Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM’de bakanlığının bütçe görüşmelerinde, Suriye ve Filistin’de yaşanan gelişmeler hakkında konuştu.
DEM Parti sıralarından kendisine yöneltilen sözlere yanıt veren Bakan Fidan, DEM Parti’li vekillerin “Suriye’deki Kürtler…” sözleriyle araya girmesine tepki gösterdi.
Bakan Fidan, “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK’dan ibaret. Suriye’de Araplar var, Dürziler var, Kürtler var, Aleviler var, Sünniler var…” dedi.
Sözleri sosyal medyada gündem olan Bakan Fidan’ın Suriye’de yaşayan Türkmenlere konuşmasında yer vermemesi ise tepki çekti.
İşte Bakan Fidan’ın Meclis’teki konuşması:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye’de yaklaşan süreci öngörerek ulusal uzlaşı çağrısında bulunmuştur. Maalesef rejim bu fırsatı değerlendirememiştir. Suriye halkına her şartta elini uzatan sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle Türkiye olmuştur.
Türkiye tek başına Suriye halkının yanında durmaya devam etmiştir. Bundan sonraki süreçte de tüm desteğimizle yanında durmaya devam edeceğiz. Yeni Suriye’nin hayata geçmesini bekliyoruz. Komşular için istikrarsızlık üretmeyen Suriye’yi görmeyi istiyoruz. Artık ülkeyi birleştirme ve yeniden inşa etme zamanıdır. Suriyeliler artık kendi topraklarına dönebilecektir. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine büyük önem vermektedir. Bu konuda bölgesel aktörlerle çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
SURİYE VE İSRAİL’İN İŞGALİ
Geçen hafta Doha formunda gerçekleştirdiğimiz temasın yanı sıra pek çok ülkeyle yoğun diplomasi yürütmekteyiz. Suriye etraflıca değerlendirilmekte ve tedbirler alınmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku yok sayarak bu kez Suriye’deki gelişmelerden çıkar sağlama çabalarını maalesef görmekteyiz. İsrail Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit altına almaktadır. İsrail, şimdi de Suriyeli kardeşlerimizin geleceğini tehdit etmektedir. Netanyahu Golan tepelerinin İsrail toprağı olarak görmektedir. Türkiye olarak her zaman olduğu gibi Suriyeli kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz. Suriye’nin terörizm yuvası olmasına izin vermeyeceğiz.
DEAŞ ve PKK’nın mevcut durumdan faydalanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Dost ve müttefiklerimize bu mücadele işbirliği beklediğimizi her fırsatta dile getirmekten geri duymayacağız. Gazze’de yaşananlar, bu saldırıların bölgede sebep olduğu tırmanma ve istikrarsızlık karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. Ukrayna’da diplomasisin arka plana itilmesi bölgeyi ateş çemberine itiyor. Türkiye savaşın ilk gününden bu yana İsrail’in yaptıklarını dünya çapında gözler önüne sererek mezalime son vermeyi hedeflemiştir.
FİLİSTİN
İsrail en az 16 bini çocuk olmak üzere 44 bin Filistinli’yi katletmiştir. Filistinliler açlık ve bulaşıcı hastalıklara mahkum edilmiştir. İnsani yardımların girişine izin verilmemiştir. Gazze’ye bu güne kadar 88 bin ton yardım gönderdik. Filistin’e verdiğimiz desteği kötü niyetle karalamak isteyen çevrelerin aksine 2 Mayıs’ta İsrail’le ticareti tamamen durdurduk. İsrail’in uluslararası hukuk önünde sorumlu tutulması için uluslararası mekanizmaların işletilmesini istedik. Uluslararası platformlarda çok sayıda girişimlere devam ediyoruz. İsrail’e silah satışının durdurulması için öncülük ettik. İsrail bölgedeki saldırganlığını bazı ülkelerin diplomatik, ekonomik ve askeri yardımıyla sürdürmektedir. İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek için de çaba gösteriyoruz.
Her hâl ve kârda Ortadoğu’da kalıcı barış iki devletli çözümden geçmektedir. Lübnan’da sağlanan ateşkes bölgesindeki yangını söndürmeye yeterli değildir. Filistin’de akan kan durmadıkça bölgede huzur ve barış olmayacaktır. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Irak’la son dönemde yakın işbirliğimizi sürdürürken ülkenin bölgesel şiddet sarmalının dışında tutulması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz.”