Gündem sanal, yaşam gerçek - Kerim Yılmaz

Gündem sanal, yaşam gerçek - Kerim Yılmaz

Unutmayalım ki halk bugünkü gibi sanal, soyut değer siyasetine değil günlük yaşam arzu ve beklentilerine göre oy verir...

Yirmi yıllık iktidar sıfırı tüketti. Rövanş almaya çalıştığı Cumhuriyetin tüm birikimlerini satıp savıp bitirdi, sermayeyi de rezervleri de tüketti. 

Ham hamaset ve sığ sloganla artık kaçınılmaz olan seçime kadar yol almaya çalışıyor. Batırdığı ekonomi halkın canını yakıyor ama iktidar sözcüleri, yanaşmalar, tutmalar ve dolma kalemler hiç oralı olmadan medya bombardımanıyla algı oluşturmaya çalışıyorlar.

Fetih kutlamaları kapsamında Ayasofya''da gösteriş namazı kılıyorlar. Dünyanın en iyilerinden Atatürk havalimanını yıkıyor, yerine ağaç dikerek İstanbul''u bilmem kaçıncı kez yeniden fethediyorlar.

Böylelikle 12. milyar doları çöpe atıp öte yandan dün düşman dediklerinin kapısında birkaç milyon dolar borç için avuç açıyorlar.  Diğer yandan aile vakıfları eliyle milyonlarca doları sözde düşman(!) ve sözüm ona tüm kötülüklerin anası dış güçlerin babası ABD''ne aktarıyorlar.  Ama Tank Palet Fabrikası için 50 milyon doları bulamıyor Katar''a satıyorlar.

Bilimden uzak, akıldan azade ekonomi politikalarına her gün yeni bir şey uyduruyorlar da iyileşme yerine kötüleşmesine engel olamıyorlar. Gıda ve konutta devasa enflasyon korkunç fiyat artışları krizi katmerleştiriyor.

Halk en temel insan hakkı olan barınma ve beslenmede güçlük çekiyor. İnsanımızdan esirgenen kaynaklar Suriye''deki cihatçılara maaş ve konut yapımına gidiyor.  Boşalan bütçeyi doldurmak için günaşırı zamlar geliyor, vergiler artıyor.

YAŞAM GERÇEK

Türk-İş araştırmasına göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı altı bini, yoksulluk sınırı da 16 bini aştı. Birkaç ay içerisinde on bin ve yirmi bini aşması bekleniyor. Yaratmaya çalıştıkları sanal gündem çabaları etkisizleştikçe, muhalefetin etkili olduğu sanal alemi baskılamaya yasaklamaya çalışıyorlar. Son yapılan sosyal medya yasası  hukuka açıkça aykırı adeta bir Abdülhamid sansürüdür. 

Bu çağda zeki Türk gençliği başta bunu delmenin ve ironik söylemle tesirsiz kılacağı muhakkak . Emin olun ki u yasa ''''Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet'''' diyen İYİ Parti genel başkanı Sn. Meral Akşener''i haklı çıkarmak ve toplumsal muhalefetin öncüsü yapmaktan başka işe yaramayacaktır.

İktidar borazanlığının dayanılmaz sefaleti de derinleşiyor.  Bir yandan seçime hazırlık yapılıyor işçi, memur ve emekliye yüklü zam yapıp, para basıp ucuz kredi dağıtılarak gidilecek bir baskın seçim işleniyor.  Öte yandan seçime gitmeyeceği, gitse ve sandıkta kaybetse bile Saray''ı terk etmeyeceği pompalanıyor.  Bunların hepsi algı amaçlı palavra.  Bu yıl içerisinde bir seçim olmaz, gelecek Mayıs''tan öteye de sarkmaz. 

Çünkü Erdoğan tek meşruiyetinin sandık olduğunu bilir ve asla seçimden kaçamaz.  Kazanamayacağı seçime gitmez , gidip kaybettiğinde de vermez diyenler sadece İstanbul ve Ankara yerel seçimlerini düşünsünler yeter.  Demokrasilerde halkın gücünün karşısında direnecek başka bir güç yoktur. Deneyen ve kalkışanların akıbeti hep berbat olmuştur gene öyle olur.

Unutmayalım ki halk bugünkü gibi sanal, soyut değer siyasetine değil günlük yaşam arzu ve beklentilerine göre oy verir.  Toplumun 2/3 açlık-yoksulluk sınırı altında hayat mücadelesi verirken ham hamasetli sığ slogan siyaseti öfkeyi daha da büyütür. Bunu akıldan çıkarmadan seçime hazırlanmak gerekir ve bu da netice almaya yetecektir.  Çünkü şans daima ona hazır olanın yanındadır. Çoğu gitti azı kaldı...