Güncel gelişmeler ışığında komşularımız Irak ve İran / Yiğit TOKAT

Güncel gelişmeler ışığında  komşularımız Irak ve İran / Yiğit TOKAT

Büyük düşünür ve tarihçi İbn-Haldun ne kadar güzel tespit etmiş ve söylemiş Coğrafya kaderdir diye.

Ortadoğu coğrafyasında yaşamanın zor tarafları, birçoklarına göre de olumsuz yanları olsa da, kimilerine göre de olumlu yönleri ağır basmaktadır.

Dini açıdan değerlendirildiğinde 3 dinin de kutsal mekânları (Mekke, Medine, Kudüs) buradadır. Ayrıca, birçok bilim adamı ve tarihçiye göre de bu coğrafya dünyanın tam merkezinde yer almaktadır.

Ve deniz bağlantıları açısından da son derece önemli olan bölge, dünya petrol ve doğal gaz ticaretinin beşiği pozisyonundadır. Bütün bu faktörlerin haricinde bu bölgeyi vazgeçilmez kılan en önemli unsur, tabii ki de yer altı zenginliklerine fazlaca sahip olmasıdır. Öyle ki, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın verilerine göre 2018 yılı itibarıyla dünyada bilinen petrol rezervinin 1 trilyon 726 milyar varil olduğu bilinmesine paralel, bu rezervin yarısından fazlası içinde bulunduğumuz coğrafyaya ve Kuzey Afrika’ya aittir. Ayrıca, Irak petrol rezervi de toplam dünya rezervinin %11’ine denk gelmektedir, haliyle tüm bu faktörler Ortadoğu’yu cazibe alanı haline getirmiştir.

Hata! Dosya adı belirtilmemiş.

Güncel gelişmeler ışığında, İran ve Irak’ta neler oluyor…

Irak’ta son aylarda artan işsizlik, yükselen enflasyon ve yolsuzluk gibi nedenlerden dolayı halk, reform talebinde bulunmuş, fakat Başbakan Abdülmehdi ve hükümetinden gerekli cevabı alamadıklarından dolayı ülkenin birçok bölgesinde gösteriler ve eylemler baş göstermişti. Irak’ta yaşanan bu ayaklanmaları fırsata çevirmeye çalışan ABD ise, bu ülke üzerinden İran’a yüklenmeye devam ederek, ülkenin içişlerine müdahil olduğunu iddia etmiştir. Çünkü mevcut Irak Başbakanının Şii olduğu bilindiğine göre, ABD her fırsatta bu durumu kullanarak İran’a yüklenmeye devam etmektedir.

Bu gelişmelere ek olarak, 2019’un son gününde Iraklı binlerce kişi, Amerika’nın Hizbullah Tugayları’na (İran yanlısı) yönelik hava saldırısı sırasında 28 Iraklının öldürülmesini protesto etmek için ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği etrafında toplanarak büyükelçiliğin duvarlarını ateşe vermiş, tepkilerini bu şekilde göstermişti; nitekim ABD kolluk kuvvetleri de bu göstericileri dağıtmak için kalabalığa göz yaşartıcı gaz kullanmıştı.

Akabinde Trump, gösterilerin arkasında İran’ın olduğunu iddia ederek bu olayların bir an önce bitmesi gerektiğini ifade ederken çok sevdiği tweetlerine bir yenisini daha ekledi, bu bir uyarı değil, tehdittir diyerek İran’a karşı öfkesini dile getirdi.

İran ise bu iftirayı, dini liderleri Ali Hamaney’in ağzından aynı sert tonda, İran’nın çıkarlarına kim tehdit oluşturursa onları vururuz diyerek reddetti.

Olayların hemen sonrasında da ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Kuveyt'ten 100 takviye askerin olay yerine gönderildiğini açıkladı.

Yine bir baskın… ABD’nin korkulu rüyası büyükelçilik baskınları aslında yeni değildi.

1979 senesi… Tahran’da ABD Büyükelçiliği basıldı; 50 diplomat casusluk yaptıkları gerekçesi ile 400 gün alıkondu.

2012 senesi… ABD’nin Libya Büyükelçisi Chris Stevens ve 3 elçilik çalışanı Bingazi Büyükelçiliği saldırısında öldürüldü.

Günümüz uluslararası arenasında izlediği politikalar bize, bu ülkenin komşu devletler üzerindeki nüfuzunu, gücünü günden güne artırdığını göstermektedir. ABD’nin son zamanlarda İran’a yönelik artan öfkesi, düşmanca tutumu, bir noktada İran’ın Irak’taki nüfuzunun ne derece iyi olduğu ile alakalıdır. Suriye’deki, Lübnan’daki, Bahreyn’deki, Yemen’deki Şii nüfusunun kayda değer olduğu bilindiğine göre, İran’ın bölgedeki etkisini varın siz düşünün. Zira gösterilerin devam ettiği Irak’ta %63-65 oranında Şii nüfus bulunmaktadır.

Ayrıca İran’ın Çin, Rusya ve Suriye ile olan yakın ve kuvvetli ilişkileri dikkate alındığında, ABD’nin bundan rahatsız olmaması elbette düşünülemez. ABD, İran’a sataşmak için adeta fırsat kolluyor.

Rusya’nın Ortadoğu’daki hakimiyet alanı, İran’ın bahsettiğimiz etkileri, Türkiye’nin yürütmeye çalıştığı aktif dış politika… Bütün bunlar mantık çerçevesinde düşünüldüğünde ABD’nin bu bölgeden hiçbir zaman çıkmayacağını ve çıkamayacağını açıkça göstermektedir. Haliyle, bunun yanında yukarıda bahsettiğim gibi Irak’ın ve bölgenin petrol rezervleri ABD’nin iştahını her zaman kabartmıştır. Trump, bağıra bağıra askerleri çekiyorum dese bile bakalım Amerika Savunma Bakanlığı (Pentagon) buna ne diyecek?

Acaba, Trump’ın asker çekeceğim açıklamalarının hemen sonrasında ABD, askerlerin bölgeden çıkmaması için Irak’taki büyükelçilik baskınını, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) veyahut Amerika Savunma Bakanlığı (Pentagon) aracılığı ile organize etmiş olabilir mi? ABD böylelikle, suçu İran’a atarak bölgedeki askeri varlığına resmiyet kazandırıyor olabilir mi? Demokrasi getireceğim bahanesiyle Irak’a askeri operasyon düzenleyen Amerika neler yapmaz değil mi!

Gelecek günler ve haftalarda Irak ve İran konusu gündemi hayli meşgul edecektir.