Göz tansiyonu, tıpta glokom olarak bilinen, göz içindeki sıvı basıncının artışıyla optik sinire zarar veren bir hastalıktır. Göz içi sıvısı (aköz hümör) gözdeki ön kamera dediğimiz bölümde üretilir ve dışarı atılır. Ancak bu sıvının dışarı atılımında bir sorun yaşandığında, göz içi basıncı artarak görme sinirlerine zarar verir. Bu hasar geri döndürülemez olduğundan, göz tansiyonu görme kaybına yol açabilir.
Göz tansiyonu tarihsel olarak, antik Yunan ve Roma dönemlerinde göz hastalıklarıyla ilgili tanımlamalar arasında yer almış olabilir. Ancak hastalık modern tıp literatüründe 19. yüzyılda daha spesifik olarak tanımlanmıştır. 1850'lerde oftalmoskopun icadıyla göz hastalıkları daha net anlaşılmaya başlandı ve göz tansiyonu da bu dönemde tıbbi literatürde geniş bir yer buldu.
GÖZ TANSİYONU NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Göz tansiyonu genellikle herhangi bir belirti vermeden ilerleyen bir hastalıktır, bu nedenle çoğu hasta hastalık ileri evrelere ulaşana kadar farkına varmayabilir. Bu durumu erken teşhis edebilmenin en güvenilir yolu düzenli göz muayeneleridir.
Göz tansiyonunun teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır:
1. Tonometri: Göz tansiyonu ölçümünde en yaygın yöntem tonometridir. Bu testte, göze hava üflenerek veya bir cihazla gözün direnci ölçülerek göz içi basıncı tespit edilir. Normalde göz içi basıncı 10-21 mmHg arasında olmalıdır. Daha yüksek bir değer, göz tansiyonu işareti olabilir.
2. Göz Dibi Muayenesi: Optik sinir hasarını tespit etmek için göz dibi muayenesi yapılır. Bu muayenede göz doktoru, göz arkasındaki optik siniri inceler ve herhangi bir deformasyon veya hasar olup olmadığına bakar.
3. Görme Alanı Testi: Glokom genellikle çevresel (periferik) görme kaybına neden olur. Bu nedenle, hastalığın ilerleme derecesini belirlemek için görme alanı testi yapılır. Bu testte, hastanın farklı alanlarda yanıp sönen ışıkları görüp göremediği değerlendirilir.
4. Göz Tarama Testleri: Gözün yapısal özelliklerinin detaylı bir şekilde incelendiği OCT (Optik Koherens Tomografi) gibi ileri görüntüleme teknikleriyle göz siniri ve retina yapısında incelemeler yapılır.
GÖZ TANSİYONU OLAN KİŞİLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN DURUMLAR
Glokom tanısı almış bireyler, göz sağlıklarını korumak ve hastalığın ilerlemesini engellemek için yaşam tarzlarında bazı değişiklikler yapmalıdır. Aşağıda, göz tansiyonu olan kişilerin dikkat etmesi gereken önemli durumlar sıralanmıştır:
1. Düzenli Göz Kontrolleri: Glokomun sinsi bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Tedavi sürecinde düzenli doktor kontrollerine gitmek ve göz tansiyonunun sürekli takip edilmesi hayati önem taşır. Herhangi bir belirti olmasa bile, yılda en az bir kez göz muayenesi yapılmalıdır.
2. İlaç Kullanımına Özen Gösterme: Glokom tedavisinde kullanılan göz damlaları, göz içi basıncını düşürmek için en yaygın tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak bu damlaların düzenli ve doğru bir şekilde kullanılması gerekir. İlacın aksatılması, göz tansiyonunun kontrol edilememesine ve hastalığın ilerlemesine neden olabilir.
3. Sağlıklı Yaşam Tarzı: Göz tansiyonu, genel sağlık durumu ve yaşam tarzından etkilenebilir. Sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak, göz tansiyonunun artmasını önleyebilir. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı bir diyetle beslenmek de göz sağlığı açısından faydalıdır.
4. Stresten Kaçınma: Stres, vücutta genel bir tansiyon artışına neden olabilir. Bu da göz içi basıncının yükselmesine yol açabilir. Stresi yönetme ve rahatlama teknikleri kullanmak, göz tansiyonunu kontrol altına almak için önemlidir.
5. Göz Yaralanmalarından Kaçınma: Göz tansiyonu olan kişilerin gözlerine zarar verebilecek darbelerden kaçınmaları gerekir. Özellikle spor yaparken koruyucu gözlük takmak ve tehlikeli aktivitelerden uzak durmak önemlidir.
GÖZ TANSİYONUNUN TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Glokom tedavisinde ana hedef, göz içi basıncını düşürmek ve optik sinirlerdeki hasarın ilerlemesini durdurmaktır. Tedavi yöntemleri hastalığın evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve göz tansiyonunun şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Aşağıda en yaygın tedavi yöntemleri sıralanmıştır:
1. Göz Damlaları: Glokom tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biri göz damlalarıdır. Bu ilaçlar, göz içindeki sıvının üretimini azaltarak veya sıvının gözden çıkışını artırarak göz içi basıncını düşürür. Glokom tedavisinde kullanılan göz damlaları düzenli olarak kullanılmalı ve doktorun talimatlarına uyulmalıdır. Damla kullanımı, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatabilir.
2. Ağızdan Alınan İlaçlar: Bazı durumlarda göz damlaları yeterli gelmediğinde ağızdan alınan ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlar, göz içi basıncını düşürmek için sıvı üretimini kontrol eder. Ancak bu ilaçlar bazı yan etkilere neden olabileceğinden, doktor kontrolünde kullanılması önemlidir.
3. Lazer Tedavisi: Lazer tedavisi, glokom tedavisinde kullanılan bir diğer etkili yöntemdir. Lazerle yapılan müdahalelerde, göz içi sıvısının çıkış kanallarını genişletmek veya sıvı üretimini azaltmak amaçlanır. Lazer tedavisi genellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda uygulanır.
4. Cerrahi Müdahale: İleri evre glokom vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir. Bu tür ameliyatlarda göz içi basıncını düşürmek için gözde yeni bir sıvı drenaj yolu oluşturulur. Cerrahi müdahale, ciddi vakalarda etkili bir çözüm olabilir ancak her cerrahi operasyonda olduğu gibi, riskler de mevcuttur.
5. Alternatif Tedavi Yöntemleri: Glokom tedavisinde tamamlayıcı tıp yöntemleri de bazen önerilmektedir. Omega-3 yağ asitleri gibi antioksidanlar, göz sağlığını korumada destekleyici olabilir. Ancak bu tür alternatif tedavi yöntemlerinin mutlaka bir doktor kontrolünde kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.
Göz tansiyonu, erken teşhis edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilecek ciddi bir hastalıktır. Düzenli göz muayeneleri, göz tansiyonunun erken evrede fark edilmesini sağlar ve tedavi süreci daha başarılı bir şekilde yönetilebilir. İlaç tedavisi, lazer uygulamaları ve cerrahi müdahaleler gibi farklı tedavi yöntemleri hastalığın ilerlemesini durdurmada etkilidir. Göz tansiyonu olan bireylerin yaşam tarzlarında yapacakları bazı değişiklikler, hastalığın kontrol altına alınmasına katkı sağlayabilir. Glokomla mücadelede en önemli faktör ise düzenli doktor kontrollerine devam etmek ve tedaviye uyum sağlamaktır.