Gökten üç elma düşmüş

Bugün büyüklere, bir masal da benden: DTP, kapatılacakmış!
Partileri kapatılırsa dağa giderlermiş!
PKK’yı MİT kurdurmuşmuş!
Yazılmamak kaydıyla bir DTP’li tecrübeli siyasetçi, hayati şeyler söylüyormuş ve yazılmamak kaydıyla söylenenleri de yazılmadan okuyormuşuz!
Başbakan ve Genelkurmay Başkanı görüşüyorlarmış!
İstanbul’da asker Anneleri, 24 saat aralıksız kurdukları çadırlarda nöbet tutuyorlarmış!
Trakya’yı sel almış!
Selin sebebi, Bulgaristan’ın haber vermeden üç barajını açmasıymış!
Ekmeğe zam varmış!
“Bahçeli MHP’nin Bahçevanı” , hararetle tokalaştığı DTP’lilerin meclisteki varlıklarından rahatsızmış! “Türk milliyetçileri, daha son sözlerini söylemedi!..” ymiş!...
“CHP’liler, Baykal’a sahip çıkın!” diye yalvarmakla; biz de bilmeden oyunlara figûranlık ediyormuşuz!
Amerika’lı General, Ankara’ya gelmiş ve gitmiş!
Trakya’yı Bulgaristan barajlarının açılması yüzünden sel alırken, Güneydoğudaki dağlarımıza kar yağmış!...
Hükûmet Meclis’ten sınır ötesi operasyon için yetki almış, talimat almamışmış!...
Bekâra karı boşamak kolaymış!...
...mış!, ...miş!...
Gökten üç elma düşmüş!
Biri; mış’ların, miş’lerin mucidine, Başbakan’a.
Biri; bu kadar mış’larla, miş’lerle istikrarı koruyabilen AKP’nin Genel Başkanı’na.
Biri; “Sen Teksaslıysan, ben de Kasımpaşalı’yım!” diye nara atarak Okyanus ötesini dize getirebilen Recep Tayyip Erdoğan’a...
Millete üçten bir şey kalmamış!
Üçten pay alamayınca da millet, ağzını ve ellerini havaya açarak, ağız ve ellerini duaya açarak çare beklermiş...
Yarın seçim olsa, iki kişinin birbuçuğu yeniden aynı yere oy verirmiş! İstikrara ihtiyaç varmış!
Açlığa, yokluğa, yoksulluk ve yolsuzluğa öylesine alışmış ki millet, Allah korusun bu istikrar bozulursa; kimse anasını da alıp gitmezmiş! Kimse askerde yan gelip yatmazmış! Kimsenin gözünü toprak doyurmazmış! Bir daha asla başımıza çuval geçirilemezmiş! Suud Kralı; bırakın Cumhurbaşkanımız’ı, Dışişleri Bakanımızı evinde ziyaret edebilirmiş!
Hey yavrum heeey!
Hikâyeye bak...
Binbir Gece Masalları’nın Beyaz Atlı Prensi, şükürler olsun ki başımızda. Bir sefer atın huysuzluğundan attan düştü ama olsun, hâlâ atın belinde ya!...
At da, teknolojik gözetleme cihazlarına yakalanmıyormuş ya; Beyaz Atlı Prensimiz, bir gece ansızın Teksas’a atıyla gidip, orada rehin tutulan silahlarını kapıp gelsin de görsün bütün dünya gününü!...
Trakyalılar, yüzme öğrenin! Asker aileleri, çadırlarda nöbete devam! DTP’li bölücü hainler, önünüze geleni tehdide devam! PKK’lılar, şehirlere gelin, ABD’nin sizi buralarda tesbit ederek Başbakan’a muhbirlemesi mümkün değil!...
Kurban olduğum demokrasinin bize sunduğu imkânlara, bize sunduğu çarelere bakın Allah aşkına!
Türk Milleti;
Sakın ağlama, sakın inleme, sakın milletliğinden vaz geçme. İdealler, söylenmez milletçe yaşanır!...
Tarihle yaşıt bir milletsek biz, bu badireyi de atlarız yüzümüzün akıyla!...
“Türk’üm bu ad, her unvandan üstündür.”

Yazarın Diğer Yazıları