Gökçek'in iddiaları fos çıktı!..
R. Erdoğan tarafından ağlatılarak görevinden alınan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek -her nedense- bugünlerde ortalıkta dört dönüyor!. Kendi televizyonuna çıkıyor, tivitler sallıyor.. Mansur Yavaş'ı "FETÖ'cülük"le suçluyor. İddiası ne?.. "Mansur Yavaş, Beypazarı Belediye Başkanı iken ilçede çok değerli büyük bir araziyi üniversite yapılması için metrekaresi 17 kuruş'tan FETÖ'cülere peşkeş çekmiş."
Öyle mi?...
Her zaman olduğu gibi sadece ve sadece belgeleri konuşturalım. Kararı da siz değerli okurlarımıza bırakalım;
Önce, şöyle zaman makinesini bir geri saralım. İşin aslı taa 1998'e kadar gider. Beypazarı'nda gerçekleşen bir festivalin son gününe Melih Gökçek de katılır. Sohbet edilirken, Mansur Yavaş, Beypazarı'nda bir organize sanayi olduğunu ancak kamulaştırma sorunları ve bozulan ekonomi nedeniyle organize sanayinin çalışmayacağını söyler. Gökçek de, Yavaş'a bu araziyi üniversite alanı yapmasını tavsiye eder, "ben üniversite yapacak birilerini mutlaka bulur size gönderirim" der. Ha!.. Bu arada, o zamanlar Gökçek'in Yavaş'ı AKP'ye transfer etmek için yoğun bir çaba gösterdiğini de Ankara'da cümle alem biliyor.
Sonra ne olur o malum araziye?..
Sene 2009... Mansur Yavaş, MHP'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olur. Seçim çalışmalarına başlayacağı için izin alır koltuğu terk eder, 7.1.2009 tarihinde yazdığı resmî bir dilekçede, "Belediye Başkanlığı görevimde izinli olmam sebebiyle Ocak 2009 ayı dahil Belediye Başkanlığı görev sürem sonuna kadar adıma tahakkuk eden ücretlerin belediye gelir kaydedilmesini rica ederim" der. Yani, birileri gibi koltuğa yapışmaz. Milletin, devletin parasını seçim çalışmalarında harcamamak, haksız kazanç elde etmemek için devlete iade eder...
Mansur Yavaş, 8.10.2008'den 29.3.2009'a kadar Beypazarı Belediye Başkanlığı görevini, izin alarak görevi vekillerine bırakmıştı. Bu da, Belediyenin hazırladığı, Yavaş izinli iken göreve vekalet edenlerin listesi...
Niye bu belgeyi koydum? Sıkı durun!..
Mansur Yavaş, izinli iken ve Ankara'da seçim çalışmaları yaparken encümen o arazinin satılması için bir şartname hazırlar ve kaymakamlığa gönderir. Şartnamede neler var?
1'nci madde: Mülkiyeti Belediyemize ait İlçenin Ayvaşık Mahallesi 1625 ada 1 nolu parselde bulunan 926.828 metre karelik Arsa Üniversite yapmak şartı ile 160.000,00. TL (KDV Dahil) muhammen bedel üzerinden. 2886 sayılı Devlet Kanununun 35/C ve 45-49. maddeleri gereğince Açık teklif Artırma Suretiyle Belediye Başkan Odasında Belediye Encümeni huzurunda 16.03.2009 Pazartesi günü saat 14.00'de ihale ile satılacaktır.
7'nci madde: Ayvaşık Mahallesi 1625 Ada 1 Parseldeki arsa Üniversite yapmak şartı ile satılacak olup başka bir amaçla kullanılamaz.
8'nci madde: Söz konusu arsa alanı Belediyemiz İmar planında Üniversite yeri olarak ayrılmasından dolayı 10 yıl içinde Üniversite olarak veya herhangi bir Üniversiteye Bağlı Fakülte ve Yüksekokul kurulmasına ve başka amaçla kullanılması için Belediyeden muavakat alınmaması durumunda aynı bedel üzerinden Belediyeye geri alınması şartı ile satılmasına.
Gördüğünüz üzere, şartnamede Mansur Yavaş'ın imzası da yok. "Beypazarı Belediye Başkanlığı" diye imza atılmış. Üstelik, 12.01.2009 tarihli Beypazarı Belediyesi Meclis Karar Kağıdında da şartname ile ilgili aynı ayrıntıları görüyoruz. Bunda da Mansur Yavaş'ın imzası yok.
Mansur Yavaş'ın belediye başkanlığı döneminde organize sanayi bölgesi yapılmak için 160 bin liraya satın alınan yaklaşık 2 bin dönüm arazinin yarısından daha azı -930 dönüm- 2009 Mart sonunda 161 bin liraya satılıyor. Dikkat edilmesi gereken bir husus, burada Melih Gökçek'in iddia etiği gibi Belediye nasıl bir zarara uğratılmış onu da anlayabilmiş değilim.
Hafızalarımızı tazeleyelim... "FETÖ"cülükle itham edilen Mansur Yavaş, 2009 seçiminde Melih Gökçek'e karşı yarışırken FETÖ medya organları tarafından linç ediliyordu. Melih Gökçek'e tam destek verilen o zamanlarda şimdi çıkılıp Yavaş'ın o araziyi FETÖ'ye peşkeş çektiği iddiası çok manidar değil mi?..
Nefes nefese okuduğunuzu tahmin ettiğim kumpasın sonraki safahatı ile devam edelim;
Aradan 7-8 yıl geçtikten sonra o araziyi satın alan firma FETÖ soruşturması geçiriyor. Yavaş'ın bunlardan biriyle en ufak bir görüşme, telefon kaydı, yan yana geldiklerine dair en ufak bir sinyal kaydı mevcut değil. Soruşturma genişletiliyor ve sonunda "bunların burayı alacak paraları yok, bunlar burayı nasıl almış" diye Vakıflar Genel Müdürlüğü araştırma yapıyor. Beypazarı Belediyesi hakkında, arazinin satıldığı tarihte, "satın alacak, üniversite yapacak paraları yoktu" denilerek, yeri satan bütün belediye görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Bu arada savcılık belediyeye "Mansur Yavaş o tarihte görevli midir" sorusunu" soruyor. Ne ilginçtir yukarıda sıraladığım tüm belgeler mevcut iken, belediyeden "Mansur Yavaş Mart ayının sonuna kadar görev başındadır" diye bir evrak hazırlanıyor!. .İçişleri kontrolörü, bunları incelerken ihbar yapılması üzerine şartnameyi Yavaş'ın hazırladığını ve kaymakamlığa gönderdiğini iddia ediyor. İçişleri Bakanı soruşturma izni veriyor. Bu arada araziye değer biçiliyor. O tarih itibarıyla 1.5-2 trilyon lira civarında değer biçiliyor. Şehrin 8 kilometre uzağında, elektriği, suyu bulunmayan ve 7'nci sınıf arazi olan bu yerin ucuz satıldığı iddia ediliyor. Oysa alınan fiyata, arazinin yarısından daha azının satıldığı gibi, bir üniversite kurulduğu ve arazinin diğer yarısı değerlendirildiği takdirde belediyeye nasıl gelir sağlayacağı ortada iken!..
Daha sonra satın alan firma, araziyi belediyeye geri veriyor. Belediyeye geri verdiği tarihte de, 10 sene sonra değer olarak 1 milyon 249 bin harç bedeli olarak gösteriliyor. Çünkü gerçek değeri o şekilde tespit etmiş oluyorlar. 10 sene önceki 1 milyon küsur fiyatının da yalan olduğu ortaya çıkıyor.
Bu kumpas devam ederken, Mansur Yavaş, İçişleri Bakanlığı'nın verdiği soruşturma iznine karşı hukuki yollardan mücadele ediyor. Cumhuriyet Başsavcılığı'na satış yapıldığı dönemde izinde olduğuna dair belgeleri tek tek sunuyor, kendisine iftira atanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Sonunda da Yavaş'ın İçişleri Bakanlığı'nın verdiği soruşturma iznine yaptığı itiraz Danıştay tarafından kabul ediliyor. Danıştay kararında (17.11.2016) kamu zararı olmadığına hükmederek soruşturma izni kararını kaldırıp, dosyayı İçişleri Bakanlığı'na geri gönderiyor.
"Mansur Yavaş FETÖ'cü" öyle mi?.. Bu kadar belgeye rağmen!.. O zaman, yarın Melih Gökçek'in hakkındaki dosyaların nasıl sümen altı edildiğini belgesiyle sizlere aktaralım...