Ben İzmirliyim. İstanbul'da yaşan İzmirlilerden biriyim.
Ailece Altaylıyız. Küçüklüğümde maçların oynandığı günlerde sokaktaki arkadaşlarla evime 10 dakika mesafede bulunan Alsancak Stadı'na giderdik. Bilet alanlara rice eder turnikeleden sıvaşır, beleş girerdik maçlara.
Bir gün Altaylı olurduk. Bazı gün; "Kaf Kaf" çekerdik, bazı günler de Göztepelilerle maçı yaşardık. Eşrefpaşalı ağabeylerimiz "Şimşek" üçlüsü bir gür çıkardı. O dönemde Süper Lig'de mücadele eden Altay'ın maçları öncesi Altınordu'nun maçları olurdu. Altınordu bugün TFF 1. Lig diye tabir edilen ligde mücadele ederdi. Altınordu maçlarında o kadar heyecanırdık ki, Altay maçında bağıracak gücümüz kalmazdı.
Yıllar hızla geçti. Maçlar beni bırakmadı. Üniversite ikinci sınıfında televizyon muhabirliğine başladım. Türkiye'de ve dünyanın birçok stadını gördüm, yerel ve uluslararası maç heyecanlarını yaşadım. Fanatizmin kol gezdiği, olayların yaşandığı, medya mensupları olarak rehin tutulduğumuz maçlara tanık oldum. Ama aklımda kalan en güzel anılardır İzmir'de küçüklüğümde yaşadığım maçlar.
O dönemde Beşiktaş zor günler geçiriyordu. Seba dönemi yeni başlamak üzereydi, Galatasaray'ın 14 yıllık şampiyonluk yaşayamadığı bir dönemdi.
Trabzonspor'la birlikte, Fenerbahçe o dönemde yenilmesi en güçlü takımdı. Özellikle Altay ve Göztepelilerin bir sezon boyunca özlemle beklediği maçlardı Fenerbahçe maçları. İzmir'de Fener geldiğinde yer yerinden oynardı. Altay, Fenerbahçe'yi 4-2 yendiğinde şehirde büyük sevinç yaşanmıştı. Hele hele Göztepe'nin küme düştüğü sezon Fenerbahçe'yi eze eze yendiği maçta sarı-kırmızılı futbolcuların mücadelenin sonuna doğru Barcelona'nın unutulmaz tiki taka oyunu gibi topu göstermeden 90 dakikanın sonunu getirmesi spor gazetelerinin manşetlerini süslemişti.
Her ne olursa olsun büyük coşku içinde yaşanırdı İzmir takımlarının özellikle Fenerbahçe maçları... Fanatizm tabii de vardı, saha içi zaman zaman karışırdı ama 90 dakika sonrası maç skoru ne olursa olsun; dostluk kazanırdı.
Geçtiğimiz cumartesi günü bir video izledim. Göztepe-Fenerbahçe maçı öncesi ev sahibi ekibin taraftarları Fenerbahçeli iki taraftarın üzerindeki formayı çıkarıp şiddet uyguluyorlar. Hem de olay yerinde polislerimiz var.
Tam 4 yıl önce; okul arkadaşlarımla Kadıköy Çarşı'da buluşacaktım. Mekana gittim, garson arkadaş bana, "Şuradaki masa birazdan kalkacak maça gidecek, sizi oraya alacağım" dedi. Baktım masada Göztepe formalı 7 veya 8 taraftar oturuyordu. Diğer hemen hemen tüm masalarda Fenerbahçeliler vardı. Göztepe formalı İzmirliler de özgürce tezahüratlar yapıyordu. Ben masadaki arkadaşlara İzmirli olduğumu söyledim. Belki 15 dakika kadar sohbet ettik. Göztepe'nin Cha Bella tezahüratını söylerlerse bir Altaylı olarak onlara eşlik edeceğimi söyledim. Gülüştük, şakalaştık. Biri bana, "Buraya çekinerek geldik ama Fenerbahçeliler bize büyük saygı gösterdi" dedi. Ben de onlara, "Kadıköy, İzmir'e benzer, çok medenidir" dedim. Maalesef bugün İzmir için aynı şeyi düşünemememin üzüntüsünü yaşıyorum.
Son 45 yıldır İzmir futbol takımlarının en büyük başarısı Süper Lig'e çıkmak. En son 1979'da kazanılan Türkiye Kupası var; gerisi günü birlik galibiyetler! Göztepe bir dönem amatöre düştü, şirket olup Mehmet Sepil'in çok büyük özverisiyle yeniden küllerinden doğdu. İzmir futbolu biraz olsun nefes aldı. Karşıyaka dibe vurdu, Altay sahipsiz kaldı.
Şuna geleceğim; fanatizm tabii ki de olmalıdır ama bu holigazimin zararı yararından çok daha fazladır.
Şehire Türkiye'nin en büyük markalarından biri geliyorsa onu en iyi şekilde karşılamalısınız. Hele hele sahaya "Geçmiş olsun Güzel İzmir" pankartıyla çıkma jestini yapan bir kulübe. Sadece Fenerbahçe değil, her takımı güzel ağırlamalısınız. Bakın geçtiğimiz gün Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe'ye ismi yazılı formayla karşıladı, tribünlere alkışlattı.
Bakıyorum kaç gündür; Göztepe, Fenerbahçe ve saldırıya uğrayan Fenerbahçe başkanından hala özür dilemedi.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'a yapılan saldırı gözümün önünden gitmiyor. Sadece Ali Koç saldırıya uğramadı, hepimize yapılan bir şiddet bu aslında! Ailece maça giden insanlara yapılmış bir darbe.
Göztepe saha içinde puan alsa da ayıp etti. Göztepe tarihine yakışmayan bir gösteri oldu bu! Madem 'Tam 35' sloganıyla İzmir'i temsil ediyorsunuz İzmir ve İzmir gibi medeni olmalısınız.
Dost ortamlarında son birkaç yıldır söylüyorum Mehmet Sepil Göztepe'ye özellikle kurumsal anlamda çağ alattı. Sepil'in değil Göztepe'de İzmir'in konak meydanında heykeli dikilmeli. Ve burada, Mehmet Sepil tüm sorumluluğu üzerine alıp Fenerbahçe ve Türk Futbol kamuoyunu rahatlatacak fair-play açıklaması yapmalı. Tüm fanatizmden uzak aklı selim bir şekilde.
Ve tabii ki Göztepe'nin ayakta kalması için güçlü sponsorlar bulması gerekir. Hangi sponsor böyle kötü bir ortamda bulunmak ister ki?
Buraya yazıyorum çok yakında Mehmet Sepil de pes eder, şirketin sahibi olan yabancı ortak da! Yoksa bu holiganizm kimseye yar olmaz!
Unutmadan; Göztepe Gürsel Aksel Stadı, büyük emeklerle yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu burada kronolojik konumu nedeniyle stat olamaması gerektiğini belirtmişti ve projeye uzun süre direnmişti. Maalesef Kocaoğlu haklıymış! Norveç'in Oslo ketinde Intility Stadı'na maça girmek için şehrin çarşısının hemen içinden geçmiştik. Çok şaşırmıştım. Keşke Türkiye'de böyle bir stat olsa diye düşünmüştüm. Yanlış düşünmüşüm!
İlgili Haberler