Göğsümüzü kabartacak yöneticiler hayal ediyorum
Göğsümüzü kabartacak yöneticiler hayal ediyorum. Mensup olduğu milletle gurur duyan, milletinin adını söylemekten sevinç ve mutluluk duyan yöneticiler hayal ediyorum.
Ordusuyla övünen, her komutanını, her erini “bir bayrak gibi” gören, silahlı kuvvetlerinin üzerine titreyen yöneticiler hayal ediyorum.
Milletini parçalara ayırmayan, tek ve bütün olarak düşünen yöneticiler hayal ediyorum. Ülkeyi bölmek, milleti parçalamak isteyenlerin yakasına yapışan, devletle oyun oynanmayacağını icraatıyla gösteren yöneticiler hayal ediyorum.
Bölücü terör örgütünün şu veya bu adamıyla devletin hiçbir biriminin görüşemeyeceğini haykıran yöneticiler hayal ediyorum.
Terörü öven, terörün isyan bayrağını açan, terörist başına övgüler yağdıran konuşmacılara karşı yasaları ânında uygulayan yöneticiler hayal ediyorum.
Yargının siyaset yapmalarını yasakladığı kişilerin siyaset yapmalarına, mitinglerde konuşmalarına, siyasi temaslarda bulunmalarına izin vermeyen ve bunun için gerekli yasaları işleten yöneticiler hayal ediyorum.
Caddeleri her gün ateş topuna çeviren, cam çerçeve indiren, güvenlik güçlerini taşlayan, molotoflayan isyancılara engel olacak, onları derdest edip yargının önüne çıkaracak yöneticiler hayal ediyorum.
Günlerce, aralıksız süren isyan provalarını önleyemediği için utançtan yüzleri kızaracak yöneticiler hayal ediyorum. Sokak çapulcularının başını alıp gittiği bir ülkeyi, utanç duymadan daha fazla yönetmenin mümkün olmadığını düşünen, “böyle bir ülkede yüzüm kızarmadan sokağa çıkamam” diyebilen ve istifa edebilen yöneticiler hayal ediyorum.
Haklarındaki yolsuzluk dosyalarından utanan, bu dosyaları ne yapıp edip işleme koyan ve işlemin sonunda gereğini yapan, ancak aklandıktan sonra başını eğmeden görevine devam eden yöneticiler hayal ediyorum.
Kendi idari tasarruflarına ve arzularına uymasa da yargı kararlarını uygulayan, yargının kararlarını uygulamak yerine kararı veren yargı organlarını ortadan kaldırmayı düşünmeyen yöneticiler hayal ediyorum.
Hoşlanmadıkları kararları veren mahkemeleri yok etmek için yasa çıkarmayı düşünen değil, haklarında mahkûmiyet kararı çıkmamış insanların yıllarca tutuklu kalmasına yol açan durumu değiştirecek yasalar yapmayı düşünen yöneticiler hayal ediyorum. Zulüm yoluna sapan değil, mazlumu korumaya çalışan yöneticiler hayal ediyorum.
“Biz” dediği zaman ellerini böbreklerinin üzerine koyan değil, kalbinin üzerine koyan; böbreklerinin işleyişi, ciğerlerinin şişkinliğiyle değil, kalbinin ihlası, yüreğinin mertliği, gönlünün yüceliğiyle övünen; samimiyetini diliyle değil, zamiriyle ve icraatıyla ortaya koyan yöneticiler hayal ediyorum.
Zihninde intikam düşüncesine, kalbinde ihtirasın pençesine, dilinde küfürün külhancasına yer vermeyen yöneticiler hayal ediyorum. Zihni temiz, kalbi temiz, dili tertemiz yöneticiler hayal ediyorum.
Milletvekili listelerinin nasıl hazırlanacağı gündeme geldiğinde “bizi sıkıntıya sokan gider” cevabı yerine “biz demokrat insanlarız; parti içi demokrasiye inanırız; milletvekillerini ön seçimle partililerimiz seçer; onları benim seçeceğim gibi bir eylemi bana nasıl yakıştırırsınız, ben diktatör müyüm” diyen yöneticiler hayal ediyorum.
Caddelerinde bölücü terörün kol gezmediği, basın yayın organlarında bölücü beyanlarının yer almadığı, Meclis raflarında yolsuzluk dosyalarının bulunmadığı, yöneticilerini ve milletvekili adaylarını liderlerin değil partililerin seçtiği, millet için çalışmanın, bilimin ve dürüstlüğün en yüce değerler sayıldığı bir ülke hayal ediyorum. Böyle bir ülkenin dili temiz, kalbi saf, zihni açık yöneticilerini hayal ediyorum. El-kıssa, göğsümüzü kabartacak yöneticiler hayal ediyorum.