Deniz meleği, şeffaf görünümleri ve parlak renkleriyle oldukça ihtişamlı canlılardır. Okyanus melekleri bir tür deniz salyangozudur ve altı farklı grupta sınıflandırılırlar. Dış kabuğu tamamen şeffaf olduğu için bilim dünyasında, Yunanca çıplak beden anlamına gelen Gymnosomata olarak adlandırılır.
Kutup bölgelerinden ekvatoral iklime kadar olan denizlerde yaşayabilen bu canlılar genellikle oldukça küçüktür. Clione antartica olarak adlandırılan türü çok büyüyebilir ve 5 santimetre boya kadar ulaşabilir. Hem sıcak hem de soğuk sularda yaşayan bu tür sıcak denizlerde ise yalnızca 1,5 santimetre boyundadır.
Normal koşullarda saniyede bir veya iki kere kanat çırparak yavaş hareket eden bu canlılar avlanma esnasında oldukça hızlı hareket edebilir. Bazen pusu kurarak bazen ise saldırgan davranışlar göstererek avlanırlar. Hızlı hareket etmeleri gerektiğinde vücutlarında bulanan iki farklı kas grubunu da çalıştırarak avlanırlar. Bu canlılar etobur canlılardır ve bazı türleri sadece deniz kelebeği ile beslenir.
Clione antartica olarak adlandırılan türü henüz tam olarak çözülemeyen bir molekül olan pteroenonu salgılayarak kendini diğer avcılara karşı korur. Bazı ampifod türleri bir Clione antartica yakalayarak yanında taşır. Böylece pteroenonu salgılayan okyanus meleği hem kendini hem de ampifodu korur. Clione antarticanın nüfusu bazen olağanüstü sayılara ulaşabilir. Bir metreküp suda 300 adet okyanus meleği yaşayabilir.
Okyanus melekleri aynı zamanda hermafrodit canlılardır yani çift cinsiyetlidirler ve kendi kendilerini dölleyebilirler. Yumurtlama sırasında şeffaf bir yumurta kütlesi suya bırakılır. Yavrular yumurtadan çıkana kadar serbestçe gezerler. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra embriyonik kabuk birkaç gün içersinde kaybolur.
Son zamanlarda artan okyanus asitleşmesi, deniz kelebeklerini olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden deniz melekleri akşam yemeği bulmakta oldukça zorlanıyor. Umarız insanlık çevreye daha çok duyarlı bir hale gelir ve bu güzide canlıları uzun süre görmeye devam ederiz. (psikopatolojibilimi)