İki çok önemli konuya değindi, iktidara ateş püskürdü! Fatih Altaylı İngiliz Bakana neden teşekkür etti

İki çok önemli konuya değindi, iktidara ateş püskürdü! Fatih Altaylı İngiliz Bakana neden teşekkür etti

Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Saray'daki Atatürk'e sansürü ve İngilizlerin Türkiye'de Afgan mülteci merkezleri kurma planı ile ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace''ın İngiltere''nin Pakistan ve Türkiye gibi ülkelerde Afgan mülteciler için merkezler kurma planı yaptığını belirtmesine ilişkin olarak, "Belli ki bu konuda bir mutabakat, bir uzlaşma olmuş. Olmasa İngiliz Bakan çıkıp da böyle bir şey söyler mi! Türkiye’nin bu konuda bir kabulü olmasa elin İngiliz’i Türk halkını böyle bilgilendirir mi!" dedi. 

Altaylı, yazısında şunları kaydetti:

"İNGİLİZ BAKAN OLMASA HABERİMİZ OLMAYACAKTI"

"Ne güzel değil mi, iyi ki bize dost ülkeler var, iyi ki bize dost ülkelerin Devlet Başkanları, Başbakanları, Bakanları var.  İyi ki varlar.

Mesela elini kolunu sallaya sallaya gelen Afgan sığınmacılara karşı bizim yöneticilerden tık ve gık çıkmazken, sağ olsun Rusya Devlet Başkanı “Dostumuz” Vladimir Putin uyarıyor, “Aman dikkat, aralarında eyler yapmaya gelen Taliban ve El Kaide’ye bağlı teröristler olabilir. İçeriye iyice kontrol etmeden sokmayın” diye.

Putin’in sözlerinin gökkubbedeki yankılanması bitmeden, İngiliz dostlarımızdan öğreniyoruz ülkemizde, bir sonraki aşamada olacakları.

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace olmasa Afgan mültecilere Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde “kamp” kurulacağını ve Batı ülkelerinin buradan mülteci seçeceğini ve geri kalanını da burada bırakacağını nereden bilecektik.

Sağ olsun İngiliz dostlarımız, bize değer veriyorlar da başımıza gelecekleri önceden haber veriyorlar. Belli ki bu konuda bir mutabakat, bir uzlaşma olmuş. Olmasa İngiliz Bakan çıkıp da böyle bir şey söyler mi! Türkiye’nin bu konuda bir kabulü olmasa elin İngiliz’i Türk halkını böyle bilgilendirir mi!

Belli ki, anlaşılmış ki, adam açıklıyor. Adama kızmak değil teşekkür etmek lazım Türk halkını bilgilendirdiği için. Bizimkilere kalsa duymayacağız böyle bir kampın oluşturulacağını. Hatta böyle bir kamp açılsa bile muhtemelen haberimiz olmayacak. Bu yüzden iyi ki dostlarımız var diyorum. Bize söylenmeyen, bizden gizlenen ne varsa onlardan duyup öğreniyoruz. Bu arada bizim Dışişleri Bakanlığı açıklama yapmış, “Yok böyle bir anlaşma uzlaşma” diye. Bana sorarsanız böyle bir uzlaşma vardır da, sizin haberiniz olmayabilir. İngiliz Bakan’ın bize yalan söylemek için bir gerekçesi yok ki! O yüzden tanıdık bildik birileri var ise siz İngiltere’ye bir arayıp sorun. Son bilen siz olmayın… Sonra mahcup da olmayın. Hala öyle bir şeyiniz var ise." 

"ULUSAL GÜVENLİK RİSK MESELESİ

Birkaç gün önce Etiyopya Cumhurbaşkanı Abid’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte yaptığı basın toplantısı sırasında tarihimizde rastlamadığım bir rezalet olmuş, basın toplantısının çevirisini yapan çevirmen, Etiyopya Cumhurbaşkanı''nın Atatürk’ü de övdüğü cümleden Atatürk’ün ismini çıkararak tercüme etmişti.

Haliyle bu terbiyesizlik epey bir tepki topladı. Bir tercüman, kendi ideolojisi ve kişisel sebepleri ile devletin resmi bir toplantısında bazı kelimeleri ayıklıyordu.

Bu ülkenin kurucusuna yapılan büyük bir terbiyesizlik olmanın ötesinde, son derece önemli bir ulusal güvenlik riski idi. Bir tercüman kendi ideolojisini çevirisine karıştıramazdı. Karıştırdığı anda Türkiye’nin tüm uluslararası ilişkileri ve politikaları risk altına girerdi.

Karşı tarafın ya da bizim tarafın sözlerini, taleplerini kendi ideolojik süzgecinden geçirip öyle tercüme etmesi uluslararası ilişkilerde onulmaz hasarlara neden olabilir, Türkiye’nin dış politikasını bilinmedik yerlere sürükleyebilirdi.

"UMARIM TAHMİN ETTİĞİM KİŞİ DEĞİLDİR"

Hadi bu rezillik açıkta, gözümüzün önünde olmuştu ama bu tercümanın başka hangi toplantılarda neleri sansürleyip, neleri ilave ettiğini bilemezdik. Bu kabul edilebilir bir şey değil.  Bu yüzden Türkiye için ulusal risk yaratan ve devlet görevi ile bağdaşmayacak bir tutum içindeki bu “Tercüman” veya “Tercüwoman”ın kimliğini Türkiye bilmek zorundadır. Çünkü tehlikelidir. Açıklanmalıdır. Umarım tahmin ettiğim kişi değildir!

İlgili Haberler