Yazıcıoğlu ailesi başta olmak üzere dava arkadaşlarıyla bu davanın peşini bırakmayan Hakkı Öznur 20 Eylül Çarşamba günü salon dışında yaşananlar ve Yazıcıoğlu davası ile bir açıklama yayımladı.
Öznur yazılı açıklamasında, "Bir basın açıklamasına dahi tahammül edemiyorlar. Suikaste kaza diyen siyasal iktidar davayı kapatmak istiyor” dedi.
Öznur’un açıklamasının tam metni :
ŞEHİT LİDERİMİZİN DAVASINI TAKİP ETMEMİZİ KİMSE ENGELLEYEMEZ, GÜÇLERİ DE YETMEZ
Milletimizin ve kamuoyunun “suikast”, siyasal iktidarın “ kaza” dediği olayın üzerinden 14 yıl, 5 ay , 27 gün geçti. Ancak liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştükleri suikast aydınlatılamadı. Tam aksine, dosya karatılmaya, kapatılmaya, örtbas edilmeye çalışılmıştır.
Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma yine ertelenmiştir. Şaşırdık mı? Şaşırmadık! 15 yıla yakındır dava sürekli uzatılıyor. Bu davayı. Yakından takip etmekteyiz. 15 yıla yakındır devam eden mahkemelerde zaman zaman siyasal iktidardan talimat alan güvenlik güçlerinin gazlı ve coplu müdahalelerine maruz kaldık. Adliye önünde ellerinde dövizlerle ‘Adalet istiyoruz’ diyen şehit ailelerine ve Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşlarına verilen emir ve talimatlarla Fiziki müdahaleler yapılmıştır. Şehit liderimizin ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu dahil olmak üzere bir çok dava arkadaşlarımıza, genç alperenlerimize gaz sıkılmış, coplarla saldırılmıştır.
Şehitlerimizin yakınlarına, avukatlarımıza, dava arkadaşlarımıza bir çok zorluklar ve engeller çıkartılmıştır. Değişen bir şey Yok! Çarşamba günü yapılan mahkeme sonrası davayla ilgili, demokratik hak olan basın açıklaması yapmak isteyen Yazıcıoğlu ailesine ve arkadaşlarımıza engel olunmaya çalışılması asla kabul edilemez.
Basın açıklamasında şehit liderimizin ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu başta olmak üzere aile yakınları da vardır. Şehit liderimizin ailesinin de içinde olduğu kitleye güvenlik güçlerinin müdahalesi yanlış olmuştur. Demokratik bir hak olan basın açıklamasının engellenmesi davanın neden sonuçlanmadığını neden kapatılmak istendiğini bir kez daha göstermiştir.
Milletin adamı , milyonların dualarla, tekbirlerle, sonsuzluğun sahibine uğurladığı şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu davasına Başsavcı başta olmak üzere yargı mensuplarının daha dikkatli ve özenli yaklaşmaları gerekir. Davayı takip eden arkadaşlarımıza talimatla müdahale emri hiç yakışmamış yargıya ve adalete gölge düşürmüştür.
Adliye önünde basın açıklamasına bile tahammül edemiyorlar. Basın açıklamasına engel olunması ve engeller çıkarılması davanın çözülmek istenmediğini unutturulmak ve gündemden düşürülmek istendiğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Siyasal iktidarın emrindeki yargı ve kolluk güçleri Yazıcıoğlu davasını takip eden ailelere dava ve yol arkadaşlarına sevenlerine zorluklar çıkartıyorlar.
Başta Adalet Bakanlığı ve davaya bakan Kahramanmaraş Başsavcısı Yazıcıoğlu suikasti’nin peşini bırakmayan, davayı yılmadan takip eden şehit ailelerine ve Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşlarına onu sevenlerine mahkeme salonlarını açmaları onlara her türlü kolaylıkları sağlamaları gerekirken onlar ise demokratik olmayan yol ve yöntemlere başvurarak basın açıklamasına bile tahammül edemiyorlar ve davanın takip edilmesini istemiyorlar
Başından beri not ettik. Davayı kapatmaya, karartmaya ve engellemeye çalışanları biliyoruz. Oyunlarını bozmaya devam edeceğiz. Enselerindeyiz ,peşlerindeyiz. Bu suikast davasını kapatmalarına asla izin vermeyeceğiz. Hiçbir güç, odak, mihrak bizim davayı takip etmemizi engelleyemez.
MAHKEMELERİ, ADLİYE KORİDORLARINI, MEYDANLARI TERKETMEYECEĞİZ!
Muhsin Yazıcıoğlu davasında devam eden mahkeme süreçleri, eylemin örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz başta olmak üzere davayı takip eden avukatlarımız mahkemede “Ortaya konan raporlar, belgeler, ifadeler, somut deliller, olayın suikast olduğunu ortaya koymuştur.” diyerek bu gerçeği defalarca mahkemelerde dile getirmişlerdir
21 Şubat 2024 günü bütün dava ve yol arkadaşlarımız Yazıcıoğlu’nun sevenleri o gün mahkeme salonunda olacağız.
Zannetmesinler ki suikastın peşini bırakacağız. Zannetmesinler ki susacağız, korkacağız, çekineceğiz. Zannetmesinler ki Mahkeme salonlarını, adliye koridorlarını , meydanları terk edeceğiz.
Muhsin Yazıcıoğlu çizgisini sürdüren dava ve yol arkadaşları, Alperen gençliğimiz mahkemelerde, adliye binalarında, meydanlarda olmaya ve davayı sonuçlanana kadar takip etmeye devam edecektir. Asla peşini bırakmayacağız !
Ülkemizde bir korku iklimi var. Sindirme, korkutma, yok etme yöntemleri her alanda devam ediyor Dün askeri vesayet, yargı vesayeti vardı. Bugün ise parti vesayeti, Saray vesayeti var. Askeri vesayetin yerini parti vesayeti aldı. Demokrasi üzerindeki her türlü vesayeti ortadan kaldırmakla övünen AKP, kendi vesayet düzenini kurmuştur.
KÜRESEL BİR SUİKASTLE ŞEHİT EDİLDİ
Cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılan suikastlerin en başında Muhsin Yazıcıoğlu suikastı gelmektedir. Liderimiz ve dava arkadaşlarımız küresel bir organizasyonla şehit edildiler.
Küresel merkezlerde planlanan büyük bir organizasyonla milletin adamı, milli ve yerli lider, Türkiye’nin milli direnç merkezi Muhsin Yazıcıoğlu organize bir suikastla şehit edilmiştir.
Devletimizin içine kadar sızmış, kılcal damarlarına kadar yerleşmiş kriminal yapılar, kriptolar, beşinci kol gruplar bu küresel tertipte yer almışlardır.
Küresel iblislerin küresel organizasyonu yerli işbirlikçiler olmadan yapılamaz. Devlet içinde de siyasal iktidar içinde de karanlık mihraklarla, iç ve dış odaklarla bağlantılı kriminal yapıların elemanları, çok yönlü elemanlar ve her türlü “kriptolar” bu suikastte rol almışlardır.
Türkiye’nin vicdanı ve sigortası olan, bir millet önderi, bir siyasi partinin genel başkanı, meclisin seçkin bir üyesi, hayatını vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne adamış, her türlü bölücülükle, iç ve dış mihraklarla, küresel odaklarla mücadele etmiş, Türkiye sevdalısı, bayrak sevdalısı, vatan sevdalısı milli ve yerli bir lider şehit düşmüş, ancak ülkeyi yönetenler ,askeri ve sivil bürokrasi ise bu bu suikaste ilgisiz kalmıştır.
AKP hükümeti 15 yıla yakındır “kaza”, “peşini bırakın”, “bu işle uğraşmayın” diyor. Devlet içinde, hükümet içinde, ordu içinde ve bürokrasi içinde bu olayı örtbas etmeye, karartmaya ve kapatmaya çalışanlar var.
BOP , BİP VB. KÜRESEL EMPERYALİST PROJELERE VE SENARYOLARA KARŞI ÇIKTI İŞBİRLİKÇİLERİYLE MÜCADELE ETTİ
ABD ve İngiltere’den oluşan Anglosakson ittifakı ve onun Orta Doğu’daki iş birlikçisi İsrail’in bölgedeki oyunlarına ve küresel proje olan BOP, BİP ve BAP’a net karşı koyan tek liderdi.
Anglosakson çizgisinin Türkiye ve Orta Doğu’daki kirli ve karanlık oyunlarına, İngiliz/Yahudi fitnesine, Atlantik Konseyi’ne, Atlantik haydutlarına, Atlantik işbirlikçilerine, dünya çete başlarına meydan okuyan Muhsin Yazıcıoğlu’ydu.
Muhsin Yazıcıoğlu, küresel güç merkezlerine koşmadı. Siyonist merkezlerde konuşmalar yapmadı. Yahudi lobilerinden, İngiliz kraliçesinden madalya almadı. CIA istasyon şefleri ile yurt içinde yurt dışında gizli kapaklı görüşmeler yapmadı. Malikânelerde, ofislerde bir araya gelmedi. Sabah kahvaltılarında, akşam yemeklerinde onlarla oturup yemek yemedi.
ABD, AB ve Davos’ta dünyayı yönetmeye çalışan dünya kapitalizminden icazet almadı. Muhsin Yazıcıoğlu, siyasi yaşamı boyunca küresel güç merkezleriyle mücadele etti. Muhsin Yazıcıoğlu’na küresel emperyalist güçler diz çöktürtemedi. Bu ülkede, bu coğrafyada emperyalizme boyun eğenler, işbirlikçiliğini, taşeronluğunu yapanlar oldu. Ancak, milli lider Muhsin Yazıcıoğlu, emperyalizme boyun eğmedi, emir ve talimat almadı, dışa bağımlı olmadı, güç odaklarının önünde eğilmedi, küresel diktatörlerin, karanlık merkezlerin emrine girmedi, onlarla kirli ve karanlık ilişkiler kurmadı.
Kapitalist-emperyalist sistemle mücadele eden, Milletin adamı Muhsin Yazıcıoğlu, BOP, BİP vb. küresel, emperyalist projelere, bölgemizde ABD, İngiltere, İsrail üçlüsü tarafından kurulmak istenen ikinci İsrail’e karşı çıktığı için şehit edilmiştir.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “gizli” ajandası yoktu. Açık, şeffaf ve milletiyle, dava arkadaşlarıyla iç içe, bir bütün olan milli bir liderdi. Muhsin Yazıcıoğlu için kişilerin, grupların bekası değil, devletin, milletin bekası, ülkenin yarınları önemlidir.
BİR GÜN MUTLAKA YARGILANACAKSINIZ HESAP VERECEKSİNİZ
Her türlü kriptolar, beşinci kol gruplar, bölücüler, kısacası, Türklük ve Türkiye düşmanları, Muhsin Yazıcıoğlu davasının çözülmemesini, kapatılmasını istiyor. Türkiye’de yaşanan birçok olayda her türlü kriptoların da parmağı olduğunu, yer aldığını milletçe biliyoruz. İster asker ister sivil olsun bu olayda sorumluluğu bulunanlar, ihmali ve kusuru olanlar, elimizden kurtulamazlar. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Devlet içinde hükümet içinde ordu içinde bürokrasi içinde bu olayı örtbas etmeye, karartmaya, kapatmaya çalışanlar, hain emellerinde muvaffak olamayacaklar.
“Muhsin Yazıcıoğlu, bizim kırmızı çizgimizdir” diyen aziz milletimiz ve yiğit Alperenler, bu olayın peşini asla bırakmayacaktır.
Devam eden davada, korunan, kollanan, mahkemelere çıkartılmayan, ifadeleri bile alınmayan kim varsa; makamları, mevkileri ne olursa olsun bir gün mutlaka, alayı adalet önüne çıkarılacak ve millete hesap vereceklerdir.
Bilgi kirliliğine yol açmaktan, somut delilleri, belgeleri tahrip etmekten, sahte delil üretmekten, suç delillerini yok etmekten, bilinçli olarak yanlış koordinatlar vererek enkaz bölgesine ulaşmayı engellemekten, çalışmaları sabote etmekten, görevi kötüye kullanmaktan, ihmalden, kusurdan, davayı karartmaya, kapatmaya, örtbas etmeye çalışmaktan, hepiniz yargılanacaksınız, sanık sandalyesine mutlaka oturacaksınız.
Kaçışınız yok! Hepiniz, adalet önünde hesap vereceksiniz. Kaçışınız yok! Adaletten ve milletten kaçamayacaklar. Adalete, millete hesap verecekler. Gün gelecek devran dönecek, alayı hukuk önünde yargılanacaklar.
Kimse bu davayı örtbas edemez, karartamaz, kapatamaz. Bu suikastta kim, kimler varsa, yer almışsa, rol almışsa nerede saklanırlarsa saklansınlar, bulacak, çıkaracak, milletimizin huzurunda hukuk içinde hesabını soracağız.
Şehadete yürüyen liderin dava ve yol arkadaşı olarak bir kez daha söylüyorum: Bir gün mutlaka hukukun hâkim olduğu gerçek mahkemelere çıkartılacaksınız. Adil bir yargılama ile hukuk önünde yargılanacaksınız! Milletimize hesap vereceksiniz.
Yüce ülkü ve değerlerin ışığında adaleti, demokrasiyi savunmaya, devam edeceğiz.
Bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yok. Allah’a can borcumuzdan başka kimseye bir borcumuz yoktur! Tek gücümüz, tek dayanağımız Allah (C. C) ve millettir.