Kuvvetlerime emir verdim, düşman
bu hattın ilerisine geçmeyecek
Yine olayların son kısmını da M. Kemal’in anılarından aktaralım: "Akşam yaklaşmıştı. Sokak harbini yönettiğim noktanın yakınında şoför bekliyordu, işaret ettim, bulunduğum noktaya yaklaştı. Otomobile binmeden önce Halep komutanına emirlerimi ve yapacağı işleri söyledim. Söylediklerimin idinde sır olan şu noktalardı: Bu akşam, Halep ilerisindeki kuvvetleri geri çekeceğim. Yarın, Halep’in kuzeybatısında İngiliz ve Araplar’la savaşa tutuşacağım. Buna göre hareketinizi düzenleyiniz." Böylece 7. Ordu kıtaları Halep’in 5 km. kuzeyine çekilmiş ve ordu karargahı da Katma’ya nakledilmişti. Olaylar M. Kemal Paşa’nın istediği gibi gelişmişti. Gerçekten ertesi sabah, yani 26 Ekim 1918 günü Türk kuvvetlerinin geri çekildiğini sanan Arap ve İngilizler, sevinerek saldırıya geçtiler, fakat M. Kemal’in aldığı düzen karşısında şiddetli bir mukavemetle karşılaşmışlar, mağlup ve perişan edilmişlerdi.
M. Kemal’in bir süre önce yattığı hastanede bütün savaş boyunca kalan iki İngiliz hemşiresinden biri, Birinci Dünya Savaşı’nın son muharebesini de şöyle anlatmaktadır: "Sabahın saat altısında silah sesleri şehrin her yanını sarmıştı. Gökten sanki kurşun yağıyordu. Değil sokağa, balkona bile çıkmaya imkan yoktu. Araplar sokakları tutmuş, rasgele ateş ediyorlardı. Evlerin çoğunu yağma eden Araplar kap kacağa kadar ne bulurlarsa alıp götürüyorlardı. Karşımızdaki bir eve saldırıp girdiklerini ve ele geçirdikleri yatak, yastık gibi her türlü eşyayı atlarına yükleyip götürdüklerini gözümüzle gördük. Saat sekiz olunca bizim ordunun önünden gelen Hicazlı Arap birlikleri bağırıp şarkılar söyleyerek şehre girdiler. Atlarını dört nala sürüyor ve tüfeklerini, kılıçlarını, bayraklarını havada sallıyorlardı. İngilizlerin de uzakta olmadığını biliyorduk. Saat dokuzda başı miğferli askerlerimizin zırhlı arabalarla şehre girişlerini görerek sevindik. Şükran duygularımız içimizden taşıyordu. Dışarıdakilerin alkışları ve yaşa sesleri arasında kendi bayrağımızı çektik. Hastanemizin karşısına düşen tepelerden siyah bir çizginin gitgide yaklaşmakta olduğu görülüyordu. En sonunda atlılarımız da şehre girdi. Yarım saatlik bir moladan sonra mevzi almak üzere şehrin kuzeyine geçtiler. Türkler orada pusuya yatmışlardı. Birden hücuma kalkınca askerlerimizden bir kısmı can verdi ve birçoğu da yaralandı."
Böylece Halep’in kuzeyinde İngiliz Süvari Ordusu ve silaha sarılmış asi Arap kuvvetleri ile 26 Ekim 1918’de yaptığı Birinci Dünya Savaşı’nın son muharebesi olan Katma Meydan Muharebesi’ni kazanarak düşman ordusunun beşyüz kilometrelik hızlı ilerlemesini, bugünkü güney sınırımızın üzerinde durdurmuştu. M. Kemal Paşa bu zaferden sonra; "Bir hat tespit ettim ve sınırladım. Kuvvetlerime emir verdim ki; düşman bu hattın ilerisine geçmeyecek." Nitekim geçmemiştir. İşte bu muharebe ile Toros Geçitlerini düşmana tamamı ile kapatmıştık. Geri çekiliş esnasında da Suriye dahilindeki şimendifer hatları ve yollar iyice tahrip edilmiş olduğundan İngilizlerin ileri kıtalarını süratle takviyesi imkanı ortadan kalkmıştı. Ancak sahilden ilerliyebilirlerdi. Bu suretle Türk cephesi Halep’in 5 km. kuzeyinde istikrar bulmuş oluyordu. Bundan sonra da M. Kemal Paşa’nın 7. Ordusu birçok taarruza uğramışsa da, bunların hepsini geri püskürtmeyi başarmıştı.
(Devam edecek)