İÜ İktisat Fakültesi İçtimaiyat Enstitüsü’nde eser veren, hem yazan, hem de hitabeti iyi olan, milli endişe sahibi öğretim üyelerinin bulunduğu bir kürsüye asistan girdiğim için kendimi hep şanslı görmüşümdür. Çok şükür ki böyle değerli insanlarla muhatap oldum. Birçok kitap ve makale yazabildiysem bunu onlara borçluyum. Akademik hayat bilimsel bir çevredir. Başarı ve verim çevre ile değerlendirilir. Hocalarım; başta diğergam, halk adamı ve egosuz bir insan olan Ord. Prof. Dr.Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu’nu, görüştükçe ufkunuzu açan Prof. Dr. Amiran Kurtkan Bilgiseven’i, değerli milliyetçi, dürüst ve yiğit insan Prof. Dr. Mehmet Eröz’ü rahmet ve saygıyla anarım. Hocalarımız Allah’ın verdiği ömrü iyi kullandılar. Onlar asla unutulmamalı, unutturulmamalı, eserleri bugün de bize ışık tutabilmelidir.
Bu değerli hocalarımızdan Prof. Dr. Amiran Kurtkan Bilgiseven’in bir makalesi bugün de bize yardımcı olmaktadır. 21.01.1993 tarihli Ortadoğu Gazetesinde çıkan “Hakimiyeti nerede arayacağız?” makalesi benim de bir makale yazmama sebep olmuştu. Bu makaleye “Yeni Türkiye ve Etnik Pazarlama” isimli kitabımda da ilavelerle yer vermiştim.
Prof. Dr. Bilgiseven’e göre “Hakimiyet bir milletin Allah’ın çizdiği adalet esaslarına uyarak veya uymayarak bir milli politika takip etmek suretiyle kendi kaderini iyi veya kötü yönlerden birine sevk etme kudretidir”. Hakimiyet tabii ki Allah’ındır; ancak en kamil varlık olan insan yaratanın verdiği aklı, cüz’i (kısmi, parça) iradeyi kullanarak durumunu ve geleceğini tayin edebilir. İyi veya kötü yollardan birini seçme iradesi cüz’i iradedir. Bunu yanlış kullanan külli iradeyi suçlayamaz. Külli iradeye ve kadere bağlı ve teslim olmakla birlikte; aklımızı kullanmak ve ilimden de istifade etmek durumundayız. Beşinci kattan atlama akılsızlığını ve bilgisizliğini kimse koruyamaz. Kadere bağlılık, teslimiyet konusunda bazı Hristiyan mezheplerin içine düştüğü yanlışa kapılmamalıyız. Bu gibi farklar İslam’ı en son, en mütekamil bir din olma özelliğine kavuşturmuştur.
Bu bakımdan, İslam’ın hiçbir dinden takviyeye de ihtiyacı yoktur. İslam’ı Papa desteklilerin yaptığı gibi tanınmaz hale getirilmeye, yozlaştırılmaya çalışıldığına yakın bir geçmişte şahit olmuştuk.
Doktora giden bir hasta ameliyat olacak ise; önce Allah’a ve ondan sonra Allah’ın yarattığı, bilgi ve ilimle mükafatlandırılmış doktora teslim olmaktadır.
Bu bakımdan cüz’i irade ile külli iradeyi rakip gibi görmek veya göstermek bazı siyasetçilerin ve sözde aydınların yanlışlarıdır. “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” derken milletin kendi geleceğinin iyi veya kötü olması konusunda kullanabileceği cüz’i irade kastedilmektedir. İnsanlarımızı kamplaştırma ve çatıştırma arzusu içinde olanlar bazı değerleri istismar etmeden kaynaştırmaya çalışmış olsalardı; çok mesafe alırdık. Son günlerde virüs dolayısıyla kolonya kullanılması bazılarınca kabullenilmemektedir. Gerekçe olarak da kolonyada alkol bulunduğu ileri sürülmektedir. Bunlara tavsiyemiz; kolonyanın bir içki olmadığıdır. Bizim yaşama tarzımızda kolonya içmek için değil; temizlik ve mikrop kırmada başvurulan bir sıvıdır.