Editör: Erkavim Yıldırım
Aniden ortaya çıkan ve ataklar halinde seyreden gut hastalığı, sıklıkla ayak başparmağındaki eklemde meydana gelen ağrı, şişlik, kızarıklık ve ısı artışıyla belirti veriyor.
Gut hastalığı, erişkin yaştaki en sık inflamatuar artrit yani iltihaplı romatizma nedenlerinden birisidir. Yaşam boyu görülme sıklığı yüzde 2.7-6.7 arasındadır. Bu oranlar 60 yaş üzerinde ise yüzde 9’lara kadar çıkmaktadır. Gut hastalığı, erkeklerde kadınlara oranla 2 kat daha sık görülmektedir. Kadınlarda menopoz öncesi dönemde nadiren ortaya çıkmaktadır.
GUT HASTALIĞI NEDEN OLUR?
Gut hastalığı ile kan ürik asit düzeyi arasında kuvvetli ilişki vardır. Ancak gut atağı sırasında hastaların dörtte birinde kan ürik asit düzeyi normal olabilir. Bunun haricinde; gut hastalarında kan ürik asit düzeyi normal laboratuvar değeri olan 6.8 mg/dl’nin üzerindedir. Kan ürik asit düzeyi ne kadar yükselirse atak geçirme sıklığı ve şiddeti de o kadar artmaktadır. Örneğin; kan ürik asit düzeyinin 9 mg/dl üzerine çıkması ile birlikte hastalar daha sık atak geçirmeye başlamaktadır. Ürik asit düzeyi vücudumuzdaki hücre döngüsü ile ilişkilidir. Aynı zamanda pürinden zengin besinlerle beslenme alışkanlığı olanlarda da kan ürik asit düzeyleri artmaktadır. Pürinden zengin besinler ile ilgili uzun bir liste vardır ve diyetisyen eşliğinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
GUT HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELER
Prof. Dr. Umut Kalyoncu gut hastalığının belirtilerini şöyle açıkladı:
“Gut atağı 7-10 gün içerisinde kendiliğinden geçer veya tedaviyle düzelir. Ataklar arası dönemde genelde sorun olmaz. Bazen atak süresi 2-3 haftayı bulabilmektedir. Gut atağında eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık ve eklem üzerinde ısı artışı görülmektedir. Gut atağında oluşan ağrı; akrep sokmuş gibi diye tarif edilmektedir. En sık ayak başparmağında görülmektedir. Bu eklemin dışında ayak sırtı, ayak bileği, diz eklemi, daha nadir olarak el parmakları, dirsek ve omuz ekleminde de görülebilmektedir.”
Prof. Dr. Umut Kalyoncu, “Gut hastalarında aynı zamanda; hipertansiyon, şeker (diabetes mellitus), lipid bozuklukları ve kalp damar hastalıklarının ortaya çıkma riski artmaktadır. Bu nedenle hastaların bu açıdan da uygun şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca hastaların yüzde 10-15’inde ürik aside bağlı böbrek taşları gelişebilmektedir.” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“ Gut hastalarında tanı öyküde tekrar eden eklem iltihaplanması eşliğinde, tipik atağın doktor tarafından görülmesi ve kan ürik asit düzeyinin yüksekliği ile birlikte konulmaktadır. Tanıdan şüphelenildiğinde eklem sıvısından örnek alarak mikroskop altında ürik sit kristalleri incelenebilir.
Gut atağı sırasında atağı engelleyecek tedaviler verilmektedir. Bunlar anti-inflamatuar ilaçlar, kolşisin ve bazı durumlarda kortizon tedavisini içermektedir. Ataklar sıklaştığında atakların gelmesini önlemek ve ürik asidi düşürmek amacıyla allopurinol ve/veya febuksostat kullanılabilmektedir. Sık yapılan hatalardan birisi Gut atağı sırasında allopurinol (ürikoliz) başlanmasıdır. Atak öncesinde hasta allopurinol kullanıyor ise atak sırasında bu ilaca devam etmesi önerilmektedir. Ancak atak öncesinde allopurinol kullanmıyor ise atak sırasında bu ilacın başlanması uygun değildir. Gut ataklarının engellenmesi için uygun diyet kontrolü ve düzenli takip önemlidir.”
İHA