Hacire Ana'ya Soylu da hesap versin
"Diyarbakır'a gitmişken Hacire anaya da bir uğrasaydın, oğlunun nasıl kaçırıldığını, bir oğlunun nasıl infaz edildiğini onun ağzından bir dinleseydin bari" diye Ekrem İmamoğlu'na hesap soran Süleyman Soylu'ya sesleniyorum:
Hacire Ana'ya sen de hesap ver…
Sayın Süleyman Soylu;
İçişleri Bakanı olarak çocuklarımızın kaçırılmasını engel olacak makamda sen oturuyorsun…
Çocuklarımızı kaçıran alçak PKK örgütünü engelleyecek makamda sen oturuyorsun…
Her Türk vatandaşının güvenliğini sağlamak İçişleri Bakanı olarak sana verilen anayasal görevdir.
MİT, Emniyet ve Jandarma görevlerini layıkıyla yapsın ki hiçbir çocuğumuz kaçırılmasın, kaçırmak isteyenler de tek tek yakalansın.
Bu önlemler alınırsa hiçbir anne HDP kapısında eylem yapmak zorunda kalmaz.
Hesap soracak siyasetçi arıyorsan sana yardımcı olayım.
HDP'liler ile "Dolmabahçe mutabakatı" yapan dönemin AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal'a, sana görevi devreden İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a hesap sorsana!..
Hacire Ana HDP eyleminde çok haklıdır.
Hatta İçişleri Bakanlığı önünde otursa da çok haklıdır.
Süleyman Bey HDP'lilere de sözüm var merak etme…
Ya, PKK'yı lanetleyip Kandil'le, Öcalan ile tüm irtibatınızı keseceksiniz ya da terör örgütünün destekçisi olduğunuzu kabul edeceksiniz.
Ya, PKK'lıların silahlarını bırakıp teslim olmalarını isteyeceksiniz, ya da kahraman askerimizin, polisimizin teröristleri etkisiz hale getirmesini destekleyeceksiniz.
Ya terörist cenazelerine gideceksiniz ya da şehitlerimizin cenazelerine katılacaksınız.
6 milyon seçmen size "siyaset yapın" diye oy verdi, "terör örgütünü destekleyin" diye oy vermedi.
Ya, PKK'dan yana, ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden yana olacaksınız…
Derseniz ki, "Biz PKK'dan yanayız" o zaman gidin Kandil'e alın elinize silahları PKK'nın saflarına katılın…
Davutoğlu'nu ilk kutlayan ilk kovan oldu
Tarih 27 Ağustos 2014
AKP 1. Olağanüstü Büyük Kongre salonunda 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanı seçildiği için partisinden istifa eden Recep Tayyip Erdoğan siyasi varisini şöyle açıkladı:
"Bu yolda birlikte yürüdüğümüz, içimizden biri olan ortak adayımız Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu kardeşim."
Salonda önce Mehmet Ali Şahin alkışlayarak ayağa fırlayıp yanında oturan yeni AKP genel başkanı Davutoğlu'nu kucaklayıp öptü…
Davutoğlu'nu ilk kutlayan oldu
Tarih: 2 Eylül 2019
Erdoğan başkanlığında toplanan AKP Merkez Yönetim Kurulu, Davutoğlu ve 3 eski milletvekilini "kesin ihraç" istemiyle "tedbirli" olarak Merkez Disiplin Kurulu'na sevk etti.
Emekli milletvekili maaşı olarak ayda 13.500 lira alan ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulunun 17 bin lira maaşlı üyesi olan Mehmet Ali Şahin, "Davutoğlu istifa etmeliydi, AKP ile ilişkisinin devam etmesi son derece yanlış" dedi.
Davutoğlu'nu ilk kovan oldu
Kaçak Saray
CHP Meclis Grup Başkanvekili Özgür Özel Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan ve cumhurbaşkanlığı külliyesinin "kaçak" olduğuna Danıştay dava daireleri kurulunun karar verdiğini açıkladı.
Sözcü yazarı Çiğdem Toker'in ortaya çıkardığı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2019/117 nolu kararı şöyle:
- Tarihsel SİT alanında kamusal hizmet binası yapılması hukuka aykırıdır.
- 271 sayılı ilke kararına yaslanarak AOÇ alanı üzerinde, tutarı tam açıklanmayan bütçe kaynaklarıyla yaptırılan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin, hukuk ve yargı nezdinde sorunlu bir yapıdır.
Danıştay'ın yeni kararıyla sarayın kaçak olduğu bir kez daha tescillendi.
Değerli okurlarım kaçak sarayın yıkımı için Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş'ın harekete geçmesi lazım.
- Binanın tahliye edilmesi için önce Belediye Encümeninden karar kaçak saray için süre vererek "tahliye ve yıkım" kararı alması,
- Bu kararı Cumhurbaşkanlığına ve Milli Emlak Genel Müdürlüğüne tebliğ etmesi,
- Bu kararı Başkentgaz - Enerjisa ve ASKİ'ye, "süre bitiminde abonelik işlemlerinin iptal edilmesi için tebliğ etmesi,
- Süre bitiminden sonra yıkım için ya belediye ekiplerini görevlendirmesi ya da yıkım yapacak firmanın belirlenmesi için ihale yapması gerekir.
Değerli okurlarım,
"Çok zor, mümkün değil, imkansız" gibi itirazları düşüneceğinizi tahmin ediyorum.
Ama bu ülkede hukuk varsa, adalet varsa, anayasa varsa, yasalar varsa ki elbette vardır.
Üniversite satıldı?
2001 yılında en çok satan kitaplar arasında Ankara'nın ünlü emlakçısı Salim Taşçı'nın, "Bankayı portakal gibi sattım" kitabı üst sıralarda yer aldı.
Türkiye'nin özel sektör bankaları peş peşe yabancılara satıldı.
Ve dün Bilgi Üniversitesi 90 milyon dolara Can Holding'e satıldı.
Gazetelerde, "sahibinden satılık banka, sahibinden satılık üniversite" ilanları görürsek şaşırmayalım…