Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Halkını felâkete sürükleyen adam!

Sevgili okuyucum; Bazı gerçekleri zihnimize, tarihin öncülüğünde iyice yerleştirmeliyiz...

Özellikle ülkesinin has evlâtlarından olan Ali Kerküklü kardeşimiz, Amerikalı Araştırmacı Thomas Goltz, Mesud Barzani'nin babası Molla Mustafa Barzani'yi şöyle anlatıyor:

"Halkını sürüklediği bütün o felâketlerin ardından Molla Mustafa Barzani'nin ayakta kalmasını sağlıyordu.

Bu felâketler o kadar çoktu ki; en ünlülerinden biri, Ksenephon gibi bir paralı asker komutanı olarak Stalin'in 1946'da İran'da kurdurduğu, kısa ömürlü 'Kızıl', Mahabad Özerk Cumhuriyeti'nin Genel Kurmay Başkanıydı."

İngiltere ve ABD'nin baskısıyla bu uyduruk Cumhuriyet yıkıldı.

Molla Mustafa ve adamları kadınları, yaşlıları ve savaşamayacak durumda olan diğerlerini kaderlerine terk ederek Sovyetler Birliği'nin derinliklerine doğru 12 yıl sürecek olan bir kaçış yolculuklarına başladı.

Molla Mustafa'ya Bağdat'la, Kürtlere petrol gelirlerinden pay veren ve kültürel özerklik tanıyan bir iktidar paylaşım anlaşması önerilmişti. Muhtemelen dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Kürt gruba, yaşadıkları ülkenin hükümeti tarafından bu kadar iyi bir anlaşma önerilmemişti.

"Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen, fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir."

Ama bununla yetinmeyen Molla Mustafa 1970′lerin başında bir kere daha isyan bayrağını açtı.

Bu kez Bağdat'a ve Hüseyin Ağa Surçi gibi hükümete sadık Kürt aşiretlerine karşı İran Şahı'yla (ve İsrail gizli servisi MOSSAD'la) ittifak içindeydi. Kürtler arasında Barzani'ye karşı çıkanların (ya da belirsiz amaçlarını sorgulayanların hepsi) hain olarak nitelendi ve buna göre muamele gördü. Barzani'nin Şah'la (ve MOSSAD'la dansı) 1975′te İran ve Irak arasında imzalanan (Henry Kissinger sayesinde), Şattülarap'ı İran'a veren ve Kürtlerin bir kez daha çöküşüne yol açan Cezayir Anlaşması'yla son buldu.

Molla Mustafa ve adamları bu kez ABD'nin kölesi olarak Amerika yolunu tuttu.

Çok seyahat etti, çok harcadı ve sonunda kanserden Washington'da öldü."

Mesud Barzani'ye gelince...

'Bar­za­ni II' ad­lı ki­ta­bın­da: Son zamanlarda Irak'ta bazı kitaplar yayınlandı. Bu kitaplarda, güvenlik birimlerinin ve istihbarat yetkililerinin bazı konuları yazar­lara dikte ettirdikleri açıkça görülmektedir. Hatta Iraklı bazı üst düzey subaylar ve istihbarat yetkilileri de kirli kalemleriyle, Irak tarihini çarpıtmak ve Irak'ın ulusal güçlerini karalamak için kitaplar yazdılar.

Öyle anlaşılıyor ki, bu kindarların ana gayelerinin bir parçası, hareketin ve başkanının yabancı güçlerle iş birliği içinde olduğuna ve isyanlarının sömürgecilerin direktifleriyle başladığına inandırmaktır (Kürt gruplar dış güçlerle iş birliği içinde değil midir?).

(Sakın bu sömürgeciler ABD, İngiltere ve Fransa olmasın?). Şu şövenistlerin halklarının ensesine binip onlara kan kusturmalarına imkân sağlayan devletleri kuranlar da sömürgeci emperyalistlerdir.

"Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işleri var CIA ve MOSSAD'ın kuyruğunda?

Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya, bu savaşın farkında değil mi?

Evet; rahmetli Uğur Mumcu da böyle diyordu...

Tarih boyunca İngiltere, ABD, İran, SSCB, Suriye ve İsrail, Kürtleri kullanmış ve işleri bittikten sonra kendi kaderleriyle baş başa bırakmışlardır, ama Kürtler tarihten ders alamamışlardır.

Tarih, büyük devletler tarafından kullanıldıktan sonra çöplüğe atılan toplumlarla ve "tarih yazacağım, devlet kuracağım" diye kendi toplumlarını mahveden hayalperestlerle doludur!

Komşularımız bu gerçeği bilmelidirler.

Bir gerçek daha var ki;

Ancak Türklere sığınanlar huzur duyarlar!

Ve Yesevî...

Erdoğan Aslıyüce: Mondros Sonrası İşbirlikçiler, Süheyl Başaran; Yeniköy ve Musiki, Dr. Ramazan Kurtoğlu; Küresel Para Savaşları, Hüdavendigâr Onur; Afrin Operasyonu, Mehmet Saim Sayan; Hamamcı Kadı Salih Reis, Mehmet Ali Talayhan, Kaybettiklerimiz. Mimar Süleyman Uluocak; Kentsel Dönüşüm. Dr. Yusuf Gedikli; Türkçedeki yabancı ekler. Özcan Pehlivanoğlu; Dünün 150'liklerini unuttuk mu?

Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları