Haberciliği sel aldı!
Bu tutum artık vakayı adiyeden oldu, "haber değeri" kalmadı ama ben yine de, her seferinde, ısrarla not düşmeye devam edeceğim buraya;
Ki, girebilsin tarihin kara kaplı kitabına...
Ki, iktidarlarına, saltanatlarına denk düşen fani yıllarında bedel ödememiş, muhtemelen de ödemeyecek olsalar da 50 yıl, 100 yıl, 1000 yıl sonra torunlarının onlardan utanç duyması olsun onların ebedi cezası da!
***
Neye mi doldum yine bu kadar?
Neye olacak, medyanın devşirildiği dalkavukların aklımızla alay etmek, zekamıza hakaret etmek, en mühimi de hayatlarımıza dair değerlere saygısızlık konusunda sınır tanımamasına...
***
İstanbul bir kere daha "sel faciası"na maruz kaldı; üzerine bir de başına taş yağıyor kıvamında doluya tutuldu...
Asırlara direnen çınarlar bile dayanamadı bu defa fırtınaya; köklerinden söküldü abide gövdeleri yerle bir oldu...
Vapurlar çarpıştı...
Uçaklar aldı...
İnsanlar, arabalar, eşyalar karayollarında yüzmeye başladı...
Bir arkadaşım sosyal medyada paylaştı; üçüncü kattaki evini su bastı, daha nasıl anlatayım felaketin boyutlarını...
Ha bir de bütün bunların üzerine, yağmur suyunun kanalizasyona karışmasından sebep "salgın hastalık" tehlikesi var kapıda...
Zararın maddi boyutu ayrı bir "ağır bilanço", manevi boyutu ayrı; allak bullak oldu İstanbul'da yaşayanlar; iki haftada ikinci vurgunla...
***
Ve dünkü gazetelerin iktidara takla peşinde olanlarında, ara ki bulasın bu afeti birinci sayfalarda!
İstanbul dediğin Türkiye nüfusunun dörtte biri...
Sel ve doludan, çevre il ilçelerle birlikte 20 milyondan fazla insan etkilendi;
Yani 20 milyondan fazla insan dün bu ülkede nasıl bir facia yaşandığını biliyor; bir o kadarı; yani bu insanların Türkiye'nin muhtelif yerlerindeki eşleri, dostları, akrabaları biliyor...
Bu durumda, akılla, mantıkla izahı var mı; günün olayını kibrit kutusu ebadında sayfanın orasına burasına sıkıştıran bu yandaş zevat kimden neyi saklıyor!
Yaşayan ne yaşadığını bilmiyor mu sonuçta; siz yazmıyorsunuz, "olmamış gibi" davranabiliyorsunuz diye 20 milyondan fazla insan da bu felakete uğramamış gibi mi yapacak yani; ne umuyorsunuz bununla?
***
Günün sorusu
--------
TBMM İç Tüzük değişikliğine göre "Türk Milletinin tarihi ve ortak geçmişine yönelik hakaret ve ithamlar ile Anayasanın ilk dört maddesine aykırı beyanlarda bulunmak" da milletvekillerinin cezalandırılmasına sebep olacakmış ya...
Sormadan edemeyeceğim:
Hangi milletvekilleri cezalandırılabilecek bu gerekçeyle?
Daha açık sorayım:
Cumhuriyet'in ilanına "darbe" diyen, Cumhuriyet'i "katil", "katliamcı" ilan eden, "soykırım" çığırtkanlığı yapan, Atatürk'e "deccal" diyen, "Cumhuriyetle hesaplaşma" niyetini beyan eden AKP'lileri de kapsayacak mı bu düzenleme?
***
Yapay afet
------
İstanbul'da üst üste ikinci defa yaşanan faciayı, felaketi, yıkımı, kabusu en iyi karşılayan kavram "afet" tabii ki... Sel de, dolu da "doğa olayları" sonuçta.
Lakin, doğanın intikamının bu denli şiddetli, böylesine acı olmasında insanoğlunun payı yok mu?
Arka arkaya gelen bütün bu "ilahi" işaretlere rağmen devam mı edeceğiz şehirleri beton tabutlarla doldurmaya mesela; göğü delmeye devam mı edeceğiz olur olmaz yerlerde yükselttiğimiz ucubelerle, dere yataklarını imara açacak mıyız yine de "rant" hevesiyle?
Yaşanan şey evet "afet" ama doğal mı yoksa yapay mı bu konuda biraz düşünün bence!
***
İntihar eylemi gibi hareketler bunlar
---------
Herkesten önce ve herkesten çok elbette "yetkili" makamda oturanları suçlayacağız bu tip felaketlerle beliren ihmallerden dolayı ama ne demişler iğneyi kendine batırmayı ihmal etme çuvaldızı başkasına batırmadan önce!
İstanbul'dan gelen "afet" görüntülerini izlemişsinizdir herhalde;
Aracın biri su dolu altgeçide giriyor mesela arabayla!
Hangi kafayla? Hangi mantıkla? İntihar eylemi gibi adeta!
Sonra saatler öncesinden alarm verildiği halde;
Ne işi var mesela insanların park-bahçe-sahil sefalarında?
Niye çoluk-çocuk o alt katlardaki evlerdeler hâlâ?
Neyi bekliyorlar; sonlarını mı?
İlla cenaze çıkması mı gerekiyor ders çıkarmak için bir şeylerden?
Hoş toplumun bu cehaleti, bu bilinçsizliği de dön dolaş "yetkili makamlardaki"lerin ihmali sonuçta!