Güvenlik zafiyetinin sorumlusu AKP'dir
Bir niyet belirlemek bakımından kınamak, protesto etmek ve lanetlemek doğru yolda ifade edilmiş bir irade beyanıdır. Ancak Ankara'da gerçekleştirilen katliamın boyutu, psikolojisi, sosyolojisi ve ürettiği travma kınamalarla geçiştirilecek gibi değildir.
Dahası olayları önlemekle, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamakla görevli olanların sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bu gibi vahim olaylar sonrasında kınamak değil hesap vermek gibi bir sorumlulukları vardır.
On üç yıldır işbaşında olan AKP iktidarı Türkiye'de istihbaratı körleştirmiş, amacından saptırmış ve istihbaratın istikametini değiştirmiştir. AKP döneminde daha çok muhalifleri izlemek, dinlemek, kasete almak ve gözetlemek istihbaratın en önemli işlevlerinden biri haline gelmiştir.
Savcılığın MİT Müsteşarını sorgulamaya çağırmasının ve ardından da 17/25 Aralık'ta gerçekleştirilen operasyonlar iktidarda büyük bir panik yaratmıştır. AKP kendisini korumak için neredeyse bütün istihbaratı kendisini tehdit eder gördüğü alanlara kaydırmıştır.
AKP döneminde istihbarat zaafına neden olan süreçleri aşağıdaki biçimde sıralayabiliriz.
- 'Darbe ile mücadele ya da askeri vesayeti kırmak' adına TSK'nın istihbarat yetenekleri AKP iktidarı döneminde büyük yaralar almıştır.
İlerleyen süreçte de paralelle mücadele adı altında Emniyet bürokrasisi alt üst edilmiştir. Bu bağlamda terörle mücadelede görevli istihbaratçı kadroları büyük ölçüde dağıtılmıştır. Bu durumun Emniyet istihbaratına büyük hasar vermiştir. Dahası AKP iktidarının önce darbe ve akabinde de paralel paranoyası asker ile Emniyet istihbaratlarının birbirlerine karşı kullanılmasına sebep olmuştur. İstihbarat birimleri birbirlerini izlemekten ülkede ne olup bittiğine yoğunlaşama imkânı bulamamışlardır.
- Çözüm süreci adı altında terör örgütünün uzantılarıyla başlatılan müzakereler kamu bürokrasisinde ciddi bir rehavet oluşturmuştur. Bu süreçte terör örgütüyle ilgili olarak istihbarat faaliyetleri neredeyse askıya alınmıştır.
Ülke içindeki terörist örgütlenmeler, barış ve kardeşlik gelecek umuduyla yeterince izlenememiş ve kontrol altına da alınmamıştır. Süreçte PKK ile ilgili istihbarat büyük ölçüde insansız hava araçlarına havale edilmiştir.
- Suriye'deki iç savaş sonucu Türkiye'ye iki milyonu aşkın mülteci gelmiştir. Bunlarla birlikte istihbarat servislerinin ve Suriye'deki terörist grupların uzantıları da Türkiye'ye sızmıştır.
- Suriye'de geniş bir bölge üzerinde hâkimiyet tesis eden IŞİD, süreç içinde Türkiye'de de hücreler oluşturmuş ve bölgeye Türkiye'den de militan devşirmiştir.
Bilindiği gibi Türkiye'nin IŞİD'e ana rahmi yapabilecek kadar güçlü bir potansiyeli vardır. AKP iktidarı bunun hâlâ farkında bile değildir.
- Suriye'de başlayan iç savaş, sınırları yol geçen hanına çevirmiş, dünyanın her yanında ne kadar bölgeyle ilgili terörist varsa Türkiye üzerinden Suriye'ye sızmıştır.
Bir kısmını saydığımız bu sebepler Türkiye'yi terörist eylemlere karşı korumasız bırakmıştır.
Bütün olan bitenler orta yerde dururken AKP iktidarının gelişmeleri konjonktürle izah etmeye çalışması gariptir. AKP iktidarı 13 yıldır Türkiye'de yaşanan terörist faaliyetlerden, istihbarat zafiyetlerinden ve güvenlik açığından sorumludur.
AKP iktidarı kendi uygulamalarının, tedbirsizliğinin ve öngörüsüzlüğünün faturasını hep başka yerlerde aramaktadır.
Terör eylemleri gerçekleştikten, yüze yakın insan hayatını kaybettikten sonra failleri, ilişkileri belirlemek önemlidir ama giden canları geri getirmiyor. AKP, iş işten geçtikten sonra meydana gelen olayları akla uygun hale getirmekle meşgul oluyor.
AKP, yargının zulüm aracı haline gelmesini paralele, çözüm sürecinin fiyaskoyla sonuçlanmasını PKK'nın süreci istismar etmesine, Soma'da 301 madencinin ölmesini mesleğin fıtratına, koalisyon hükümetinin kurulamamış olmasını muhalefetin uzlaşmaz tutumuna ihale ederek işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır.
İhmali, sorumsuzluğu, beceriksizliği, yetersizliği ve öngörüsüzlüğü kendi dışında arayanlar terörist faaliyetleri önleyemezler. AKP de onu yapıyor. AKP yönetimindeki Türkiye'de ahalinin kaderi böylece Allah'a emanet edilmiş oluyor.