Prof. Dr. Tarlacı, kahvenin içindeki kafeinin yaşlanmaya bağlı olarak zihinsel fonksiyonlarda azalma, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı koruyucu olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Tarlacı, “Kahve, hafızayı güçlendiriyor ve genel sağlık için çok yararlı” dedi.
Prof. Dr. Tarlacı, kahvenin yanı sıra diğer besin ve içeceklerin de sinir sistemine ve vücuda çeşitli yollarla etki ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Tarlacı, “Kahve, güne enerjik başlamamızı sağlayan bir içecek. Dünyada insanların %80'i kahve veya kafein içeren bir şeyler içiyor. Kahve sudan sonra en çok tüketilen içecek. Kahvedeki kafein çok çabuk emiliyor. Bazı kaynaklara göre, 120 dakikada bağırsaklarda tamamen emiliyor.” dedi.
Prof. Dr. Tarlacı, kafeinin kan beyin bariyerini aşabildiğini ve beyindeki konsantrasyonun kandakiyle aynı olduğunu anlattı.
Tarlacı, “Bu yüzden kafein, hamile kadınlarda da plasentadan geçiyor ve bebeğe ulaşıyor.” dedi.
KAHVEYİ NE KADAR TÜKETMEK GEREKİYOR?
Prof. Dr. Tarlacı, kahvenin faydalarının yanında aşırı tüketiminin de zararları olduğunu vurguladı.
Tarlacı şunları belirtti:
“Her ilaç ya da madde gibi, kafeinin de belli bir dozun üzerinde duygu, düşünce ve davranışlarımızı değiştiriyor. Bu yüzden kahve miktarından çok kafein miktarına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü kafein kaynakları farklı olabiliyor. Bir seferde 800 miligram kafein almak; kaygı, sinirlilik, uykusuzluk, kalp çarpıntısı ve titremeye neden olabiliyor. Özellikle kaygı problemi olanlar, kahve dışında siyah çikolata, kola gibi kafein içeren şeyleri de azaltmalı. Günde 2-3 litre kola içenler ya da enerji içeceği tüketenler de var. Enerji içeceklerinde çok yüksek miktarda kafein var.”
