özelliklerinden birisi de metabolizmayı güçlendirir ve hatta hızlandırır. Çemen otu, beyaz acı bakla, sarımsak, kişniş, soğan, çörek otu, melez mısır, ısırgan otu, okaliptüs, kimyon, adaçayı ve ıhlamurun diyabet tedavisini destekleyici ve alternatif olarak yer aldığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
“BAHARATI TOZ OLARAK ALMAYIN “
Doç. Dr. Oğuz Özyaral baharatların 6 ay ile 1 yıllık raf ömrüne sahip olduğunu da söylerken hanımlara kendi baharatlarını kendilerinin yapmasını tavsiye ederek, “Önemli olan hangi baharın nerede ve nasıl kurutulacağı. Kurutulan baharlar serin ve güneş görmeyen yerlerde ve özellikle hava almayacak şekilde ağzı sıkıca kapalı cam kavanozlarda saklanmalıdır. Evlerimizde gerek aktardan aldığımız gerekse kendimizin toplayıp kuruttuğumuz baharat el değirmenleri ile taze çekilip kullanılmalıdır. Toze edilmiş ürünlerin raf ömrü çok daha kısadır. Ayrıca bu ürünlerde tağşiş yani sahteciliği anlamak mümkün olmaz” dedi.
‘SARIMSAK, ZENCEFİL VE PUL BİBER TÜKETİN’
“Kış mevsimde grip, nezle, solunum yolu enfeksiyonları çok görülüyor. Hasta olmadan önce yapılabilecekleri bilmek çok önemlidir” diyen Özyaral bu mevsimin baharlarını da sıraladı: “Doğal antibiyotik olarak başta sarımsak mutlaka sofralarınızda bulunsun. Mümkün olduğunca çiğ tüketilmelidir. Kansere karşı koruyucu etkileri olan sarımsak aynı zamanda midede sağlık problemlerine yol açan Helicobacterpylori adındaki bakterinin çoğalmasını engeller. Bunun yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonlarında zencefil çayı etkilidir. Ayrıca yemeklere katıldığında muhteşem bir lezzet sağlar, mide bulantısını gidermede yardımcıdır. Ağrı kesici özelliği bulunmaktadır. Kırmızı pul biber bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp krizi riskini azaltır. Ağrı kesici ve iltihap çözücü özellikleri vardır. Ayrıca mikroplarla savaşır ve mide asiditesini ayarlar.”
TUZ YERİNE BAHARAT MI?
Doç. Dr. Oğuz Özyaral Sağlık Bakanlığı’nın tuz tüketimini azaltmak için çeşitli çalışmalar yaptığını, tuzu azaltmak için baharatı arttırmanın iyi bir çözüm olacağını söyledi. Özyaral “Türk insanı olarak günlük tuz tüketiminde ortalamanın çok üzerindeyiz. Tuzlu yedikçe damak tadımız gittikçe daha tuzlu yemeklere yönlendirir bizi. Bunun önüne geçmenin yolu yemeklerde kullanılan baharat çeşidini ve miktarını arttırmaktır. Baharat içeriğindeki zengin mineral yapısından ötürü yemeklerde tuzun yerini alır. Kısa süre içinde tuz tüketiminizi olması gereken sınırlara çekebilirsiniz” şeklinde konuştu.
‘YEMEĞE KATIN, YOĞURTLA KARIŞTIRIN’
“Baharatın yemeklere katılması alışkanlıktır. Ancak bunun dışında da kullanım yerleri bulabiliriz” diyen Özyaral baharatlarla çay yapılması hatta yoğurta katılmasını da tavsiye etti.
Özyaral, “Çay şeklinde tüketileceği zaman hazırlanan ve içerisinde sıcak su bulunan fincanınıza istediğiniz kadar ilave edemezsiniz ve gene istediğiniz kadar tüketemezsiniz. Bu tip ürünler paketlenmiş, ruhsatlandırılması yapılmış ve üzerlerindeki etiketlerde içeriği, miktarı, kullanım şekli ve raf ömrü belirtilmiş ürünler olmalıdır. Aksi takdirde ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmak olasıdır. Böbreklerin iflasına kadar uzanan, mide bağırsak sistemini alt üst edebilen tablolar ortaya çıkabilir. Günlük kullanım şekline ve dozuna kesinlikle uyulması gerekir. Gerek yoğurda gerekse ayrana özellikle kırmızıbiber, kırmızı acı biber, nane, kekik, sumak eklenebilir. Bir su bardağı ayrana bir çay kaşığı kadar istediğiniz baharatı ekleyebilirsiniz. Yoğurt ya da salatanıza ise en fazla bir tatlı kaşığı kadar bir baharat karışım hazırlayıp içerisine katabilir ya da üzerine serpebilirsiniz” diye konuştu.
HANGİ BAHARATI NE İÇİN KULLANABİLİRİZ?
Karanfil:
Ağız kokusunu gidermede birebir etkilidir. Diş ve diş eti ağrılarında kısmi uyuşturucu etkide ve antibakteriyel özelliğe sahiptir. Ağzımızda gün boyu zaman aralıkları içerisinde özelliklede öğünlerden sonra bir karanfil tanesi tutmak sağlıklı bir alışkanlık olacaktır.
Vanilya:
Mide ve sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi bulunan bu baharat, sinir bozukluğunu giderir ve ruh dinlendirici özelliğe sahiptir.
Tarçın:
an şekerinin düzenlenmesini sağlar. Tatlı ve pilavla birlikte yendiğinde hazmı kolaylaştırır.
Kırmızı Biber:
Metabolizmayı hızlandırır. Kanser hücreleri ile savaşır. Kan dolaşımını hızlandırarak cinsel performansı olumlu etkiler. Grip ve soğuk algınlığında kullanılır.
Kimyon:
Gaz ve hazımsızlık şikâyetlerine iyi gelir.
Biberiye:
alp sağlığını korur, antimikrobiyal etkiye sahiptir,
Kekik:
Antiseptik ve tonik özellikleri sayesinde bağışıklık sistemimizi destekler.
Nane: Uçucu yağı sayesinde spazm ve gaz giderici, serinletici, uyarıcı ve antioksidandır,
Karabiber:
teş düşürücü, spazm giderici, antioksidan ve idrar söktürücüdür.
Kişniş:
Antimikrobiyaldir, mikrop öldürür.
Zerdeçal:
araciğeri toksinlerden arındırır, zihni güçlendirir. Kansere karşı vücudu korur.
Zencefil:
Enerji verir, bağışıklığı düzenler. Kış boyunca tazesini salatalara ekleyebilir, tozu ile çay yapabiliriz.